30 Eylül 2012 Pazar

Caudalie Beauty Elixir Güzellik İksiri


Markozi hediye çekilişinden kazandığım hediyem geldi.Cildin düzenlenmesine ve gözeneklerin sıkılaşmasına yardımcı olan makyaj bazı,canlandırıcı ve cildi uyandırıcı etkiye sahip,yüzüme makyaj sonrası kullandığımda serinleme ve ferahlatıcı etkisini hissettim ve makyajımda uzun süre kaldı,sabahtan öğle saatlerine kadar,ben makyaj sabitleyici olarak kullanıyorum.Şişeyi çalkalayıp,gözlerimi kapatarak sıkıyorum.Ürünün sıkılastırıcı etkiside mevcutmuş,zamanla kullandıkça sanırım etkisini gösterecek. İçeriğinde cilt tonunu eşitleyen üzüm ekstresi, biberiye, astrenjan, organik melisa,portakal çiçeği,gül,organik balm ve nane yağı var.Macaristan kraliçesi Elizabeth'in gençlik iksirinden esinlenilerek geliştirilmiş olan Caudalie Beauty Elixir'i beğenerek kullanmaya başladım,cildimde herhangi bir yan etki yada kuruma yapmadı.En güzel özelliği ise paraben ve zararlı kimyasallar içermemesi ve hayvanlar üzerinde deney yapılmamıs olması.Markozi 'ye ve My Shimizu bloguna bu güzel hediyeleri için tesekkur ederım:)

Biricit güzellik iksirinide kavuştu,savulun:)

27 Eylül 2012 Perşembe

Acı Gerçek: Hayatınız Boyunca Asla Şampuan Kullanamayacaksınız!



Birkaç gündür yazamıyorum,saolsun beni seven arkadaslarım maıllerle,twitterdan,bloguma yorumlar yazarak merak ettıklerını söylediler bende dayanamadım artık yazayım dedim,içimde yazma isteği var ama yazamıyorum çünkü ufak çapta bir rahatsızlık geçiriyorum.Korkmayın üç aylık ömrüm kalmadı:))
Ramazan ayından beri kafam kasınıp duruyor,hayır hergün kaç kere yıkanıyorum,en iyi şampuanları kullanıyorum,en iyi saç boyalarını kullanıyorum,önceleri bu kadar değildi,son bir haftadır artık hayatımı etkileme derecesine geldi ve nöbetler benim için artık dayanılmaz bir hale geldi.Günde dört veya beş kez bir kasınma nöbeti geliyor anlatamam,hatta bitlendim mi acaba sandım ve en yakın arkadasıma saclarımı baktırdım bit mi var diye,arkadasımın gördüğü ise sadece kepekler.Meğerse o kepek sandığım sey benim saç derimmiş.Ama normal kepek değil,kocaman bir kar fırtınası değil,dolu fırtınası gibi..Kepek neyse sorun değil ama o kasıntısı beni deli etti.Kasıntı sonrasında yanma hissi,kasıdıkca kasıyasımın gelmesi anlatamam bu hafta fenaydı.Artık dayanamadım,arkadaslarıma sormaya basladım ne yapabılırım ne kullanabılırım dıye.Faceden twitterdan artık gorduğum herkesten.Internetten baktım.En sonunda ilaçlı şampuan kullanmaya basladım.Cunku hergun yıkanmaktan derim elimde kalacakmıs meğerse,hergun ıkı üç kez şampuanlamaktan derim yok olmak üzereymiş.Şimdi yapılanması duzelmesı için ilaçlı bir şampuan aldım eczaneden.Bu şampuan bittikten sonra yani ilaç bitince,yine baska bi ilaçlı şampuan alacakmısım.Ve acı olan şu ki,artık hayatım boyunca şampuan kullanamayacakmısım.Cunku sabuna yani sabunlu şampuana alerjim olusmus.İçinde sabun içeriği olmayan,ilaçlı ve özel şampuanlar kullanacakmısım,tabıı baska bı etkısıde üzülmeyecekmişim bişeye psikolojikmişte bu durum,herseyi kafama takmıyor görünsemde,içten takmısım demekki kafamda patlak verdi:))Hani uyuz oldum deyimi var ya burdan gelio belkide:))

Biricit kel kalmadan evleneydi iyiydi..:)
resim alıntıdır.

22 Eylül 2012 Cumartesi

Resident Evil 5 : İntikam 3D



IMDB Puanı: 7.0/10 
Yapım: 2012 - ABD, 
Tür: 3 Boyutlu,  Aksiyon,  Gerilim,  Korku, 
Süre: 95 dakika
Yönetmen: Paul W.S. Anderson, 
Oyuncular: Milla Jovovich, Wentworth Miller, Michelle Rodriguez, Ali Larter, Sienna Guillory, Oded Fehr, Jason Isaacs, Spencer Locke, Shawn Roberts, Kevin Durand, Johann Urb, Bingbing Li, Boris Kodjoe, Colin Salmon, Mika Nakashima, Amanda Dyar , 
Müzisyen : Tomandandy , 
Görüntü Y.: Glen MacPherson, 
Senaryo: Paul W.S. Anderson, 
Senaryo (Kitap): Capcom(video Game), 
Yapımcı: Paul W.S. Anderson, Jeremy Bolt, Don Carmody,



Video oyunundan uyarlanan filmin beşinci bölümüde bol ekşınlı,heyecanlı ve hareketli bir şekilde devam ediyor..Ben beğendim acıkcası,beraber gittiğimiz arkadaslarımda beğendiler.Beğenmemizin nedeni hem filmin güzel olması hemde 3d gözlükler ile izlediğimiz için harika bi şekilde etkilenmemiz oldu.
Umbrella Şirketi ölümcül virüsü ile dünyayı zombiler ordusuna çevirmek istemektedir,insan ırkının ise tek kurtarıcısı Alice'dir.Moskovo'daki deney merkezinden kacmaya calısan Alice bakalım basarılı olacak mı?Bol aksiyonlu sahnelerin olduğu film izlenilesi,tamamıyla bir korku filmi olmasada,aşırı hareketli ve hız kesmeden bir solukta izleyeceğiniz bir film.
Lost dizisinden tanıdığım Ana Lucia Cortez(Michelle Rodriguez) i de filmde görmek güzeldi:) Filmin 6. Bölümüde gelir bir iki seneye kadar tahminimce..

