2 Ağustos 2020 Pazar

Biten Kozmetik Bakım Ürünlerim

Herkese mutlu günler ve mutlu bayramlar dilerim. Bugün sizlere biten kozmetik ürünlerimden bahsedeceğim. Bahsedeceğim markalar; Biota, Sansiro, Gülşah, Rituel de Beauty, Naturalive, Eva Rose, Splat, Beauty Collection, Biotige, Saloon, Avon.



Biota'nın makyaj temizleme suyunu severek kullandım. Makyajımı çıkarırken cildi nazik şekilde temizliyor. Gülşah Asetonları severek kullanıyorum. Kaç kutu bitirdim belli değil:) Naturalive Şampuanın deneme testerlarınıda severek kullandım. Rituel de Beauty'nın burun bantları harika bir şekilde burnumdaki siyah noktaları aldı. Splat diş macunu dişlerimi harika şekilde temizledi, favorilerim arasında Splat diş macunları. Sansiro parfüm tam çantamda taşımalık bir parfümdü, güzel bir kokusu vardı. Eva Rose asetonu nereden aldığımı hatırlayamasam da ojelerimi silerken başarılı bulduğum bir asetondu.





Avon'un sıvı sabunlarını üyeyken almıştım. Çok işime yaradı her zaman tercih ettiğim sıvı sabunlar kokuları da harikaydı. Beauty Collection'un Collagen yüz maskesi kağıt maske şeklinde güzel bir cilt bakım ürünü. Biotige At Kuyruğu Şampuanı da hem kokusu hem de etkileri ile saçlarıma iyi gelen bir şampuandı. Saloon markasının duş jelleri de kokuları ile favorilerimdendi. 






Başka bir bitenler yazımda görüşmek üzere, kendinize dikkat edin, sağlıklı haftalar dilerim.


3 Temmuz 2020 Cuma

Neden Ambalajlı Süt?



Çocukluğumda en sevdiğim şeylerden biri de  ben okuldan geldikten sonra yemeğimi yerken kapının çalması, sütçünün gelmesi ve annemin tencerelere doldurttuğu sütü kaynatmasıydı.  Niye derseniz, mis gibi tazecik sütü kaynadıktan sonra ılıtıp lıkır lıkır içmeyi çok severdim. Her ne kadar kaymağını ayırsam da o kaymak sonra birikir, kahvaltıda balla kavuşur, ekmeğime konardı.

Sonra aradan yıllar geçti. Ben büyüdüm. Haliyle biraz azalttım süt içmeyi. Ama yine de hiç vazgeçmedim süt sevgimden.
Eskisi gibi sütçü gelmiyor kapıya ama her yerde açıkta satılan süt görmeye başladım.  Neredeyse her köşe başında açık süt bidonları var. Her ne kadar kaynamış sütü bardağa koyup ılıttıktan sonra içmeyi özlesem de açıkçası ben açık süt almıyorum. Çünkü güvenemiyorum. Sizde de öyle mi?
Açık sütlerin nereden geldiğini tam bilmiyorum. Bunca virüs, bakteri, mikrop ortalıkta dolaşırken ben bu sütleri güvenip alamıyorum. Bu konuda biraz araştırma da yaptım. Açık süt hakkında öğrendiklerim bu konudaki şüphelerimi haklı çıkardı.


Öncelikle en şaşırdığım nokta şuydu; açık süt aldığımızda evde kaynatırken besin değerinde ve vitaminlerinde ciddi kayba neden oluyoruz. Zaten çocuklar ve yaşlılar sütü özellikle besin değeri için tüketiyor. Onu  da neden kaybedelim ki?  Ayrıca ambalajlı UHT ve pastörize sütler kontrollü bir şekilde ısıl işlemden geçtiği için besin değerini korurken, insan sağlığına zararlı mikrop ve bakterilerden arındırılıyor. Ama açık sütler denetlenmediği için bu sağlık riski hep var. Çok ürkütücü!

Bir de “ısıl işlem” kulağıma biraz garip gelmişti ki onu da araştırdım. Isıl işlem dediğimiz şey zaten tüm dünyada insan sağlığına zarar verme potansiyeli yüksek mikroorganizmaların sütten uzaklaştırılması amacıyla uygulanan bir teknolojik yöntem. Bu yöntem esnasında sütlere katkı maddesi de eklenmiyor. Ayrıca Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği diye bir tebliğ var ve sütler bu tebliğe uygun olarak ısıl işlemden geçiriliyor. Tabii bir de işin teknolojik boyutu var. Isıl işlem olarak kullanılan pastörizasyon ve UHT teknolojileri, tüm dünyada kullanılan, sağlık otoriteleri tarafından da kabul edilmiş en ileri teknolojiler. Teknolojiye güvenmenin ve kendi faydamıza kullanmanın güzel bir örneği yani süt meselesi.

Ben bu nedenlerle ambalajlı sütleri tercih ediyorum anlayacağınız. Zaten açık süte en başında soru işaretiyle yaklaşırken, şimdi bu araştırmalarımla tamamen uzaklaştım, ambalajlı pastörize ve UHT sütlere güvendim. Eğer hala soru işaretleriniz varsa lütfen konuyu burada bırakmayın ve siz de biraz araştırın.
Bir boomads advertorial içeriğidir.