annem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
annem etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Eylül 2017 Pazar

Ne Kadar Kaçarsam Kaçayım Yolum O'na Çıkıyordu..


Herkese sevdikleriyle beraber mutlu pazarlar. Sevdikleri yanında olmayanlar, sevdikleri çok uzaklarda olanlar bu yazımı okurlar belki, yalnız değilsiniz. Benimde sevdiklerim çok uzaklarda. Annemi kaybedeli tam tamına 10 ay oldu. Bu yaşadığım on küçük ya da kimine göre büyük on ayda çoğu şeyi daha iyi anladım. Mesela dostum arkadaşım sandıklarımı, akrabam sandıklarımı. Gerçi bunu annemin hastalığında da anlamıştım.  Hiç kimsenin vefasızlığı, çıkarcılığı değil yazacaklarım sadece konusu geçince dedim. Neyi anlamış olursam olayım, içimdeki özlem hep anneme çıkıyor. Evde hep anıları dolu, bir müddet giremediğim odası da. Bir an geliyor aslında bir an değil çoğu anda annem aklıma geliyor. Onunla anılarım, bana söyledikleri. Yaptığımız şeyler..

Herkesin annesi kendine özeldir, herkes sever tabii ki bende hem de çok. Evde duramıyordum çünkü boş duvarlar bana bakıyordu. İşten geldiğimde kapıyı açan annem yoktu. Attım kendimi dışarılara, gezmeye karar verdim. Ve sonra bir baktım ki annemle gezdiğimiz, yemek yediğimiz, kahve içip sohbet ettiğimiz yerlerdeyim. Ne kadar kaçarsam kaçayım yolum hep anneme çıkıyordu. Sonra kahve içtiğimiz o kafede yine Türk kahvesi içerken buldum kendimi. Girsem mi girmesem mi diye düşündüm, tek başıma nadiren öyle otururum. Sonra düşündüm annem yanımda olsaydı, girerdik. Gidip kahve içerdik, gülerdik. 
Ben gülemedim o kahvede epey ağladım kahveyi içerken ama içimden annem olsaydı burda olmamı isterdi diye geçirdim. Eğer o şu an sağ olsaydı, benim ağlamamı istemezdi, mutlu olmamı, hayatıma dört elle sarılmamı isterdi. Gülmemi isterdi. Arkasından hayata küsmüş birini bırakmak istemezdi. Bana hep soruyorlar; çabuk atlattın, kendini topladın, biz olsak bunu yapamazdık diyorlar, ağladığım geceleri gündüzleri, içime attıklarımı değil onlar sadece yaşamayı seven bir Yasemin gördükleri için. Ama bunu yine annem için yapıyorum çünkü annem de böyle olmasını isterdi. Çoğu zaman isyan ettim her şeye, neden dedim neden benim başıma geldi tam da rahat ettirecektim onu, çok mutlu edecektim diye düşünürken neden dedim çok.. 

Kendimi her çaresiz  hissettiğimde rüyama girip bana bir şeyler anlatmaya çalıştı, çok özledim onu. Görüyor mudur beni bilmiyorum ama annecim seni çok seviyorum demek isterdim şu anda ona. Ve senin için güzel bir hayat yaşayacağım. Yazımı okuyanlara da kendinizi çaresiz hissetseniz de göz yaşlarınız arkadaşınız olsa bile onları düşünün onlarda sizin üzülmenizi, hayattan elinizi eteğinizi çekmenizi istemezlerdi. Güçlü olun ve hayata tüm benliğinizle sarılın, bir gün elbet buluşacağız sevdiklerimizle.. 




23 Kasım 2016 Çarşamba

Meleğimi Cennete Uğurladım..


Canım meleğim bir tanecik anneciğimi geçen hafta cennete uğurladım. Çok dua etmiştim iyileşsin diye ama maalesef ki.. Allah'ın takdiridir.. Hayat o kadar boş geliyor ki dedikleri gibi üç günlük dünya, boş yere bazı şeyler.. Ne diyebilirim ki; hep yanımda olacağını düşünürdüm annemin ama bu hayatta tek başına, annemsiz kalmakta varmış. Anlatılmaz bir acı, anlatılmaz bir durum.. Huzur içinde uyu meleğim, minik balkabağım, tontişim, minnak prensesim,bir tanem, ben seni anlatmaya kelime bulamıyorum.. Bir hafta oluyor yarın sen gideli, ne kadar çabuk geçti ne kadar çok özledim seni, özlemin daha da arttı. 