Biricit derki sinemalardaki bu film kıtlığında,Resident Evil 5'i izleyebilirsiniz,zaten havalar soğudu kış geldi,sevgilinizi alıp sinemaya gitme vakitleri geldi!:)
resimler alıntıdır.

21 Eylül 2012 Cuma

'Bekar Muhasebeciler Derneği' ,'Bekar Çalışanlar Derneği' ,'Bekar İş Adamları Derneği' Neden Yok?:)



Sabah sabah fikrim geldi!:) Bir sürü dernekler var mesela iş ve meslek grupları hakkında.Ama neden 'bekar muhasebeciler derneği' ,'bekar çalışanlar derneği' ,'bekar iş adamları derneği' yok?
Olsaydı çok güzel olurdu.Ama evliler olmayacak derneğin üyelerinde,sadece bekar erkek ve kadınlar olacak.Belli zamanlarda çeşitli etkinliklerde karsılasacaklar mesela, yeni ve kendileri gibi insanlarla tanısacaklar.Bence çok güzel olurdu,hem bekar olanlar belki evlenirlerdi,mesleki sorunlarını konusurlardı yada arkadas grupları olustururlardı.En azından yalnız çalışanlar olmazdık.Çalışma hayatı evliler için zor olduğu kadar bekarlar içinde zor :P Bence güzel olurdu,hatta süper olurdu:) Hem belki kendi meslektaşlarımızla karsılasıp,tanısıp hatta evlenenler bile olurdu:)) Evlenenler olurdu diye iki kez mi yazdım evet iki kez yazmısım:)

Hiç bir şey olmasa bile güzel vakitler geçirilirdi,sohbetler edilirdi,mesleki acıdanda karsılıklı konusularak gelişim sağlanırdı.

Biricit derki bekar çalışanlar için dernekler kurulsun,kimbilir belkide oradan koca bulurum?!:)
resim alıntıdır.

20 Eylül 2012 Perşembe

Vichy'nin Yeni Harikası: Idealia

Her kadının kendine özgü ideal bir cilt görünümü vardır ve buna kavuşmak, içindeki ışıltıyı dışarıya yansıtmak hepimizin en doğal hakkı. Zamanla cildin yapısı değişmeye başlıyor. Yapısı değişince olması gereken ideal görünümünden uzaklaşıyor. Peki İdeal görünümünden uzaklaştıran özellikler nelerdir? Gözeneklerin genişlemesi, cilt renk tonunun düzenli olmaması, ilk kırışıklıkların görülmeye başlanması ve aynı zamanda hepimizin korkulu rüyası; cildin ışıltısını kaybetmeye başlaması... Vichy’nin yeni kremi Idealia – yeni nesil bakım kremi olarak tüm bu problemlerin karşısına geçmenizi ve pürüzsüz, ışıltılı bir cilde kavuşmanızı sağlıyor. Peki bunu nasıl sağlıyor diye merak edebilirsiniz. Idealia, bu problemlerin görülmeye başladığı dönemde devreye girerek kadınların ideal cilt görünümlerinden uzaklaşmamasını sağlıyor. Kremin yapısında bulunan ve biyoteknoloji ile elde edilen eşsiz bileşimi cilde katman katman etki ediyor. Kremin bileşiğindeki Kombucha adlı aktif maddenin içeriğinde vitamin, polifenol ve doğal olarak AHA bulunuyor. Ciltlerin genel görünümü ve işleyisi üzerinde etkinlik sağlayarak  daha kaliteli (gözenek görünümü azalmış, renk tonu düzenli, ilk  kırışıklıkları azalmış ve ışıltılı) bir cilde kavuşmalarını sağlıyor. Idealia ile tanışmaya hazırsan Vichy’nin Facebook ve Twitter hesaplarını takip ederek; ürün kazanma şansını yakalayabilir, #idealiabenimkremim hashtag’i ile Twitter üzerinden konuşmaya dahil olabilirsin.


https://www.facebook.com/VichyTurkiye
https://twitter.com/VichyTurkiye

Bir bumads advertorial içeriğidir.

17 Eylül 2012 Pazartesi

Kitap Kulemi Yaptım Yupppieee:))

 Okuduklarım,okuyacaklarım ve şimdi okuduğum kitabım var,kulemi çeşitli şekillerde fotoğrafladım.Bi ara tasınma durumumuz olduğu için annem kolilere kitaplarımın hepsini koymustu ama dısarda olanlar bunlar:)Söz kitaplığıma koyduğumda ayrıca bir yazı yazacağım artık ne zaman bilemem:)

Bakmayın yamuk durduğuna harika kitaplar var:)


Aşağıdan yukarıya okuduklarım;
On üç numaralı peron,Ayşe Önal-Şafak Pavey (okudum ama yine okuyacağım)
Başarı yolunda 70 altın kural-Recep Şükrü Apuhan
Haybeden Gerçeküstü Konuşmalar-Yılmaz Erdoğan
Uzun lafın kısası-Hakan-Utku
Denemeler-Montaıgne
Düşünce gücüyle tedavi-Louise Hay
Çocuklarda ruhsal sorun-eğitim-H.Zullıger 
Bütün Şiirleri-Orhan Veli
Fareler ve İnsanlar- Steınbeck
Aldatmak-Ahmet Altan
Annemi bir kez daha görsem-Zana Muhsen
Maya-Leyla İpekçi
Ve geri kalan herşey-Pucca
Küçük aptalın büyük dünyası-Pucca
Ev Erkeği-Ad Hunter
Aile bilgeliği-Robin Sharma
İş'te Kadının Gücü-Aylin Löle
En güzel cuk oturan sözler-Faruk Ermiş
Mutluluk Dağıtmak-Tony Hsıeh
Olasılıksız-Adam Fawer
Empati-Adam Fawer
S*ktir et-John. C. Parkin
Gizli Anların Yolcusu- Ayşe Kulin



