29 Ekim 2012 Pazartesi

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!:)


Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun,89.yılımızı her yerde şölenlere kutlamaya gidelim,Cumhuriyetimizi coşkuyla kutlayalım:) Türk olduğum için yine çok gururluyum,atalarımızın kurduğu bu güzel vatanda yaşamak öyle güzelki,ne mutlu ki bizler şanslıyız,bu vatanın kıymetini bilelim...
görsel kaynak

28 Ekim 2012 Pazar

Alışverişkolik Ve Pembe Dünyası


Sophıe Kınsella'nın bu ikinci kitabını okuyuşum..İlk kez Pasaklı Tanrıça'yı okumustum,o kitapta çok eğlenceliydi,nasıl okuduğumu bitirdiğimi anlayamamıştım.Alışverişkolik ve Pembe Dünyası'da bir o kadar güzelmiş,eğlenceli bir kitapmış.Rebecca bir ekonomi dergisinde yazılar yazmaktadır,fakat ekonominin e sinden anlamamaktadır.Alışverişe karşı olan tutkusu,kredi kartlarınada yansımaktadır.Hesabını bilmeden sürekli alısveriş yapması sonucunda,maddi acıdan zor durumlara gelmeye baslar..Ask hayatıda ekonomik durumu gibi düzgün değildir..Yasadığı komik olaylar,iş hayatında kendisini basarısız ve ezik görmesi,aşk hayatının iyi gitmemesi,sürekli yaptığı harcamalarlada birleşince işin içinden cıkılamayacak bir hal alacaktır..Vee neler olacaktır acaba diye düşünüyorsanız,eğlenceli bir kitap okuyup,kendinizdende parcalar bulacağınız bir kitap,tavsiye ederim hem kafanızın dağılması açısından hemde ciddiye alabileceğiniz,coğu yerindede eğleneceğiniz bir solukta okuyacağınız,bircok yerindede oldukca güleceğiniz bir kitap olmuş:))

Biricit derki,alışveriş tutkusu terapi gibidir,her kadında olan vazgeçemediği bir özelliktir,yasasın alısveriş yapmak!:))

25 Ekim 2012 Perşembe

Mutlu Bayramlar...:)



Facebooktan,twitterdan,toplu smslerle cep telefonumuzdan (adını soyadınıda yazıp) bayramımızı kutlayan,tüm bekarların,yalnızların,danalarını ve keçilerini kacıranların,öküzlerini bulanların,sıkıntıda bunalımda olanların,kalpleri kırık olanların,mutluluktan çığlık atanların,evli ve çocukluların,evsiz ve cocukluların,hem evsiz hemde cocuksuzların,gönlünden aşk geçenlerin,aşksızlıktan gönlünü yitirmeyenlerin,ailesiyle olanların,ailesini özleyenlerin,belki annesine belkide babasına sadece dua ederek bayramlasacak olanların,ailesinin değerini bilenlerin,sevdikleri yanında olup sevdikleriyle bayramı geçirenlerin,sevdiklerini özleyenlerin,bayramda bol bol  yaprak dolması,çikolata,tatlı ve kavurma yiyenlerin,eski sevgililerine gıcık olanların,yeni sevgilisiyle çok mutlu olanların,maaslara zam yapan iyi yürekli patronların,vefalı eski iş arkadaslarının,dürüst çalışan iş arkadaslarının,iyi bir lider olan adam gibi adam olan yöneticilerin,dostuna kazık atmayıp arkadan vurmayanların,kadınlara değer verenlerin,sevgilisi olan erkeklere asılmayan kadınların,sevgilisini-eşini aldatmayan erkeklerin,namusu beyinde arayanların,biscolata erkeklerinin:),garfieldi çok sevenlerin:),içindeki çocuğu asla kaybetmeyenlerin,bu yazıyı okuyan herkesin ama en çokta çocukların(çünkü bayramı en çok onlar hakediyor..) kurban bayramı mübarek olsun..MUTLU bayramlar...:) (sevgiliminde tabiiki:) )
Biricit derki,keske hayat bayram olsa..
Görsel alıntıdır

23 Ekim 2012 Salı

Doğadan Çaylar Geldi!:)


Doğadan firmasından harika çaylar geldi,çok teşekkür ederim bu güzel jestleri için.:)Dört çeşit çay göndermişler,yeni ürünlerinden daha önce denememiştim hepsinin tadı harikaydı.Büyülü Bohça(kuşburnu),Beyaz Çay(cranberry),Beyaz Çay(portakal çiçeği),Zencefil Limon Kabuklu Çay..

Büyülü Bohça(kuşburnu) çayı,çay poşetide çayı kadar güzel hazırlanmış,çok pratik,içinde kuşburnu,bamya çiçeği,erik aroması var.

Beyaz Çay(cranberry),beyaz çayı ilk defa içtim,içinde beyaz çay,yeşil çay ve aromalar var.Tadıda hoş.

Beyaz Çay(portakal çiçeği),içinde beyaz çay,yeşil çay,aromalar,portakal çiçeği,portakal kabuğu,mandalina kabuğu,limon kabuğu var,tam kışlık bi çay:)Tadı gayet güzeldi.

