26 Aralık 2011 Pazartesi

Günlere Göre Yüz İfadelerim



Günlere göre yüz ifadelerimi anlatan nadir resimlerden biri :)




Biricit cuma,cumartesi,pazar neden çabuk geçiyor bilimsel bir açıklaması var mı diye düşünmektedir.

resim alıntıdır

Kredi Kartının Zararları


Kredi kartları artık gündelik yaşamımızın vazgeçilmesi arasında yer alıyor,öyle ki artık para bile kullanmıyoruz,sadece kredi kartlarımızla alışveriş yapıyoruz.
Bu durum ilk başlarda çok rahat,çok kolay bir durum tabiiki.Bedavadan alışveriş yapıyormuşuz gibi hissediyoruz.Harcadıkça harcıyoruz,alsak alsak neyide alsak,yok puanlarda ekleniyor diye harcamalarımıza devam ediyoruz.Kredi kartının ödeme günü geldiğinde ise gelen ekstreye şaşırıyoruz,belli bir oranını ödüyoruz,sonra üstüne faizi yiyoruz.
Ben kredi kartı kullanmıyorum,bazen internet alışverişlerinde lazım oluyor arkadaslarımın kredi kartını kullanıp,onlara nakit ödüyorum.Kredi kartı kullanmadığım için boyum kısalmadı..Çevremde kredi kartı yüzünden insanların başlarına gelenleri gördükten sonra,yanımda birisi kredi kartıyla ödeme yapsa bile sinir oluyorum.Çünkü bence hiçte iyi birşey değil.Bazı tanıdıklarımız hacizlerle,icralarla bile uğraştılar.Bir arkadaşımın 3000 TLlık kredi kartı borcu,28000TLye cıktı.O bankadan alıp,diğer bankadakini ödemeye çalıştı arkadaşım,sonuçta şu anda bitirdi borcunu ama borcu bitene kadar neler çekti.Kredi kartı öyle göründüğü gibi birşey değil.Ben hayatım boyunca ihtiyaçta duymadım,kullanmadımda,pişmanda değilim.Sadece internet alışverişlerinde gerekli bana.
Bide sürekli telefonla arayan kredi kartı satışçılarına öyle kızıyorumki,tamam onlar orda çalışan zaten sözüm onlara değil kızmamda onlara değil ama yeter almıyorum,istemiyorum dedikçe arıyorlar ısrar ediyorlar.
Son olarak en iyi kredi kartı cebinizdeki sıcak paradır.

Yazının sonunda; kredi kartına gıcık olan gıcık Biricit kocasınında aynı derecede kredi kartlarına gıcık olup,hiç kredi kartı kullanmamasını,cebine attığı anda her yerden para çıkmasını diledi.
Resim alıntıdır

25 Aralık 2011 Pazar

Dost Kazığı (Dikkat Kazık İçerir)


Ahh ahh.. Tadına doyum olmaz dost kazığının.Hatta düşman kazığı olsa bi derece anlarsınız.Çünkü neticede düşmanınızdır,size herşekilde kazık atma yetkisi vardır.
Ama dost olan kişinin size kazık atması,sizi piç gibi ortada bırakması..
Ama böylesi bana iyi oldu.En azından dost sanıpta koynumda beslemeye devam etmedim.
En azından bu kadar saf salak olmaktan vazgeçtim.Artık insanına göre,bana ne yapıp ne yapmadığına göre herşey.
Üç dört yıl sürmüştü arkadaşlığımız.Saçma bir işyerinde tanışıp,ben bir hafta o 15 gün çalışmıştık,öyle dandik yerde hayatım boyunca görmedim.Çalıştığımız kısa süre boyunca,birbirimizi msnden facebooktan ekledik.Dahada samimi olduk.Ara ara buluşmaya başladık.O işten ayrıldıktan sonra ikimizde farklı işlere bakıyorduk,derken ben iş buldum o bulamadı.Biz iyice samimi olmaya başladık,hani kanka dediğimiz şey var ya,sen onu bilirsin o seni bilir,gelir gider evinize,kızla kanka olmuştum.Sırlarımızı paylaşıyorduk,herseyi,yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu.Erkek arkadaşı yoktu,ona tanıdığım evlenmeyi ciddi anlamda düşünen kaç tane arkadaşım varsa tanıştırdım,okul arkadaşlarım,kurstan arkadaşlarım(o ara ingilizce kursuna gidiyordum),iş arkadaşlarım.Ama o kadar çok sorunlu,agresif,negatif,herşeye kolay sinirlenebilen bir kızdıki hepsiyle tartısıp daha baslamadan bıtırdı.Anlaşamadığı çocukların hepside şu anda evliler.
Derken onun işi olmadığı için,bi yerlere gidince sinemaydı,yemekti hep ben ödüyordum hesabı.Sonuçta o çalışmıyordu,onun ödemesini istemedim.Hatta kuaföre giderdik onu bile ben verirdim,ısrar ederdim sonuçta en yakın arkadaşımdı.İşyerime onuda aldırmak istedim,iş görüşmesine geldi ama çok pasif bulunduğu için alınmadı,insan kaynaklarının bana dediği buydu,tabii ona demedim üzülmesin diye.Birbuçuk yıl boyunca çalıştığım işyerinde bazı sorunlardan(maasımı alamama yuzunden) ayrıldım artık dayanılır hal değildi.Derken işten ayrılınca zaten maaşlarımızıda düzgün alamadığımızdan birikimimde yoktu,idareli harcama yapmam gerekliydi.