Aşağıdan yukarıya okuduklarım; 
Küçük Mucizeler Dükkanı-Debbie Macomber
Bir Yumak Mutluluk-Debbie Macomber
Bahçemde Yeşeren Umutlar-Debbie Macomber
İnsanın kullanma klavuzu-Aray Aksu
Oltaya takılan her balık güzeldir-Susanne Fröhlich,Constanze Kleis
İskender-Elif Şafak
Doğru Erkeği Bulma Klavuzu-İlhan Uçkan
Pasaklı Tanrıça-Sophia Kınselıa

Okuyacaklarım;
Son Sığınak-Reşat Nuri Güntekin
Rüyalar Anlatılmaz-Nermin Yıldırım
Hijyenik Aşklar-Yılmaz Erdoğan
Şu Çılgın tempoda duyarlı davranıslar-İpek Ongun(genc kızlığımın ve cocukluğumun yazarı ne cok severım)
Fanfan-Alexandre Jarden
Bir daha yüzümü görmeyeceksin-Seda Özay
Önce Aşk-yayınevine ait
Baba ve Piç-Elif Şafak

Şimdilerde ise Marc Levy'nin Gölge Hırsızı kitabını okuyorum.
Biricitte vikitapta bu arada belirtmeden gecemıcem,bı yerden de kusur kalmam yani :) http://www.vikitap.com/profil/biricit-93343
Bence bütün blog arkadaslarım kitap kulelerını yapsınlar cok zevklıymıs:) Hepınızınkını çok merak ediyorum:) Hepinizi mimliyorum:)


Biricit kitap kulesinide yaptı birgün kocasının kulesini de yapacak,yuvayı dişi kuş yaparmış..

15 Eylül 2012 Cumartesi

Favoriler Mimi :) Koleksiyon Mimi :)




Favori rengin?

Mavi,Siyah,Mor

Favori hayvan? 

Kedi :)

Favori sayı? 

Favori sayım 8dir.8in uğuruna inanırım ama son dabbe filminde acıkcası biraz tırstım 8 rakamı hakkında:)

ve 


Favori içecek? 

Nescafeeeeee kokusunda davet var ne daveti derseniz düğün daveti diyebilirim:)(kafayı evlenmeyle bozan biricit!)Vazgeçemem aslaa hergün en az 6-7 bardak,gelsin selülitler:)


Facebook mu Twitter mı?

Twitterdan haberleri daha hızlı öğreniyorum.Ama facebooktada arkadaslarımın haberlerini daha hızlı öğreniyorum:)

Tutkunuz?

Kitap,çanta,ayakkabı,küpe,oje:)Nesnesel olarak bakarsak bunlar:)Korku filmi tutkusuda var bende nesneye mi girer acaba bu?:) Ama tutkulu biriyimdir işimdede,aşk hayatımdada.Bir şeyi istiyorsam o olacak!O kedi gelecek buraya!:) O iş bitecek bitirmezsem rahatlamam.Aşk hayatımdada tamam istediğimi elde ederim ama sonrası gelmiyo bende hep bişey cıkıo napıım bu sefer tutku tam tersi cok zıt bıseye dönüşüyo buna nefret diyemeyiz çünkü nefret duymadım şu ana dek kimseye karsı,kindarda değilimdir,kinde besleyemem aslında ama tutkudan sonra gelen soğuk duş etkısı ıle soğumak diyelim:)

Hediye almak mı, vermek mi?

Her ikiside seçim yapamam.Hediye almak tabiiki güzel.Ama bir baskası için ona hediyeler hazırlamakta bi o kadar güzel.Hediyeler karsılıksız olmalı bence yani içten gelerek birine bir merhaba bile deseniz bu belkide bir hediyedir bir gülümseme mesela bu bile hediye gibidir.Önemli olan içten samimi olarak yapılması yoksa büyüklüğü küçüklüğü önemli değildir aslında karsındakine hissettirmendir önemli olan.
Tabii bunu yazdım ama evlenme teklifi aldığımda tektaşta almak isterim o da ayrı bı konudur:))

Favori gün? 

Cuma ve cumartesiyi çok severim,cumartesinin hatta uğuruna bile inanırım.:)
  
Favori çiçek? 
En beğendiğim çiçekler güller,kırmızı,mavi,beyaz,rengarenk bayılırım dayanamam:))))))) 


İkinci Mimimiz 

Ne koleksiyonu yaptığımıza dair bir mim:)

Ben ilkokul ve ortaokul yıllarımda peçete koleksiyonu ve pul koleksiyonu yapardım.Keske bulabilsem nerdeler hangı kolideler o yuzden üzülerek fotograflayamadım:) 
Ben genelde eski sevgili koleksiyonu yapıyorum.Mesela gün içinde önce eski sevgililerime bakıyorum facebookta ne yapmışlar,sevgilileri var mı ne var ne yok diye:)) Bi de eski dost koleksiyonum var benim..Onlarada bakıyorum bana kazık attıktan sonra çarpılmışlar mı acaba Allah'ın sopası yoktur ya:)
Ama koleksiyon için odamda bakındım ve oje koleksiyonum olduğuna karar verdım,kendı aldıklarım arkadaslarımın hedıyelerı vs.. epey ojem olmus:)) ve tabııkı saatlerim,hepsinin manevi değeri var bende:)







Biricit bir mim yazısınıda bitirmenin keyfi ile kahvesini höpürdetmeye gitti.:)
resim alıntıdır.

13 Eylül 2012 Perşembe

Cevab Veremedi (ayrılık)



Eskiden bi kitap vardı,dini sorulara cevab veremedi diye ordan esinlendim yazımın baslığını yazarken.Çünkü benim sorduğum sorularada cevap verilemedi..
Bikaç gündür bloguma giriyorum,dünde girdim ama moralimin bozukluğundan güzel yorumlarınıza cevap yazamadım,kimsenin bloguna bakamadım ama en kısa zamanda bakacağım,yeni yazılarımı yazacağım.Tutuklu kaldım böylece..
Evet ayrıldım,ben kimleri unuttum seni mi unutamayacağım iki günlük adamımı,beni okuduğunu düşünmemenin verdiği rahatlıkla yazıyorum şu anda.