Bir gün kavuşacağız annecim, sana çok dua ediyorum, Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun inşallah.. Seni çok seviyorum..

Yanımda olup, gerek telefonla gerekse fiziksel olarak beni yalnız bırakmayan (hatta hiç ummadığım halde, benimle küs olduğu halde benimle olanlara da) herkese çok teşekkür ediyorum.  Ah annecim ne kadar çok sevenin varmış, hep derdin bana insanların kalbini kırma ben senin kadar iyi olamam ama hatta hiç öyle olamam sanırım.. 

16 Kasım 2016 Çarşamba

Annemi Özledim..


11 gündür blogumla ilgilenemedim, kendimle bile ilgilenemiyorum denebilir, annem yine yoğun bakımda bu sefer ki 4. kez yoğun bakımda kalışımız oldu, 5. kez de acilde sabahlamamız. Detayları aktarmayı çok isterdim ama belki sonra yazarım, şimdi bahsetmek bile istemiyorum. Çok canım sıkılıyor, gündüz pek bir şey düşünmüyor gibi görünsem de eve geldiğimde evin sessizliği, bomboş duvarları görmek, insanın moralini daha da bozuyor. Moralimi bozmak istemiyorum ama her gece ağlıyorum doğal olarak. Annemi kaybetmek istemiyorum çünkü bu dünyada beni ondan başka seven bir insan yok, tabii dostlar arkadaşlarda seviyordur eminim ki ama içinde saf bir sevgiyle, benim her zaman iyiliğimi düşünen melek annem dışında beni olduğum gibi kalbinden seven yok bu dünyada. O olmasa yaşama hevesim gidiyor, kendimi çok yalnız hissediyorum, içim yanıyor, altı buçuk aydır, tam düzeldi derken tam her şey yoluna girecek derken olmuyor, bir türlü sağlığına kavuşamıyor. 

Ya ben anlamıyorum, isyanda etmiyorum ama bu dünyada o kadar kötü insanlar varken niye benim annem diye düşünüyorum, bu dünyada kimseye zararı olmamış, hep doğruluktan, iyilikten yana olan, kimseye kötülük düşünmeyen, kimsenin kalbini kırmamaya özen gösteren, hatta bana hep öğütler veren, börek ve tatlı yemekten başka kötü bir huyu olmayan bir annem var benim. O daha benim evlendiğimi göremedi, hayatında torun sevgisini yaşayamadı, hep bana ümidini bağladı, ona yaşatamadığım duygular için de üzülüyorum. Hep bir balkonlu ev hayali var annemin bir türlü onu da yapamadım, hiç bir şey yapamadım, onu çok mutlu etmek isterdim. Ama yapamadım sanırım o yüzden çok kötü hissediyorum, çok yalnız, annemi güldürememiş gibi hissediyorum. Keşke benim elimden birşey gelse keşke benim elimde olsaydı bazı şeyler.. 

Annem yanımda olsa şimdi böyle şeyler düşünme derdi, kendine bak, ağlama sakın üzülme derdi.. Hep sonsuza kadar yanımda olacak sanırdım annemi, hep yanımda olacak sanırdım. Hiç düşünmemiştim şu anki düşündüklerimi, bu kadar yalnız hissetmemiştim dünyada. Hayatı çok sever benim annem, yaşayacak beni bırakmayacak buna inanmak istiyorum, inanıyorum, beni burada tek bırakmaz o.. Dua ediyorum çünkü başka bir şey elimden gelmiyor..




18 Haziran 2016 Cumartesi

2. Yoğun Bakım ve yine Hayat..


Yine biraz uzun zamandır bloguma gelemedim. Yaklaşık bir haftadır yazamıyorum annem ikinci kez yoğun bakıma alındı. Bu sefer akciğerinde ödem oluşmuş, nefes alamadığı için gittik. Yine dualarım onunlaydı bu sefer 5 gün yoğun bakımda, 1 günde serviste kalarak hastaneden eve döndük, tabii ki böyle yazınca her şey çok kolaymış gibi geliyor ama tabii ki yaşayan bilir. 