Zencefil Limon Kabuklu Çay, içinde limon otu,zencefil,bamya çiçeği,aromalar,limon kabuğu,zerdeçal,stevya,hindiba var,tam bir grip ilacı gibi geldi bana bu çayda:)

Kış geliyor,kışın bitkisel çaylar içmek oldukça iyi gidio bence:)Doğal ürünlerini bana gönderen Doğadan firmasına çok teşekkür ederim:)

Biricit,bir iyilik yaptı kendine,bu kış bitki çaylarını bol bol içecek..:)

Sevgilisel Kavgalar



Heyooo sevgilim oldu benimde çook mutluyum diye yazıma başlamayı inanın bende çok isterdim.Tamam evet birisi var hayatımda yani aslında yok,yani hem var hemde yok gibi.Aslında tanıma aşamasındayızda denilebilir.Sanki 20 yıllık evli insanlar bile birbirini tam tanıyabilmişler gibi...Bu birazda şans işidir,ilişkilerde bana göre..
İkibucuk haftadır tanısıyoruz ve şu ana kadar geçen hafta içinde 5 kez kavga ettik.Bir hafta yedi gündü değil mi?Bilmiyorum bende mi sorun var onuda anlamadım,ben mi hatalıyım acaba?

Sen benim sığınağımsın kavgası:Esasında buna 'sn bnm sgngmsn' kavgası demek daha doğru..Henüz ilk bulusmamız gerçekleşmemişti,bir arkadasım vasıtasıyla tanıstık bu arada,facebookunu incelerken  'eğilirsen basamak,dik durursan sığınak olursun' sözünü iletisinde gördüm,buraya kadar hersey normal,ama bir kızın bu iletinin altına 'sn bnm sgngmsn:) ' gülücüğüde var göz kırpmalı..yazdığını gördüm.
Hani bir hikaye varya,cocuk sevgilisine naber der,kızda snn be slk (sana ne be salak) der..O hikaye aklıma geldi,ne ergen bi kız bu dedim,kelimedeki ünlü harfleri yutmusta yazmıs,tabıı baska bısey daha dıkkatımı cektı.Bi insan kime sığınak der?Özel seyler hissettiği birisine,sevgilisine veya eşine der ancak..
Ona sordum bu kızla aranızda bısey var sanırım,yemınler ettı bısey yok,muhatap dahi olmuyorum,sorunlu o sanırım,ben o manada anlamadım onun dedığını dedı,ınandım bende..
Peki tamam..

Bulusmaya dört saat gecikme kavgası:Uzaklardayız yani semt olarak..Hatta dünyanın o ucunda o,bu ucunda ben varım..Belli bi saat belirttik ve o İstanbul trafiğinde saatlerce kala kaldı..Bende evde gelmesını bekledım,gelınce cıkmak için.Dısarda olsaydım kesınlıkle beklemezdım 15 20 dakıka dısında kesınlıkle bulusma yerınıde terkederdım..
Söz verdim o kadar yoldan geldi dedim,bunada evet..

Senin ilişki durumun neden görünmüyor?kavgası: Aslında bu kavganın nedeni çok basit,neden ilişkimizi yazmıyoruz kavgası bu.Tabii bulustuk,cok beğendık bırbırımızı,elektrık aldık falan..Güzel mesajlar yazmaya basladık,telefonda konusmaya basladık..Ama ilişkimizi yazmıyoruz.Vallahide baskası ile bi ilişkiside yokmuş.Kendinden henuz emin olmadığı için yazmıyormus,oraya yazacağı kişi ile nisanlanacak,hatta evlenecekmiş..
zamanı gelınce yazacakmıs..Bunada tamam...(ne zaman gelecekse bu zaman)

Neredesin kavgası?:Adı üzerinde neredesin,sürekli aksamları arkadasları ile bulusuyor,ama yanında kızlar falan yokmus,endişelenmemeliymişim..Peki..

Facebookta etiketlenme kavgası:Gecenin bir vakti tesadüfen facebooku acıyorsunuz cep telefonunuzdan ve sevgılınızın yada sevgılı adayınızın(ne olduğumuzu bende cozemedım henuz) baska bı kızla etıketlenmıs resmını goruyorsunuz..Sonra o ne lann dıyıp pcyı acıp dıkkatlıce bakıosunuzkı,sn bnm sgngmsn dıyen kız onu etıketlemıs hemde fotografta deılmıs o,bulustukları gece oynadıkları 'isim-sehır-HAYVAN-' oyununun resmıymıs.Biz 9-10 yaslarında oynardık bu oyunu,gercekten bu kızın zekasındanda suphelenmeye basladım o da ayrı bı konudur..
Yani biz bu aksam,yada gecen aksam senın sevgılınle bulustukta senın haberın yok manasına gelıo sanırım bu..Bunun üzerine artık sinirlerim iyice bozuldu ağladım ve ona mesaj yazdım ne demek bu dıye,cunku gorusmedığı bırısıyle nasıl bulusur bı ınsan..buna tamam değil..

Derken ertesı gun mesajlastık ama yuzyuze konusmayı uygun bulduk..Bulustuk ve bana anlattıklarına inandım.Şimdi mutlu muyum,evet mutluyum ama ahım sahım çooook mutluyum,haydıı bı halay cekelim mutluluğu değil bu tabiiki..zaman gösterecek sanırım bunu ama bu kızın varlığı benı asırı derecede rahatsız edıo,hala ıletılerını falan beğenmesı,yırtık dondan cıkar gıbı cıkması..bılmıyorum..bılmıyorum..Hanı bu facede askıntı kızlar varya oyle bı ızlenımı var,hanı her ıletıyı beğenır salak salak yorumlar yazarlar ya..He sadece kızda mı sorun var,onda sorun yok mu ondada var,demekki bıseylerde yüz vermıssın ona,sende beğenıosun onunkılerı yada bısey var yani...
Hayatta hersey kısmet zaten bazen elımızdede olmuyo bazı seyler..