Dün Hürrem'i izlemeden bi saat önce ayrıldık,Hürrem'i ilk kez gözlerim dolarak izledim,nerde bi Hürrem olmak nerde bendeki bu salaklık baki ömür boyu geçmez düzelmez.Bu salaklık oldukça da hep mutsuz olurum.
Bir erkek bir saat önce 'seni özledim' diyebiliyorken,bir saat sonrasında 'hayddii ayrılıyoruz'da diyebiliyor.Bu bi saatte dengesi şaşmış ördek misali vakvaklayabiliyor anlamadım bi saat içinde insanın duyguları nasıl aniden değişebilir..

Benim özelimden bu sefer genele geçen 'erkekler cevab veremedi' nelere cevab verememişler acabaya geçiyorum,her kadının sorduğu sorular ve alamadıkları cevaplar belkide bunlar:
-İlişki durumun neden facebookta yazmıyor,yazmayacak mıyız?
Ailem,çevrem görür,sonra hemen evlen diye baskı yaparlar.Yahu senin alnın açık değil mi,birinden hoslanıyosan seviyorsan ilişkini neden yazmıyorsun ey ademoğlu? Sana hemen evlen diyen mi oldu?ilişkisini yazmayan erkekten kaçılır..
-Romantik değilsin sen?
Benim yapım bu romantik olamıyorum.Yani ben öküzüm demenin arapçasıdır bu.Ya ben sana bişey diyim mi romantik olmayan erkek yoktur,hepsi romantiktir ama işlerine gelmiyordur göstermek.Yada siz buna değmiyorsunuzdur sizi tavladığını elde ettiğini sanıyor demekki bu lavuk.Ya insan bi kibar olur,mesajlarda canım cicim özledim vs.. gibi lafları demeyi biliyorsunuz ama iş icraata gelince bi kadını mutlu edemiyorsunuz..
-Neden sürekli arkadaş bulma uygulamalarına giriyorsun(ee hani sevgilim diyosun bana)
Ya yok kimseyle görüşmüyorum ben bi tek sen varsın diye bir cevap geliyorsa ama hala baska yerlerden kadınlara bakılıyorsa işte bu boynuzu yiyorsunuz ufaktan ufaktan demektir,bu erkeklerden de uzak durun kızlar..
-Yalan mı söylüyorsun?
Yalanın küçüğü büyüğü olmaz.Bana gelip 9da uyudum aksam deyip 11de resmimi beğeniyorsa bu göz göre göre yalandır.Küçük yalanlar büyüklerinide getirir.
Toplantıdayım ya bu nasıl bi yalandır,bu sadece bahanedir,olabilir gerceğıde olabilir belki ama yüzde 90ı yalandır.
-Neden gizliyorsun?
Adamın baska telefonları varsa,sizde bunu gördüyseniz.Ama o özel telefonum diyorsa.Çüşş dersiniz siz niye bilmiyorsunuz özel telefonunu,hani siz onun özeliydiniz,yok yok kaçın kızlar bu adamdan..
-Neden hep cinsellik?
Adam sizi sürekli öpmek istiyorsa ya da baska seyler yapmak istiyorsa olmaz.İlişkiniz daha başlardaysa yeniyse,sizi evine davet ediyorsa anlayınki o adamın amacı farklı,uzak durun..

Dengesiz adamla olmaz,yalan söyleyen adamla olmaz,bahaneli adamla olmaz,bazı şeyleri gizlemeye çalışan,çekindiği şeyler olan adamla olmaz,romantik olmayan adamla olmaz,sürekli cinsellikten bahseden adamla olmaz....
Kısacası güven olmadan olmaz..Güvende zamanla olur,güvenilecek hareketler yapıldığında olusur,kendı kendıne de güven olusmaz.Eğer birini gercekten istiyorsan,ondan hoslanıyorsan ve belki ileride seveceksen,ona değer vermelisin..Değer vermeyen biriyle değil sevgili olmak,bakkala bile gidilmez.Çünkü bu adamlar insanı yarı yolda bırakır.Yolda kalmamak içinde en bastan anlamalı niyetini,tamam iyi biridir belki ama bunlar yoksa sizde olmayın onunla..
Kararsız adamla,dengesiz adamla,sürekli seni özledim senden hoslanıyorum diyipte bunun sadece lafta kaldığı adamla olmaz..Dengesini olusturamamıs hayattan ve sızden ne ıstedığını bıle tam cozemeyen,sızınde kafanızı karıstıran adamla hayat boyu işiniz olmaz!..

Biricit derki,aşk bahanelerle olmaz duygularla olur,duygusuz bi adamlada isterse vezir olsun adam olamamıssa olmaz!
görsel alıntıdır iki medeni ayı

12 Eylül 2012 Çarşamba

Oltaya Takılan Her Balık Güzeldir


Oltaya takılan her balık güzeldir.Erkekler balık gibidir,tutmasını bilmek lazım isimli kitabı bikaç gün önce okudum.Yaklaşık bi hafta sürdü okumam,dersenizki ne anlatıo bu kitap; Bu kitap sevgili yada koca bulmayı anlatmıyor baştan bunu belirteyimde,balık tutmayla erkeklerle kadınların ilişkilerini benzeşleştirmişler kitapta.
Mesela balık,erkek demek.Kadın ise balıkçı yani avcı durumundaymış.Yani kadınlar erkekleri avlıyorlarmış,kitaba göre yani kitapta yazılan değişik şartlara uyduğunuz sürece istediğiniz balığı yani erkeği elde edebilirmişsiniz..Mucize gibi yani..Ama yapılacaklar çok basit aslında:
Erkekler balık gibidir.Doğal ortamlarında harika görünürlerken,avlandıkları vakit bozulmaya baslarlar.Ama onları oltanın ucunda ve taze tutmanın yöntemleri vardır. 
Balık tutarken nelere dikkat etmeli:
-Uygun Su (balıkları nerede bulabiliriz,hangi ortamlarda)
-Uygun Yem (yemimiz olmadan avlayamayız)
-Ayıklama(seçiyoruz bakalım)
-Tazeliğini Koruma(diyelimki ilişkimiz ilerledi yada evlendikten sonra ne olacak)
-Kılçık Temizleme(beğenmediğimiz özellikleri öğrenince ne yapcaz)
-Balık Avlama Ehliyeti.(kitabın sonundaki test doğru cevaplarım coğunluktaydı:))
Okuduğum kitabı anlamısım demekki,kitabın sonundaki testi çözdüm ve artık balık avlama ehliyetine sahip bir Biricit var karsınızda:))
Benim puanım 50 cıktı ve ben böyleymişim:)  : Tebrikler,Siz kendi değerinizi ve ne istediğinizi biliyorsunuz.En iyisini,en güzelini,en heyecan vericisini ve en basarılısını.Bakışınız şöyle: 'Balıkta benim taleplerimle gelişecektir'. Balığın hayranlığını ve aşkını ispatlaması gerekiyormuş bana karşı..Tabii dahada upuzun yazıyor ama bu kadarıda yeterli sanırım:) İki Alman yazarın yazdığı (Susanne Fröhlich-Constanze Kleis) kitapta gercek yasanmıs kısa kısa cok kısa,konuyla ilgili öykülerde var,baska kadınların basından neler gecmıs onlar ne yapmıslar nerde yanlıs yapıoruz bız yahuu da boyle oluyor sorusunun çoğu cevabı bu kitapta var.Tabiiki uygulamak yada ders cıkarmak kısıye göre değısen seyler,dedığım gıbı bu kıtap eğlencelı,komık ve bılgılendırıcı yoksa koca buluyoruz bız kıtabı değıl:))