Neyse ki sağlığına kavuştu annem o yüzden daha iyi hissediyorum ve mutluyum yanımda olduğu için. Allah kimseyi hastaneye düşürmesin derler ya, sağlık çok önemli derler gerçekten de öyle keşke yaşarken bunu anlayabilsek, gereksiz şeylerle uğraşmasak, kalp kırmasak, gereksiz hırslara girmesek çünkü hayat o kadar kısa ki.. İnsanları üzecek kadar uzun değil, bir kalbi kıracak, insanların zamanını çalacak kadar uzun yaşamayacağız. Ne kadar yaşarsak yaşayalım iyi ve kaliteli yaşamak, sevdiğimiz insanlarla bir arada olmak önemli bence. Sevdiğimiz insanlarla mutlu oluruz çünkü.. 


Annem 2.kez yoğun bakımdayken ziyarete gittiğimde yine Survivor'da kim elendi, gelinler evinde kavgalar oldu mu, o seri katil yakalanabilmiş mi gibi bilindik sorularını sordu. Yoğun bakımdaydı ama dışarda neler oluyordu hep bir merak içindeydi. İlk yoğun bakımda kalışında da canı hep börekler, mantılar istemişti, çıkınca bana su böreği al demişti, yoğun bakım da dahi yemek aklından hiç çıkmamıştı. Hem yemek hem de annemin günlük olarak izlediği programlar, hep aklındaydı, ee kimin annesi bende yemek yemeği çok seviyorum ama yine şimdi diyet yemeklerine devam edeceğiz annemle beraber. Hastane çıkışımızda da 3 tane daha yeni ilacı eklendi ve günde 11 tane ilaç alarak hayatına devam edecek annem inşallah daha da uzun seneler yaşar daha beni evlendirip torununu görecek, torununu belki evlendirecek, sen bana lazımsın canım anneciğim seni çok seviyorum! diyerek yazımı burada tamamlarken, yaşamın çok önemli olduğunu söylemeden edemeyeceğim özellikle de sevdiklerinizle yaşamamın... Çok şükür..




20 Mayıs 2016 Cuma

Yoğun Bakımda 17 gün


Yoğun bakım denilince aklınıza soğuk şeyler geliyor mu? Ben 15 yaşındayken yoğun bakımın ne demek olduğunu biraz anlamaya başlamıştım, babam beyin kanaması geçirip, 4 gün yoğun bakımda kalıp sonrada hayata gözlerini yummuştu.
Annem ise geçtiğimiz ay 22 Nisan'dan 9 Mayıs'a kadar 17 gün yoğun bakımda kaldı. Onu orada beklerken o yaşam ile ölüm arasındaki kalan, insanı ürküten ama bazı insanlar için de umut ışığı olan o odanın dış kapısında da nice hikayeler yaşanıyor.

26 Nisan 2016 Salı

..lütfen..

Dualarınızı istemek için yazıyorum. Size saçma gelebilir ama acı size bunu yaptırabilir.  Cuma gecesi 02.00 sularında annemi 112 acil ambulansı ile hastaneye kaldırdım. Nefes darlığı şikayeti ile gittik 4-5 gün önce kalp krizi geçirdiğini ve o anda da devam ettiğini öğrendik. Şimdi yoğun bakımda onun iyileşmesini istiyorum hem de kalbim o kadar acıyor ki anlatılmaz bir acı hissediyorum. Hani gitmeyecek sanırsın ya her zaman kalacağını düşünürsün, işte öyle olmuyormuş, lütfen gitmesin şimdi değil..

uyuyamıyorum.. iyi şeyler düşünmeye çalışsam da kötü şeylerde geliyor aklıma, ya bu dünyadaki tek dayanağım giderse..

Çocukluğum aklıma geliyor, hep annemle anılarımı düşünüyorum, sonra şimdiye bakıyorum, ben böyle hayal etmemiştim ki..

uyuyamıyorum.. gözümü her kapadığımda damlalar süzülüyor gözlerimden..

15 yaşında babamı kaybettiğimde ben bu acıyı yaşamıştım, annem benim hem annem hem babam olmuştu, ne olur Allahım bizi ayırma..

Sanki hayat bize hep oyunlar oynamak zorunda.. İsyan değil bu ama onun iyileşmesini ve onun yüzünü güldürmeyi istiyorum..