Biricit'in başına bakalım neler gelecek,o da bilmio henüz..
resim alıntıdır.

22 Ekim 2012 Pazartesi

En Çalışkan Blog Adayı Biricit!:)

Bumerang Ödülleri Oy Ver!

24 Kasım 2011 de bir gece vakti,aniden,blog yazmaya başladım,bigün bana deselerdi bi blog acacaksın ve orada birbirinden iyi ve değerli dostlar tanıyacaksın sanırım buna ben bile inanamazdım ama gercektende böyle oldu.İyiki blogumu acmısım ve sizleri tanımısım:)Dertlerimi basıma gelenleri benimle paylasıp beni yalnız bırakmadığınız için hatta gercek hayattaki dostlarımdan bile daha dost olabildiğiniz için hepinize teşekkür ederim:)

Blogum BlogStar yarısmasında ödüller almıstı işte o zaman anlamıstımki beni seven insanlar gercektende varmış blog dünyasında.O zaman çok şaşırmıştım.Hatta Kemal Sunal'ın filmindeki gibi,bir oy çıkar onuda kendim vermişimdir diye düşünmüştüm en basta..Kendime oy vermedim tabiiki ama beni oylayan arkadaslarıma burada da teşekkür etmiştim.Çünkü bana değer vermiştiniz.Sonra içimden hediye çekilişleri yapmak gelmişti,sponsor firmalarla ve kendi imkanlarımla çekilişler düzenledim,bunu sırf içimden geldiği için yaptım,kitap,bardak hediyeleşme etkinliklerine girdim,yeni ve çok değerli blog insanlarıyla eşleştim,sırf içimden geldiği için,kalbimden geçerek katıldım büyük bir heyecanla.

Blog dünyasında adettenmiş herkes herkesi mim yazıları ile mimlermiş,ebeledim seni der gibi,hepinizin mimlerine geri dönmeye çalıştım,yine baska arkadaslarımı hep mimlemek istedim,mimler kraliçesi dediniz ama bunuda içimden gelerek büyük bir heyecanla yaptım ben,menfaatlerim yoktur benim,kişisel menfaatlerim olmadı,her zaman da yanlısın karsısında olabıldığıme ınanıyorum,çünkü ben buyum kalbimi kıranlara üzüldüm belki bazı zamanlarda kırıldım,çok sinirlendim belkide,bunlarıda yazdım her zaman..Büyük bir heyecanla açtığım blogum bugün Hürriyet Bumerang'ta 'En Çalışkan Blog' Adayı.. Ben çok mutluyum ve bunuda duyurmak istiyorum,kazanamasamda bu güzel yarısmaya katılmak (spor amaçlıda olsa:P) harika bi duygu, sizlerede duyurmak istedim,oy verenlerinde oy vermeyinlerinde yüreğine sağlık,beni sevenlere de sevmeyenlerede tesekkur ederım yeniden.Diceksiniz ki sevmeyenlere neden tesekkur edıosun,benı sevmeyenlerınde hayatımda özel bı yerlerı var,yazılarımın kaynağı  oluyorlar çünkü o yüzden tesekkur ederım onlarada:)
Oy vermek isterseniz bu linkten http://bumerang.hurriyet.com.tr/bumerang-odulleri/40449.htm oy verebilirsiniz:)

Biricit derki,benim en büyük ödülüm blogumda tanıdığım güzel insanlar oldu.:)

Pastel'den Tırnak İçinde Sağlık







*Basın Bültenidir*

21 Ekim 2012 Pazar

Okuma Köşesi Mimi:)


Ben genelde gece yatmadan evvel kitap okumayı tercih edenlerdenim:)Yatağımda sessiz sakin bir kafayla kitaplarımı okuyorum.Odamdan,yatağımdan bir kesit:))




Colgate Diş Macunu Deneyimim!:)



15-20gün önce Colgate-Palmolive'den bu kargoyu aldığımda oldukca sasırdım,minik sürprizleri beni gülümsetti,zaten sevdiğim ve kullandığım bi marka Colgate diş macunu,ben Colgate Triple Actionı kullanıyorum.Colgate Sensıtıve Pro Relıef diş macununu ise ilk kez denedim,gercektende beyazlastırıcı bi etkisi var,ilk kullanımda bile farkını anlıosunuz,sıgara kullandığım ıcın benım için dişlerimin güzel görünmesi çok önemli,çünkü sigara,kahve,çay biliyosunuzki dişleri sarartmaya yeten şeyler.Benim kullandığım diş macunuda aynı etkiyi sunuyor ama bu ürün daha fazla beyazlastırdı,beyaz renkte zaten.Ama ben beyaz-mavi yada mavi jel şeklindeki diş macunlarını seviyorum,nane tadını almalıyım,bu diş macunundada nanemsi bi tad vardı ama diğer Colgate diş macunum gibi derin bi nane kokusu kok.Yeni ürünleri gayet güzel,rahatlatıcı bi etkısı var,diş hassasiyetine karsı da iyi geliyor hani cok sıcak ve cok soğuk bı seyı yıyıp ıctığımızde olan bi etkı vardırda bı ağrı beynımızı zonklatır ,benim genelde pek bi sorunum yok ama arada bir banada olur,bu dişmacunu ise bunu kesinlikle önlüyor.Çok hassas dişlerim yok aslında dişlerimin gayet sağlam olduğunada inanıyorum,beş yasımdaki dolgularım bile halen dişimdeler ve halen 20lık dıslerım cıkmadı:))