Biricit bakalım balığını bulacak mı?yoksa bulduda haberi mi yok?:)

11 Eylül 2012 Salı

Bazı Kadınlar Şanslıdır 2



Çok çok önceden 'bazı kadınlar şanslıdır' diye bir yazı yazmıstım.Şimdi gecmıse dönüp yazımı bulamayacağım ama bugün bi kez daha anladım ki gerçekten bazı kadınlar şanslılar...
Ben değilim merak etmeyin nerdeee bende o şans..Sevgili adayım var hatta sevgilim (daha çok yeni)ama ondan bahsedemiyorum ne bileyim çok özelimi yazamıyorum sanırım belkide okur diye..
Belki yazarım bazen yazılarımda belli etmeden onu..Derken şimdi sevgilim oldu ya,etrafımda gördüğüm bekar insanlarında sevgilileri olsun diye basladım bakınmaya ve tabii en yakınlarımdan basladım,istedimki onlarda mutlu olsunlar..

Samimi olduğum eski bi iş arkadasımla (erkek), yine çok samimi olduğum en yakın kankam diyeyim yani onun en yakın arkadaslarından birini tanıstırmaya karar verdim.Derken çocuğa söyledim ve kızın resmini görünce çok beğendi,hemen beni tanıstır demeye basladı.Günler boyunca mesajlar tanıstırda tanıstır diye beynimi yedi valla,kıza söyledik bizde,neyse bunlar böyle facebooktan falan tanısamadılar kızımız cok nazlı efendım tek baslarınada gorusmek ıstemedı.O yuzden bizde bulusturalım baride sevaba girelim dedik,kankam ben kankamın yakın arkadası ve benim eski iş arkadasım topluca bi görüşelim dedik..
Geçen akşam hepimize uyan bi saatte bulustuk.Çocuk kızdan öyle bir hoslandıki,cok beğendı ve sanırım belkide aşık oldu:)) Güldük eğlendik eğlenceli keyifli bi aksam geçirdik..

Tabii benim yepisyeni sevgilim gelmedi,toplantısı varmıs! Derken dün ordan ayrıldık,durağa kadar arkadasımla yürürken ben cok etkilendim ve yarın sürpriz yapıcam ona çiçek göndericem dedi..Ben çok sevindim tabiiki gönder dedim.Aksam facebooktan eklediler birbirlerini ama telefon numarasını bile vermedi bizim kız arkadasımız,o kadar ağır öyle bir naz bir naz..En son cıkarken bi arkadasıyla konusmus morali bozukmus,öylece cıkmıs facebooktan..

Derken bugün öğlen gönderdiği çiçekleri işyerinden alırken çok mutlu olmuş tabii ki,dedim ya bazı kadınlar çok şanslılar çooook...  Arkadasımın kız arkadasımıza gonderdığı çiçeğin notları ise şöyle:'tanıstığımıza çok memnun oldum..' çiçeğin yanındaki ayıcıktada 'ayıcıkta dünkü can sıkıntına ilaç olur umarım:)' 

Biricit'in aşk meşk neyine,sen oturda kariyer yap,bazı kadınlar şanslı ben hariç...
resim alıntıdır.

9 Eylül 2012 Pazar

Eğlenceli Sorularla Dolu Mim




Günün nasıl geçti? 
Çok güzel geçti,romantik bir gün geçirdim:)),kalbim kıpır kıpır oldu:) Böyle karnımda kelebekler uçuyo gibi,anlatamıyorum ama hala tuhaf duygulardayım:)) 

İsim vermeden bahset;
Hangi birinden bahsedeyim yahu,soldan soldan sağdan sağdan  geliolar:)) Tanıdığım (tanıdığım demek sacma yani sanal bir ortamdan ne kadar tanıyabilirsiniz birisini) bir bloggerın,gidip başka bir bloggera yalakaca yorumlar yazması.Nedenini ve menfaatini çok merak ediyorum,yorum yapılan kişi bunun farkında değil bence samimi sanıyor sanırım ama yorum yazan kişinin samimiyetine ben inanamıyorum.Sana ne be Biricit,alan memnun satan memnun di me ama:)

Neden hep cam kenarı;
Manzaralı çünkü,koridor çok sıkıcı:)Hem belki prens görürüm camdan bakarken:) Öküzü yüzde yüz görürüm:)

Bugun kendin için ne yaptım;
Sanırım aşık oldum:)

Twitter ana sayfanı aç ilk gözüne takılan; 
Sevdanındünyası  o yazıo twitleri,bende ondan çalıorum çoğunlukla:))

Düşün ki o bunu okuyacak; 
O derken kim eğer O ise Okusa da anlayacak mı bilinmez:Ben senin beni sevebilme ihtimaline sokayım..
Ama O okuyacaksa bunu okumasa daha iyi olur ama ama ama 'Yalnız benim için bak yeşil yeşil! :)'

Kahkaha atmana sebep olan karikatürler;








Klavyeye bakmadan bir şeyler yaz;
ne yazsamki bilmiyorum aklıma biley gelmio sımdı anıden sorunca 
hmm asık olmak istıyrooum sanırım

Bir cümle düşün sonra kelimelerin yerlerini değiştirerek yaz; 
evde şiddetli bir kadının kalma nedeni seçimsizliktir.