Buluştuğumuzda ben ödemiyordum,herkes kendininkini ödüyordu.Ben yine iş aramaya devam ediyordum,ama onu tanıdığımdan beri işsizdi,hatta çalışmayı düşünmüyordu sanırım kendine bile itiraf edemedi bunu,çünkü ezik olmak, babasından çalışan kardeşlerinden para alıp asalak gibi yaşamak hoşuna gidiyordu.Bir ara tanıdıklarının bir tanıdığı ile nişanlandı,sonra tartışmalar kavgalar oldu onunla ayrıldı.Hep bir depresyon halindeydi her zaman,en kötü zamanlarında yanında oldum,hep destek oldum ona üzülmemesi,herseyın bırgun duzeleceğını anlatmaya calıstım ona.Ama içindeki negatiflik değişmedi.Herşeye alınıyor,kızıyor hep alttan olan kişi ben oluyordum.Son zamanlarda hareketleride değişmişti,eski samimiyeti yoktu.Buluşalım dediğimde hep bahaneler buluyordu,bana işim var gelemem derken bir bakıyordum arkadaşlarıyla geziyor,resimlerini faceden koyuyordu.

Ben iş aramaya devam ediyordum haberler geliyor görüşmelere gidiyordum.Birgün onların evine çok yakın bir yere görüşmeye gittim,patronla görüşürken istediğim maaşı veremeyeceklerini söyledi,şu kadar maaş veriyoruz dedi.Benimde aklıma arkadaşım geldi hemencecik evinede yakında.Görüştüğüm işyerinin sahibine arkadasımı anlattım evinin aynı semtte olduğunu,dedığınız maası ve ısı kabul edeceğını,fakat hıc bır ıs deneyımının olmadığını soyledım.Patronda zaten yetıstıreceklerını depo konusunda verı gırısı yapılacağını anlattı,dedim hemen soyluyorum telefonlarımızı arayıp yarına randevu alsın dedı adam.Eve geldım arkadasıma soyledım hemen arattırdım zorladım artık nasıl bır depresyondaysa zor ıkna ettım,gorusmeye gıttı ertesı gun ve ıse alındı.Hıc hayatımda bu kadar sevınmemıstım.Onun adına mutlu oldum.İşe gidince ilk gününün nasıl geçtiğini sordum,yine soğuk hareketleriyle cevaplar verdi.Facebookta bizim gittiğimiz bir yerdeki resimleri yeni yüklediğini  gördüm,daha doğrusu daha önce yüklemiş ama ben görmemişim,yani beni engellemiş resimlerde,sordum neden böyle yaptın diye,sana engellemedim herkese engellemiştim dedi,zaten hareketlerinin tuhaflaştığını söyledim,tartışmaya başladık o esnada ve beni facebooktan sildi.Hayatımda hiç bu kadar şaşırmamıştım en yakın arkadaşım,en değer verdiğim insanlardan birisi bana saçma sapan şeyler yazdı ve beni hayatından çıkardığını söyledi.