Biricit Colgate'in yeni ürününüde kullanılacaklar listesine aldı,Colgate ekibinede çok tesekkur ediyor:)

19 Ekim 2012 Cuma

Kerime



Keskinoğlu firmasının facebooktaki kitap şenliği yarısmasında kazananlardan biriside bendim:) Twitterdandan Keskinoğlu firmasını takipteyim,çok ilgili bir müşteri hizmetleri var,zaten ürünlerinide beğenerek kullanıyoruz.
Kitap Şenliğinde kazandığım kitabım gelir gelmez okumaya basladım ve bikaç gün önce bitirdim 'Kerime' isimli kitabı.Bahadır Yenişehirlioğlu'nun ilk kez bir kitabını okudum ama çok beğendiğimi söyleyebilirim.



Roman bir dönem romanı,cumhuriyetin ilanından sonraki İstanbul'u anlatan,yer yer Muhafazakar ve Kemalistlerin çatışmalarını konu alan kitap,o dönemin Şeriye katibi olan ve ailesinin basından geçen trajik olayları konu alıyor.Şeriye katibinin muhafazakar bir yapısı vardır ve ailesinide bu şekilde baskıcı,zorlayıcı bir reislik uygulamaktadır.Fakat insanları ne kadar sıkarsanız kötü olur,aksi olur denilesi olaylar bu ailenin başına geliyor.Allah'a inancı tam fakat aşırı baskı ile kızları üzerinde egemenlik kurma isteği olan şeriye katibinin de başına bazı olaylar geliyor.Kızları Kerime ve Nezihe yanlıs kararlar,hatalar zincirinin kurbanı olacaklar mı?Aslında bu kitap erkek egemen toplumda,kadınların yasadığı zorluğu tüm gercekliğiyle gün yüzüne cıkarmış.Dönem romanı olduğu için,o dönemde yasanılan Türkçe ezan okutulması konusuna da kitapta yer verilmiş,o zamanlar yasanılan çatısmalarda dile getirilmiş..Keyif alarak,bir solukta okuduğum bu kitabı çok beğendim,çok sürükleyici dozda ilerleyen bir kitaptı..

Keskinoğlu'na ve Bahadır Yenişehirlioğlu'na bu güzel kitapları için teşekkür ederim:)


Biricit derki; Kerime'ler,Nezihe'ler hep mutlu olurlar umarım..

18 Ekim 2012 Perşembe

Annemin Turşuları Oldu! :)


Annemin 10 gün önce kurduğu turşular oldu:))Bizde afiyetle yemeye başladık.Annemin turşu tarifine göre,salatalık,lahana,biber,havuç,artık hangi sebzeden yapmak istiyorsanız o sebzeleri koyuyorsunuz,sirke,tuz,sarmısak,limon ve su ile yaptı annem:) Harika oldular,tavsiye ederim hepinize,kış akşamları yaklasırken akşam yemeklerinde çok güzel gidiyor turşu,özelliklede kuru fasulye pilav varsa yemekte süper oluyo:))Lahana turşusu,biber turşusu,salatalık turşumuz var şimdilik:))





Biricit'in annesi Biricit'inde turşusunu kuracak mı bilinmez:)

17 Ekim 2012 Çarşamba

Raen-Bitkisel'den Sabun Sepeti Hediyemiz Var!:)


Bitki ve meyvelerin özelliklerinden faydalanarak güvenle kullanabileceğiniz doğal cilt bakım ürünleri tasarlayan Raen-Bitkisel'den bir şanslı izleyicime sabun sepeti hediyemiz var!:)


Hediyelerimiz
- Greyfurt Sabunu/Baton

- Limon Sabunu/Baton

- Portakal Sabunu/Baton
Sabunlarımızın yanında bir adette mini lif hediye olarak gönderilecektir:)

Zorunlu Şartlar:
-Raen-Bitkisel Facebook Sayfasını Beğenmek,
-Raen-Bitkisel web sitesine üye olmak buradan,
-Facebook sayfanızda 'http://www.raen.com.tr/' yazıp,herkese açık olarak paylasım yapmanız,
-Blogumu google friends connectten takibe almanız.

Şartları yerine getirip,linklerinizle,siteye üye olduğunuz isim-soyisimle 31 Ekim 2012'ye kadar bu yazının altına yorum yazmanız.
Herkese Bol Şanslar:))
Kargo Talihlimize aittir.


16 Ekim 2012 Salı

Hayal Odam Mimi

Hayal evimizi/odamızı/mekanımızı yapıyoruz.Tasarlamak için bu program ı kullanıyoruz.

Benim hayalimdeki yemek odası:))




Sekiz kişilik bi yemek masam var,yemeği beklerken dinlenmek için yuvarlak sandalyemde bekleyebilirsiniz:)Halım el yapımı:)) Çiçeklerle odaya ferahlık ve renk katmak istedim:) Masamın üzerinde kahve setim ve meyveler var:) İki tane ayna koydum çünkü aydınlık yapmasını istiyorum,fengshuiii gibi bi tarzım olabilir ama arastırmam lazım tabii:)


Hayalimdeki salon:))