Ctrl+V yap;
Birşey çıkmadı:)



resimler alıntıdır


8 Eylül 2012 Cumartesi

Bloglarda Yorum Çeşitleri


Son günlerde bloglarla ilgili olan olaylarda ve duyduğumuz şeylerde artık dayanamadım ve yazmaya karar verdim.
İnsanlar özel hayatlarını yada düşüncelerini paylaşmak için bloglar açıyorlar ve sonrada kapatmaya karar veriyorlar.Kapatma nedenleride yapılan yorumlar.Çünkü bazı hazımsız insanlar adsız yorumlarla adsız olmasada sahte isimli bir profıl acıp bunu rahatca yapabılıyorlar.Benım basımada geldı bu,Adsız yorumlara kapadım bu sefer sahte sahte isimlerle yorumlar yazıldı,blogu olmadığı halde profılınden beni nasıl buldu acaba muneccım herhaldekı benım yazılarımı bulmus yorumlar yazıyor.

Hemde terbıyesızce,hemde hakaretlere vararak.Ilk basta sinir olabiliyorsunuz tabiiki,üzülüyorsunuz ki zaten onların amaçlarıda bu sizi üzmek için o şekilde yorumlar yapıyorlar.Bence inadına yazın,herkeste yazmaya devam etmeli,kimsenin ne dediğine bakmadan..Sonucta sevmeyen,istemeyen izlemez,ama onlarınki zaten öyle bir durum değil.Kıskandıkları çok belli yada zamanında tanıdığınız insanlar bunlar kesınlıkle böyle bunlara zamanında iyi koymuşsunuz kusura bakmayın bunu yazmak zorundayım,demekki iyi koymussunuzki bunlarda hazmedememısler bu sekılde sanal seylerle sızınle uğrasmaya calısıyorlar.Çünkü demekki güzel yazıyorsunuz demekki bişeyleri aşmayı basarmıssınız,ama o yorum yazan aciz varlıklar hasetliklerinden yada belli seyleri kıskandıklarından dolayı sızın ıcın bunları düşünüyorlar.

En son yaz tatilimde böyle sacma sapan bi yorum almıstım yorumda fiziğim ve anneme kadar uzanan bir hakaret fırtınası yer alıyordu,ne yapayım gidip döveyim mi?Bende cevabını yapıstırdım zat-ı muhterem sapıkzade arkadasa,aldı cevabını bır daha gelemedı..Onun ıcın yada onun gıbıler ıcın üzülemeyeceğim kimse kusura bakmasında ben blogumu da kapatamam,çünkü blogumu kimse için açmadım ben kimse içinde yazmıyorum,kendim için açtım,kendim için yazıyorum,umurumdada değil bu sekıldekı hakaretler.Zaten aklı basında bırısı olmus olsa bu sekılde yorumlar yazmaz,o yuzden elın delılerıyle uğrasamam.Elestırıyı cıddıye alırım o ayrı bı konudur.Ama elestırı yapan kısıye bakarım,'bir söze bakarım söz mü,bir de söyleyene bakarım adam mı'Mevlana Hz. ne güzel sözüdür.. Bu arada sadece yorumlarla sınırlıda değıldır bu insanların sanal dünyada sizinle uğrasması,benim facebookumu ve mailimi bile hacklediler ama geri aldım,bu insanlar ciddi olarak psikolojik rahatsızlıkları olan insanlar,o yüzden muhatap dahi olmayın!

Yeni Başlayanlar İçin,Bloglara yapılan yorumları kategorize ettim bu yazımda;
-Yapıcı yorumlar
Yazınızı beğenen kişilerin yaptıkları yorumlardır.Sizi cesaretlendirmek,motive etmek için ideal yorumlardır.
Ama bu yorumları alsanızda o kadar çok havalanmayın,ama sevinin tabiiki.
-Eleştirel yorumlar
Yazınızı beğenmeyen insanların yazdıkları yorumlardır,bazen kinayeli bazende direkt yazıya yönelik olabilirler,hakaret yada küfür içermezler.Yorumu yazan kişi,yazınızı beğenmemiş olabilir,yazınızı beğenmiyor sonuçta yazdığınız konuyu,sizi beğenmiyor yada kişiliğinize bişey söylemiyor.O yüzden tartışmaya girmeyin.Herkesin fikri aynı olmak zorunda değildir,karşılıklı anlayışlı olmak gerekir.Bu eleştirileride yapıcı eleştiriye dünüştürebilirsiniz.
-Adsız yorumlar
Adsız yorumlara blogunuzu kesinlikle kapamanızı öneririm.Yoksa bu yorumu kim yazdı,beni mi tanıyor,düşmanım mı,kimdir acaba diye paranoyak bi hale gelebilirsiniz,ayrıca moralinizi bozucu yorumlar yazılabilir,sizi çekemeyenler sizinle alıp veremediği olan insanlar her zaman hayat boyu karsınıza cıkacaktır o yuzden dert etmeyin ve adsız yorumlarla hiç uğraşmayın.
-Yalaka ve saçma yorumlar
Yazınızla alakası olmayan yorumlardır,yada 'çok güzelmiş' gibi bir yorumda saçma bir yorumdur.Yalaka yorumu yazan kişi kendini öne çıkarmaya çalışan kişidir,bu yüzdende blogunuza yorum yazıyorda olabilir.Bunu samimiyetinden anlayabilirsiniz.
Yada blogunu tanıtmaya yönelik yapılan yorumlar,linkleri bırakılıp,kardes ben sana geldım sende bana gel tarzında bir yorum.Bu da cok sacma linkini koyma bence burada yazı linki değil bahsettiğim,blogunun linki.
-Blog Dünyasını İş Hayatı Sananların ve Size Özel Şeyler Soranların Yorumları
Blog Dünyasında bir yere gelmiş yada gelmeyi isteyen ( o da ne demekse-bende anlamadım) yani izleyici sayısı olabilir yada hergün yazıyor olabilir bu kişi,belliki bloguna önem veriyor,tanınmak istiyor ve sizin blogunuzada sürekli yorum yazıyordur muhtemelen.
Bu kişi yorum yazmayı sanki işiymiş gibi benimsemiş olabilir ve haftada bir yada üç dört günde bir blogunuza gelip,topluca yorumlar bırakmayı ihmal etmez.Ama konuyla ılgılı ama ılgısız,sadece sizi okuyormus havası vardır.Yorumlara cevap yazarsınız,sonra o yine yazar,siz yazarsınız,o yine yazar.Artık yeter yahuu diye içinizden geçirebilirsiniz çünkü çok abartılı bi şekilde yapabilir bunu.Artık yorumlardakı samımıyetten dolayıda olabılır yada yazılarınızdakı samımıyetten,kalkar gıder sıze özelinizle,işinizle ilgili şeyler sormaya başlar.İyide sana ne kardesim ben işimle ilgili yazarsam yazarım,sen yazıyla ilgili yazacaksan yorumunu yazsana,sana ne benim işimden gücümden..Artık iyice sinirlendirir sizi,yapmacık gelmeye başlar sonrasındada ona kızmaya baslarsınız,bu sefer özürler dileyebilir paragraflarca dolusunda yorumlar yazabilir.En sonunda ise size herkes gidici burdan biz kalıcıyız (sanki aynı işyerinde çalışan kadrolu personeliz be mübarek) yanlış anladın benide diyebilir.Kadrolu blogger değılım ben hiçte olmadım:)) Böyle yorumlar aldığınızdada pek muhatap olmayın,hatta bu tarz blog yazarlarına cevap vermezsenız belli bır muddet sonra sızınle ılgılenmeyeceklerdır.
-Yayın Dışı Sohbet Yorumları
Bu samimi olduğunuz blog arkadaslarınız arasındaki yorumlardır.-Yayın dışı diye bastan belirtirsiniz ve yorumunuzu yazarsanız,yorum yazıyla ilgili olabilir,ikiniz arasında geçen bir konu olabilir,twittera gel,msn ye gel gibi bir yorumda olabilir:) Yorumu yayınlamazsınız,bazen yanlıslıkla yayınlarsınız sonra silersiniz.Size yorum gelince,sizde onun bloguna yorum yazarsınız,karsılıklı sohbet düşünün onun gibi,biraz komik ama güzel bir yorum çeşididir:))