Okuyanlara; Bu olaylardan sonra hiç görüşmedik.Dostluğumuz ve arkadaşlığımız bitti.Siz siz olun güveneceğiniz insanlara dikkat edin.İyice emin olmadan kimseyle dost olmayın.Bundan sonrasını okumanıza gerek yok.

Sana; Bir gün bu bloğu bulduğunda,bu yazıyı gördüğünde sana yazdığımı anlayacaksın.
Seni Affedebilirdim,o zamanlar beni faceden sildikten sonra,hakkımda kısmına 'hayatımdaki pisliklerden teker teker kurtuluyorum :) ' yazmasaydın,
Seni Affedebilirdim,msninde 'bir pislikten kurtuldum ohhh beee ' 'para var huzur var'  yazmasaydın,
Seni Affedebilirdim,pişman olupta bu lafları yazmayıp benden özür dileseydin seni gerçekten affederdim buna inan.
Seni Affedebilirdim,ben sana yazıklar olsun,ben kendim çalışmam iş bulmam gerekirken,seni düşündüm,senin işe girmene vesile olduğumu söylerken,sen değil Allah bana iş buldu demeseydin.Allah rızkı verirde alırda.Ama aradaki vesile olan insanları unutmak en büyük hainliktir.
Keşke senin kadar hain bir dosta,kıskanç bir dosta sahip olmasaydım,ben sana iş bulmanda yardım etmeye çalışırken,insan olan bir teşekkür eder,sen ise arkadaşlığını beni hayatından çıkararak gösterdin.Senin gibi birinin zaten arkadaşlığına ihtiyacım yok,senin gibi birinden ben kurtulduğuma sevindim.
Sen çok dindar bir kızsın,kul hakkıda nedir bilir misin?Şimdi öğreneceksin..Ben hayatım boyunca,erkek arkadaşlarım ne kadar ahımıda alsala,kızsamda onlarla bile hakkımı helal ederek ayrıldım.Ama bu dünyada ilk defa birisine hakkımı haram ediyorum.Sana geçen tüm haklarım haram olsun.
Sakın bana herhangi bir şekilde ulaşmaya çalışma,yasal yollara başvururum.( bir pazar günüde beni bir arkadasına arattırıp iş görüşmesine çağırıyormuş gibi yaptığınıda biliyorum.)
Merakından çatlıyorsun,çok mutluyum şu anda.Beni seven dostlarımla,gerçektende hiç olmadığım kadar mutluyum.Ama sen asla mutlu olamayacaksın.Çünkü mutlu olmak senin içinde olmayacak bir duygu..

Biricit gerçek dostlarıyla beraber,çok mutlu bir şekilde kahvesini yudumluyor.
Resim alıntıdır

24 Aralık 2011 Cumartesi

Yemeklerinizi Üflemeden Yiyin

Çorbanızı,yemeğinizi eğer çok sıcaksa kesinlikle kendi kendine soğumasını bekleyin.Üfleyerek soğutmaya çalışmayın çünkü üflediğiniz nefesinizden karbondioksit yemeğinize geçiyormuş.Oksijeni alıp karbondioksiti verdiğimiz için karbondioksitide yemeğe üflemek hastalık meydana getiriyormuş.Buda sağlığımız için oldukça zararlı bir durummuş.Geçen gün bir lokantanın kağıt servisliğinin üzerinde bu yazıyı okudum.Bu yazıyı gördüğüm lokantada,çok temiz,yaklaşık 13-14 yıllık bir geçmişi olan, çok güzel yemekleri olan bir restoranttır.Yemeğe geçmeden önce,garsonun masamıza koyduğu kağıt servisin üzerindeki uyarı yazısını okudum sizlerlede paylaşmak istedim.Ben yeni duydum bu olayı,evde yemek yerken mesela çoğu zaman yapmışımdır.Ama dışarıda zaten görgü kuralı olarak yediğiniz yemeği üflememeniz gerekir.Görgü kuralını geçtim,sağlık açısındanda zararlı birşey olduğunu duyunca kesinlikle üflemeden yemeye karar verdim.


Yazıyı yazan Biricit çorbasını üflemeden içmeye gitti,ayy ayy yandım derken çorbayı üflemeye çalışsada en sonunda çorbayı ve kendini kendi haline bırakmaya karar verdi.
Resim alıntıdır