Mor rengi seviyorum,açık renk salonda kullanmam hemen kirlenmesini istemem çünkü koltuklarımın, koyu renk daha iyi gibi:) Salonda pek döküntü istemiyorum  sade ve zarif olmalı..Aralarda tablolar (cok unlu ressamlarındır:)) Kitaplarım için iki taraftada mini kitaplık,tabııkı farklı yerlerdede kitaplıklar olabilir evin içinde:) Kitaplıkların ortasındada eşimle (şayet bir kocam olursa eğer ) beyaz atlı prensimle cekılmıs fotograflarımız..:) Sehba,tv,abajurlerımız onlarda salonun olmazsa olmazları :) Sehbanın üzerindede laptopumuz var sanal dünyaya bağlanmayıda ihmal etmeyiz yani:)) 





14 Ekim 2012 Pazar

Doa Kozmetik'ten 2 Kişiye Hediyemiz Var!:)


Harika bir hediye çekilişine hazır mısınız?Doğal ürünlerin Markası Doa Kozmetik'ten 2 şanslı izleyicime Baobab Yağı hediyemiz olacak:)


Baobab Yağı Ne Derseniz?

KOZMETİK ÜRÜN DEĞİLDİR.
Çeşitli bakımlar için kullanılabilecek %100 saf ve ekstra kalitede yağdır. 
Baobab

Baobab ebegümecigiller familyasının Afrika ve Asya’nın tropikal bölgelerinde yetişen, yapraklarını döken ağaç türlerinin ortak adıdır. Boyları 30 metreyi bulabilir. Gövde çevresi 30 metreye kadar genişler. Bu yumuşak ve süngerimsi dev gövde, bir su deposu görevi yapar.

Baobab yağı
Baobab tohumları sağlıklı bir cilt için gerekli olan A, C, D, E, F Vitaminleri ve beta-karoten, amin asitler, tartarik asiti yüksek miktarda içerir. Bu tohumların soğuk presle sıkılması ile baobab yağı elde edilir.
Kuruyan, susuz kalmış, tahriş olmuş ciltleri yatıştıran baobab yağı özellikle saf kullanıldığında daha etkilidir. Baobab yağından birçok krem, serum, losyon yapılmasına karşı hiçbirisi, saf baobab yağının kullanım etkisini vermez. Bu bitkisel yağ nemlendirir, güneş yanıklarının hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Cilt tarafından kolay ve hızla emilir, cildin elastikiyetini arttırır, yaşlanma etkileriyle savaşır cilt dokusunu, hücre yenilenmesini destekler.
Baobab yağının içerdiği yağ asitleri şunlardır
Oleik Asit: %30-42
Palmitik Asit: %18-30
Stearik Asit: %2-9
Linoleik Asit: %20-35
Baobab yağının bir diğer özelliği cildinizdeki nemi uzun süre muhafaza etmesidir, bu etkisi ve besleyici özellikleri sayesinde baobab yağı sürülen bölgelerde bir ışıltı ve canlılık olur ama bu etkiyi cildinize sürdüğünüz başka yağların parlama etkisiyle karıştırmayın. Baobab yağı, hızla emilir cildinizde ışıltılı bir görünüm bırakmasına rağmen yağlı durmaz.
Kullanımını ve Baobab Yağının özelliklerini detaylı olarak buradaki videodan izleyebilirsiniz.
Hediyemizi kazanmak için Zorunlu Şartlar:
-Doa Kozmetik'in Facebook Sayfasını Beğenmek
-Doa Kozmetik'in Twitter Sayfasını Takip Etmek
-Blogumun İzleyicisi Olmak (Google Friends Connect'ten)

Kampanyamız 31 Ekim 2012'de sona erecektir,şartları yerine getirip,facebook ve twitter takiplerinizi,size ulaşabilmem için mail adresinizi bu yazının altına yorum olarak yazmanız gerekmektedir.

Herkese Bol Şanslar :))

Kargo Değerli Firmamıza aittir.

12 Ekim 2012 Cuma

Blog Yazarlarına Tavsiyeler




Blog Dünyasına yeni gelen,blog yazmak isteyen blog yazarı adaylarının bilmeleri gereken çok önemli şeyler var.
Öncelikle blog dünyasında yeniyseniz,yazmaya yeni başladıysanız içinizden yazmak geliyorsa,kendinizi yada yazmak istediğiniz konu hakkında tüm samimiyetinizle yazın.

Kendimden örnek vermem gerekirse ilk blog yazmaya başladığımda hiç kimse beni takip etmiyordu,benim kişisel bir blogum var bu arada şu anda ise gerçekten sayı olarak beni takip eden takipçilerim oluştu.
Takipçilerimde kaliteli ve sürekli yazılarımı yorumsuz bırakmayan,gerçekten yazılarımı okuyan insanlar.Bunun nedeni ise yada sırrı ne diye düşünüyorsanız bu samimi olmaktan kaynaklanıyor baştan bunu belirtmem lazım.
Çünkü sizi okuyan kişiler sizin samimi olmadığınızı her şekilde anlarlar.

Blogunuzda doğal olun,kendiniz olun.Yazacağınız konuyla ilgili bilgi sahibi olun en azından,oradan buradan kopyalayarak bir yazı oluşturmayın.İster kozmetik,ister bir kitap hakkında yazın ama her zaman kendi görüşlerinizi yazın.
Genelde markalar bloglara çok ilgi duyuyorlar,sosyal medyanında bunda çok büyük etkisi var.Sizin ürünlerini kullanmanızı ve bu konularda yazmanızı istiyor olabilirler.
Lütfen bu konuda gerçekçi ve samimi olun,o markayı övüp durmayın..Gerçek hislerinizi yazın,yada kendiniz bir ürünü kullandığınızda onunla ilgili,kullanımıyla ilgili şeyleri yazın.
Moda dergilerinden ordan burdan şeyleri kopyalayıp bu 'günün kombinidir'diye çalıntı,alıntı şeyler yazmayın.Çünkü çok sırıtıyor blogunuzda..