Biricit derki,yaptığımız yorumlara dikkat edelim Bilişim Suçları diyede bişey var,kimsenin başı ağrısın istemeyiz.
resim alıntıdır.

7 Eylül 2012 Cuma

Mr. Maana'dan Ödül Kazandım,Hava Atmış Gibi Olmayayımda:))



Mr.Maana'nın bilgi yarışmasından kazandığım kitabımı aldım.Hatta bir kitap kazanmıştım  Seda Özay'ın 'Bir Daha Yüzümü Görmeyeceksin' kitabını ama almaya gittiğimde bir kitap daha hediye edildi:) İsmi de 'Önce Aşk'.. :)  Mr.Maana'ya ve özellikle de Silva Hanım'a sıcaklığı ve ilgisi için çok teşekkür ederim.Blogumu beğenmeleri ve okumalarıda ayrıca beni çok mutlu etti:)Mr.Maana ne derseniz; bilgi yarışmalarının yapıldığı bir mecra,sizde katılabilirsiniz buradan http://www.mrmaana.com/,hem yeni şeyler öğrenip bilgilerinizi tazeleyebilirsiniz,hem de eğlenerek ödülleri kazanabilirsiniz:)

Biricit yeni kitaplarınıda kitaplığına ekledi,beğenerek okuyacak:)

5 Eylül 2012 Çarşamba

Evde Kaldım,Oldu Teşekkürler :)



Kaçıyorlar di mi?Kaçıyorlar tuvalet falan hep bahane ben biliyorum ben onları hep hissediyorum diyo yok telefon geldı..:))Beni anlatan nadiir bir video..Oldu Teşekkürler ekibi yine harikalar yapmış:)Kesinlikle izlemenizi ve başıma gelen şu olayla da bağdaşlaştırmanızı isterim.Yine gördüm rüyamda niye görüyorsam,hem de bayramın ilk sabahı bir uyandım dedim ne alakası var yine bu çocuğu gördüm rüyamda sonra dedim yine söyleyeyim.Liseden arkadaş grubumuzdan hatırlarsanız daha önce kışın rüyamda görmüştüm.Sosyal mecraların birinden  yazdım ona seni rüyamda gördüm,ama cidden gördüm yani..O da sanırım asıldığımı sandı,nası gördün dedi..Bi de sevgili olduğumuzu gördüm üstüne üstlük,bana aşık beni seviyor rüyamda sevdiğini söylüyor ama gel görki çocuğa tam anlatamadım bu durumu.O da bulustuğumuzda anlatırsın detaylı dedi.Hmm tamam tabii dedim,ama çocuktan hala bi ses seda yok,bayram geçeli iki hafta oldu dime,oldu teşekkürler o zaman...

Kaçıyorlarrrrrrrr.......:) Evde kaldım...:)






Tizden müzdarip olan Biricit derki,aman bu sefer bişey demio,yatıp uyuyacak:)
Görsel Oldu Teşekkürler

4 Eylül 2012 Salı

Eski İş Arkadaşları Kahvaltısı (!)



Korku filmi gibi..En azından bana göre,çünkü sevmediğim görüşmediğim 3-5 kişininde bulunduğu bir organizasyon yapmışlar.Saolsunlar benide unutmamışlar davet etmişler ama gitmeyeceğimi söyledim.

En önemli nedeni ise çok çok samimi olduğum ama sırrımı gidip eşine anlatan o kadınında orda olması.Hem gidip ne yapacağım,hepsinin aynı işyerinden tanıstığı birer tanede doğurduğu çocuklarını mı seveceğim?'ayyy ne şekersin' ne yalan ne yalan..
Öyle bir iş yeriydiki yani öyle bir yapımarket düşününki kim kiminle belli değil,o onla çıkıyo o öbürüyle onu aldatıyor,en sonunda evlenenler... aşk yuvası gibi bir işyeriydi,ee yani mağazada 300e yakın personel var,işyerinde aşk bildiğiniz gibi çok yaygındır.Bir ben bulamadım(!) Yada buldumda belki istememiş olabilirim,ne de olsa aynı işyerindeyiz,böyle saçma düşüncelerimde vardı aynı işyerinden biriyle olmaz..