Sizi blogunuzda takip eden insanlar size değer verip yazılarınızı okuma zahmetine giriyorlar,yorum yazıyorlar,lütfen yazılan yorumlarınıza cevap yazın.Okuyucularınızla ilgilenin,onlara değer vermelisiniz,neler yazdıklarını okuyup sizde aynı şekilde cevaplamalısınız.Hatta blog dostlarınızı ziyaret etmelisiniz,sizde onları takip edip okuduğunuz,beğendiğiniz yada beğenmediğiniz yazıları yorumlamalısınız.
Bu sizi okuyanlar arasında bir bağ oluşturacak bundan emin olun.

Blog dünyasında konusunda uzman olanlarda yazıyor yada ağzı olanda yazıyor(ağzı olan konuşuyor gibi).Bunun ayırımını sizin kendinizin yapması lazım.Bir kitabı okudunuz mesela onunla ilgili yazıyorsanız,lütfen yayınevi reklamını değilde,okuduğunuz kitabı tanıtın,'sen ne öğrendin, neler hissettirdi o kitap sana?' ben bunları merak ediyorum.Kitabı yazan yazarla ilgili düşüncelerini öğrenmek istiyorum,tavsiye edip etmemeni mesela..

Yeni yazmaya başladıysanız,blogunuz yeniyse,başka blogları takip etmeniz lazım.Onların yazılarını okuyup,yorum bırakmanız gerekir.Bu sizin en azından birazcıkta olsa tanınmanızı sağlar.Ama okuduğunuz şeyle ilgili yorum yazın lütfen.Benim blogum bu sizi takipteyim,sizde beni takip edin şekilde saçma sapan yorumlar bırakmayın.İnsanları sizi takip etmeye zorlamayın,zaten yazılarınızı,blogunuzu beğenirlerse sizi takip ederler.Samimi olmalısınız.

Blogunuzda polemiklere,tartışmalara girmeyin.Dışarıdan çok kötü bir görüntü oluşuyor.Kim ne derse desin,siz yazmaya devam edin.İstediğiniz konuda yazın,önemli olan karakterinizi,hislerinizi,benliğinizi yazılarınıza aktarabilmek.Kötü eleştirilere kulak asmayın pek fazla kafanıza takmamaya çalışın.Zaman ilerleyince blog dostlarınız arttığı gibi blogunuzu çekemeyen insanlarda artacaktır.Siz siz olun tartışmalarla değil hep yazılarınızla gündemde kalmaya çalışın.
İçinizden geldiği gibi yazın,kimse sizi anlamasada yazmak çok güzel bir duygudur.Ben kendi açımdan yazmayı terapi gibi gören birisiyim.

Blogunuzu sürekli güncelleyin,hergün yazmaya çalışın fakat vaktiniz yoksada en az iki-üç günde bir yeni yazılar yazın.Güncel olan bir blog,kendini yenileyen, tasarımıyla ilgi odağı olan bir blog her zaman okuyucular için çekicidir.
Bloguna müzik ekleyen bloglar için söyleyeceğim şey ise,ben orada yazıyı mı okuyacağım yoksa müziğimi dinleyeceğim bunu anlayamıyorum.Müzik konulacaksa yada daha sakin,yazıyı etkilemeyecek bir müzik olmalı,aslında hiç müzik olmasa daha güzel.Çünkü okuyucu sizin blogunuza yazınızı okumaya geliyor,müzik dinlemek isteseydi müzik dinlemeye giderdi.

Blogtan para kazanmayı düşünüyorsanız bu amaçla blog açtıysanız ise bence yanlış yerdesiniz,bir işe girip hemen çalışmaya başlayın..
Çünkü blog yazmak zevkli bir hobidir.Eğlenceli ve güzel bir dünyadır blog dünyası ama para kazanacağınız bir yer değildir.
Son olarak blog yazan,yazmayı düşünenlere tek söyleyeceğim kendiniz gibi olun ve tüm samimiyetinizle yazın.
Sevgiler.


resim alıntıdır.

11 Ekim 2012 Perşembe

Baba Ve Piç



Elif Şafak'ın kitaplarından benim okuduğum ikinci kitabı 'Baba ve Piç' oldu.(İskender'den sonra).Sürükleyici oldukca güzel bir şekilde kaleme alınmıs her zamanki gibi Elif Şafak'ı çok seven bir okuyucusu olduğum için yine çok hosuma gitti bu kitabıda..Türk ve Ermeni iki ailenin yasadıkları olaylar,gecmısı ve geleceği etkileyebilir mi?Bu kitap biraz olaylı bir kitap olmus sanırım,halbuki sonucta bir kitap yani mahkemelik bile olunmus kitap için..Etnik bir kitap olmasının yanısıra,bana İstanbul'u hem eski İstanbul'u hemde günümüzdeki İstanbul'u,İstanbul'un tarihini belkide ve en önemliside Elif Şafak'ın kitabındaki karakterleri birbiriyle harmanlaması çok etkiledi.Hani kelebek etkisi diye bişey vardır ya belki sen o anda bişey yaparsın,bunu farketmezsin ama baska yerdede baska bişey olur senın o yaptığın sey yuzunden benım anladığım bu oldu kıtaptan..Yoksa siyasi yada tarihsel acıdan kıtaba bakmadım..Sonucta bir hikaye sonucta arastırmalar ıncelemeler sonucunda ortaya cıkmıs bır eser fakat ben kabul etmıyorum kıtaptakı yazılan bazı olayları..Geleceğe yönelik ise sunu düşünüyorum biz Türkiye Cumhurıyetınde nesıller boyunca,Ermeni vatandaslarımızla omuz omuza yurek yureğe yasadık,benım bıldığım bu..Ve her zamanda böyle olacak,yüreklerimiz bir olacakki yıllar yılı,ıcıce yasamamızın netıcesınde,evlenenler bıle olmustur,yemeklerımız bıle aynı,coğu konuda bırbırımıze benzemısızdır,cunku hepımız insanız,hepımızın yureği var..Gönül isterki Atamızında dediği gibi her zaman 'yurtta sulh,cihanda sulh' olsa..
Karakterlerden Asya'nın Şahsi Nihilizm Manifestosu,annesi/teyzesi Zeliha'nın İstanbullu Kadınlara Altın Feraset Kuralları'da kitapta yeri geldiği zamanlarda olayla ilgili gecen güzel cümlelerdi:) Kitabın her bölüm baslığındada aslında bir tatlı tarifine gidiliyor,bu da öykünün sonuna varıldığında anlasılıyor..Güzel harmanlanmıs,hoş bir anlatımla sürükleyici bir kitaptı.
Dilosun Kayfesine armağanı ıcın cok tesekkur ederim:)

Biricit derki,Elif Şafak'la keske birgün tanısabilsem,bütün kitaplarınıda okusam..

10 Ekim 2012 Çarşamba

Durance Jasmine Banyo Tuzu Deneyimim :)


Durance'ın twitterda yaptığı yarısmayı kazananlardan biriside bendim,Yasemin isimli takıpcılerıne,Yasemin kokulu ürünlerinden hediye ediyorlardı,adımda Yasemin olduğu için katıldım,hemde Durance ürünlerini çok merak ediyordum.Deneyimlemiş oldum:)

Durance Jasmine Banyo Tuzu (Durance en Provence Sels de Bain Bath Salts) kargodan geldiği gün,kargoyu acar acmaz yasemin kokuları evimizi sardı:) Kargo kutusu bile yasemin kokuyordu o derece:) Küvetim olmadığı için,pedikür amaclı pedikür suyumda denedim.Özelliklede yüksek topuklu ayakkabılarla günün sonunda o acı veren ayak zonklaması,ağrıması,ayağımı pedikür suyuma koyduğumda gectı,dinlendirici ve rahatlatıcı etkisiyle kalbimi fethetti:) Bir ölçek kullandım,su ana dek üç kez denedim,kokusu ve dinlendirici etkisi gercektende harika,tavsıye ederim:) Sanki yaseminlerle terapiye girmişim gibi hissettim:)



Paraben ve phenoxyethanol içermeyen bir ürün,doğal olması benim cok hosuma gitti.Aynı zamanda Durance ürünlerinde kesinlikle hayvanlar üzerinde deneyler yapılmıyor,kozmetik ve bakım ürünlerini kullanırken bunada cok dikkat etmeye calısıyorum.Ayrıca ürünün detox etkiside varmıs,bunu zaten kullanınca hissedebiliyorsunuz:)


Biricit,ilk Durance deneyiminde cok mutlu oldu,butiklerinide ziyaret edecek:)

9 Ekim 2012 Salı

Osmanlı Mutfağından Yoğurt Soslu,Sucuklu Krep ve Patatesli Mücver!:)




Geçen pazar günü mutfağa gireyim dedim:) Pratik bişeyler uydurayımda yapayım diye düşündüm,yapması çok kolay yemesi ise çok lezzetli olan iki atıstırmalık ya da yemek artık ne derseniz:) Yapması yirmi dakika bile sürmeyen kopkolay tariflerim:))

Sucuklu Krep:
Evdeki sucuk,sosis,salam,peynir artık ne ıstıyorsanız ıcıne koyabilirsiniz,ben sucuk koymayı tercıh ettım,goz kararı un,bır yumurta,kabartma tozunu ve tuzu karıstırıp uzerınede kıvamı etkılemeyecek yani çok sulu yada cokta kuru olmamasını sağlayacak sekılde su kattım.Tavaya yağ koyup kızmasını bekledıkten sonra,ıyıce karıstırdığım derince bir kaptakı malzememden kasık kasık tavaya attım ve krepim piştikten sonra hazır oldu:))


Patatesli Mücver:
Annemin tarifinden yola çıkarak yaptığım çok basit bir yemek,atıstırmalık..
Beş tane patatesi ve bir havucu soyup,tras edıp,rende ıle rendeledım.Bır yumurta,bol baharat(karabıber,kırmızı bıber,köfte baharı,kekik..vb..),un,ve rendelediğim patateslerı,havucu ekleyıp karıstırdım,sonra yıne kızgın yağda kızarttım.Sonrasında da afıyetle yedık annemle:))

Yoğurt Sosu:
Yoğurt,sarmısak,kırmızı biber ve kekiği karıstırdım,muhtesem bi lezzet oluyo,tavsıye ederim:)Mücveri ve krepi yoğurt sosuna banarak yemenin lezzeti harikaydı:)



Biricit güzelde yemek yapıo ama niye evde kaldı bi türlü anlayamadıki:))

8 Ekim 2012 Pazartesi

Beş Şey Mimi :)



Beş şey mimi:) 