Eee ne oldu,biz kariyer uğruna aşklardan vazgeçtik,onlar evlerinin hanımı oldular,hemde kimlerle çıkıp çıkmadıklarıda belli değilken,ayyy müdür yardımcısı benden mi hoşlanıyor yok merdivende bana baktı,yok hırdavat bölümündeki çocuk bana bişey sordu..En sonundada sen işinle ilgilendin Biricit onlarda kocaları kapıp,popolarını yayıp koca parası yiyen asalak kadınlar olarak birer tanede doğurdular ohhh miss gibi hayat!..
Tamam bekar olduğum içinde gitmiyor olabilirim ama asıl neden ki asıl neden de dost sandığım,yer süpürgelerini o ortamda görmek istemiyorum,ne konusacağım,ordan bırılerı barıstırmaya calısırlar en ıyı acıdan bakarsam ya da en kötü acısından su olur:'ay sen evlenmedın mı hala? bekar olduğuna inanamıyorum?!' 'ee ama ben ben kariyerimde şu anda...' 'ahh vah vah ayy cok uzuldum,ben evlenırsın sımdıye dıye dusunmustum' 'eee şey ben ama işimle ilgili....' 'neyse Allah'tan ümit kesilmez canikom,tatlışkom..bla bla bla..' bu konusmalar gecerdi eminimki..

O yüzden sizin gibi samimi olmayan,çalışma hayatını bile bilmeyen,yan gel yat osman halde asalak gibi yaşayan insanlarla,birbirlerinin dedikodularını ona buna anlatan pisliklerle bir araya gelemiyorum..yapım bu benimde..Organızasyonu çok sevdiğim arkadaslarım yapmıs olsada onlara ayıp olmasın dıyede gidemiyorum işte bende buyum..
Ne dıyımkı orada dedikodularımı yaptığınız her an,ben sizden daha öndeyim demektir!....

Biricit hayatındaki pislikleri atmaya devam ettikçe,gün geliyor yine su yüzüne çıkıyorlar,anlıyor ki geçmiş sürekli karşısında,ne yapsın gitse onlarla yüzleşse onların saçını başını yolsa daha mı iyi olurdu?
resim alıntıdır.

3 Eylül 2012 Pazartesi

Flormar Ojelerim :)

Benim hiç oje postum olmadı anne!!:) İnsanın canı oje postu çeker mi?Benim çekti ve hiç üşenmedim oje yazısı yazayım dedim.Bunu belirli zamanlarda yapmayı düşünüyorum.Flormar ojelerimden başladım,sırayla diğerlerinide yapacağım,grup grup ayırdım,genelde kırmızı ve pembe tonları tercih ediyorum ama diğer renklerdende var.Flormar ojelerimden memnunum.Renklerinden özellikle; canlı ve gözalıcılar.Flormar ojelerime bakalım bakalım:))




Flormar Nail Enamel 385 No rengi vişnemsi kırmızı bordoda denebilir aslında:)




Flormar Nail Enamel 403 no,biraz kavuniçimsi kırmızı,yalnız sürerken iki kat yeterli olmuyor,üç kat sürüyorum:)



Flormar Nail Enamel 125 no bildiğimiz pembee:))Şeker pembe ile çingene pembesi karışımına benziyor bence:)



Flormar Supermatte Nail Enamel M104 ne kırmızı ne de pembe diyebilirim,ikisinin karışımı gibi,tatlı bir renk tonu var:)

Biricit'in oje postları devam edecek:)

2 Eylül 2012 Pazar

Blogum Dergisi Eylül Sayısında Biricit'te Yazdı!:)


Blogum Dergisi'nin Eylül sayısında Biricit'tende yazı istenildi,Biricit yine seve seve yazdı:) Blogum Dergisinin tasarımı değişti ve yeni adresinde blog yazarlarını bekliyor .Beklentilerin üzerinde olan bir e-dergi ve gün geçtikçede okunma sayısı ve bilinirliği artıyor.Biricit,Blogum Dergisinde Hobi Editörü oldu bunu da söylemesem çatlardım:))Değerli blog yazarlarının kendi emekleriyle yazdıkları yazılar ile ortaya çıkan Blogum Dergisi en yakın zamandada yazılı bir dergi olarak çıkabilir:) Bunun için çalışmalar devam ediyor:)Düşünsenize bu bence harika bişey olurdu:)




Biricit,Blogum Dergisi'nde yazdığı için çok mutlu:)

1 Eylül 2012 Cumartesi

Vichy Aqualia Thermal Light Krem Deneyimim:)


Turkuaz blogundan Vichy krem kazandım ve hemen denemeye başladım:).VİCHY AQUALIA THERMAL LIGHT. Nemsiz Ciltler İçin 24 Saat Sürekli Nemlendirici, Güçlendirici ve Rahatlatıcı Bakım Kremini yaklaşık bir haftadır kullanıyorum.



Yoğun bir nemlendirme özelliğine sahip,benim cildim için kuru bir cilt diyebilirim,aslında normal yada karma bir cilt olabiliyor bazı durumlarda(yaz-kış).Ama pek yağlı bir cildim yok,sürekli nemlendirme etkili kremler kullanıyorum bu yüzden.



Vicyh Aqulia Thermal Light Kremin içeriğine baktığımda,Hipo-alerjenik,Paraben içermiyor,Vichy Termal Suyu içeriyor.Parabensiz ürünleri kullanmaya çalışan birisi olduğum için bu gerçektende güzel oldu ve içeriğinde zararlı bir madde yok.Su bazlı bir krem,yağlı değil ve yağlı hissi bırakmıyor cildime sürdüğümde hemen emilim sağladı.Ferahlatıcı ve rahatlatıcı etkisinide hissettim.Aynı zamanda ürünün üzerindede 24 kadın üzerinde test edilmiş bir ürün olduğu yazıyor.



Hoş kokusunuda eklersem,tercih edeceğim ürünler arasında yer alacak.Vichy Türkiye'ye çok teşekkür ederim:)

Biricit,Vichy'nin kremini beğenilenler listesine ekledi:)