Çantamdaki 5 şey :
Cüzdanım
Cep Telefonum
Ajandam
Makyaj Cantam
Kalemim

Odamdaki 5 favori şey:
Yatağımın basındaki duvarda,asılı duran pembe renkteki kovboy şapkam:)
Laptopum (zaten ben nerde o ordadır,hangı odadaysam o da gelır benımle)
Yatağımın yanındaki Garfieldim:)
Kitap yığınlarım,caprazındaki makyaj aynamın önündeki makyaj malzemelerim:)
Gitarım (ama sor bilio musun çalmayı de,bence de me çünkü bilmiyorum:))

Bu ay planladığım 5 şey:
Kocayı bulmak,bu ay bulurum diye ümidim var:)
Bu ayda yine bloglarla ilgili yeni,güzel projeler var onları yapmayı,yetısmeyı ümit ediyorum
Bu ay beş kitap okur muyum acaba?:)
Uzun zamandır görüşmediğim bir dostumla bıkac hafta sonrasında bulusmayı dusunuyoruz,hatta kızlar gecesi yapıcaz evde bakalım bu da planlarım arasında:)
İş hayatımla ilgili planlarım var bakalım planlıyoruz ama aslında ben planı olan bi adam gibide değilimdir:)

Almak istediğim 5 şey:
Garfield almak istiyorum.:)Masam ıcın,duvar ıcın,her yer ıcın,her yere Garfıeld koyucam:))
Kıslık bir bot yada çizme almak istiyorum:)Ama çok topuklu olmayacak,topuksuzda olmayacak:)
Bir adet koca almak istiyorum ama onu nerden alıcam hıc bılmıyorum:))
Hem fondoten hemde krem olarak kullanılan ürünlerden almak istiyorum,denemem lazım hala alamadım:)
Yeni evimize tasındığımızda komple mobılyaları değıstırıp,yenilerini almak istiyorum:)

Eveett.. Beni mimleyen kişi Hobiicoffee Ve ondan etkilendiğim 5 şey :
Hareketli,hızlı birisi olduğunu tahmin ediyorum.:)
Doğal ürünleri sevmesi,bakımla ilgili mesela doğal ürünlerle ilgili yazıları hosuma gidio:)
Bazı seyleri ilk ondan duymak güzel,blogundan yani:)
Kendini çoğu konuda geliştirmiş ve olgun fikirli birisi olduğunu düşünüyorum.
Hayatına yön vermiş ve hayatta kendine ait güzel bir konumda olması,pozıtıf yazıları beni etkılıyor,kısılığındekı guzellıklerı yazılarındada görebiliyorum yapmacık birisi değil.:)

Biricit derki hayatta herseyi alabilirsin belki ama parayla insanlığı satın alamazsın,ya da ne kadar plan yaparsan yap işler aksinede gitse herseyde bi hayır vardır asla unutma..:)
resim alıntıdır.

6 Ekim 2012 Cumartesi

Biricit Blogum Dergisi Ekim Sayısında!:)


Blogum Dergisi'nin Ekim ayı sayısı çıktı:) Biraz geç çıktı,nazara geldik nazara,bütün blog yazarlarına kurşun döktürüp,hepsinede mavi nazar boncuğu takmamız lazım..:) Birbirinden değerli blog yazarlarının yazılarıyla hazırlanan Blogum Dergisi'nin Ekim ayı sayısı yine her zamanki gibi çok keyifli,çok neşeli,kozmetikten,modaya,edebiyattan,yemeklere kadar birçok güzel konunun yer aldığı Blogum Dergisini http://blogumdergisi.com/  adresinden okuyabilirsiniz.Blogum Dergisine teşekkür ederim,yine keyifli oldu bu sayıda benim için:)

Erkeklere Sonbaharda Kozmetik Ve Bakım Önerileri yazımı buradan http://issuu.com/blogum/docs/ekimsayisi/108 okuyabilirsiniz..:)

Biricit derki,Blogum Dergisi'nde olmak çok keyifli..Yalnız görsele dikkat edin bakalım tanıdınız mı?:)

1 Ekim 2012 Pazartesi

Gölge Hırsızı


Marc Levy'nin ilk kez bir kitabını okudum ama beğenerek okuduğumu söyleyebilirim.Kahramanımızın adı yok ben kısaca kitabın kahramanı diyeyim,(yanlıs hatırlamıyorumdur umarım okuduğu kitaptaki karakteri bilmeyen tek insan ben olmayayım da:) ), kahramanımızın özel bir yeteneği var,gölgelerle konusabiliyor,geçmişe dair şeyler görebiliyor yada hissettikleri şeyleri..

Okul zamanından baslayarak,genclik dönemlerine kadar kahramanımızın basından gecen ilginc olaylar,üzücü,düşündürücü,gizemli olaylar zinciri büyük bir merak uyandırdı bende ve hemencecik okudum kitabı,10-15 gün önce sanırım bitirdim,sürükleyici bir kurgu özellikle son anlarda sürprizlerle dolu bir kitap.Kitap aslında kaderi anlatıyor bence..Yada hayatta ne olacağını bilemeyizi,yada aslında bilirizi anlatıyor.Şu sözler çok hoşuma gitti 'sen benim gölge hırsızımsın;nerede olursan ol,seni bulacağım'.. Kimbilir belki bizde bir gün buluruz,aradığımız her ne ise..

Biricit derki,bir gölge hırsızı olsaydım eğer,sevdiceğimin gölgesi ile konusurdum sanırım,o da olmazsa biscolata erkeklerinden birinin gölgesini bulurdum!:)