23 Aralık 2011 Cuma

Garfieldi Seviyorum


Çocukluğumda Garfieldin karikatürlerini okurdum,çok gülerdim.2000li yıllarda çizgi filmleri,sinema filmleri çıktı.Onlarıda izledim.İçimdede Garfieldin o sevimliliğine karşı bir sempati oluştu.Garfıeldi çok seviyorum.Belkide size garip yada tuhaf gelebilir.Şuna bak kaç yaşına gelmiş,kalkmış bize ne anlatıyor diyebilirsiniz.Ama gerçek şu ki; o sevimliliği,tembel oluşu,yemek yemeyi çok sevmesi(özelliklede lazanya görünce dayanamayışı,en sevdiğim yemeklerden biridir.),pazartesiden nefret etmesi,uyumayı sevmesi,dırdırcı oluşu,komik oluşu,her yaramazlığının ardından aklını kullanıp kurtulmayı başarması sanki kendimle bağdaştırıyorum onu..(duyanda zeka fışkırması yaşıyorum sanacak)
O zamanlar artık nasıl bahsetmişsem,çıktığım sevgilim tamda sevgililer gününde bana çok istediğim Garfieldin oyuncağını almıştı.
Derken yine ayrıldık,neyse oda şu anda evlendi diye anlatmama gerek yok sanırım.
Ayrılmıştık ama Garfieldi cok sevdiğimden işyerimdeki masama koymuştum,vazgeçmemiştim.Tabi evlendiğini öğrendiğim anda üzülmedim,çünkü sonuçta ayrıldık mutlu oluyorsada olsun.Fakat çok sinir oldum,gözüm Garfield falan görmedi.Eve gelip odamda görmeyeceğim bir yere koydum.O işyerimden çıkıp başka bir işe geçmiştim.Masama Garfieldimi koymayı düşündüm,ama dedimki baktıkça onu hatırlatan birşeyi ne yapacaksın,sanki negatif enerji geliyordu o oyuncaktan,anneme verdim oyuncağımı üzülerek, çöpe mi atacaksın ne yapmak istiyosan yap dedim,gözüm görmesin.Annemde komşunun küçük kızına vermiş.Sanki yavrusundan ayrılan bir ceylan misaliydim ne diyorum ben yahu hergün görüpte o salak adamı mı hatırlasaydım yani?
Sonra Bakırköy'de kendime bir Garfield oyuncak buldum fakat onada kıyamadım masama koymaya.Başucumda,yatağımın kenarında duruyor.Elindede kırmızı güller çok romantik bir Garfield kendisi.İşyerim için daha ciddi,daha bi çalışkan havası verecek pozitif bir Garfield alacağım.Alacağım almasınada İstanbul il sınırları içerisinde hiçbir yerde malesefki bulamadım,facebookumdan mı,twitterlardan mı,msnlerden mi yazmadım,gitmediğim oyuncakçı mı kalmadı..Yok yok koca İstanbul'da bir Garfield yok..

İşte benim sevimli,her gece yatağımın başında beni koruyan Garfieldim




Bu seneki Tüyaptaki kitap fuarındada garfield yayınlarını buldum ve imzasını aldım.
Buda kendisi,kitabı ve imzası :)






bırak koca bulmayı,koskoca İstanbul'da bir Garfield oyuncak bulamayan Biricit Garfieldini aramaya gitti.
en üstteki resim alıntıdır

22 Aralık 2011 Perşembe

Azgın Teke Sendromu


Benim aklım almıyor,neden 50 yaş üzerindeki erkeklerde kendi yaşının yarısı kadar genç kadınları sevme,onlardan hoşlanma hastalığı var.Bilen varsa berigelsin!
Erkekler menopoza girdiklerinde sanırım bu durum ortaya çıkıyor.50 yaşın üzerinde erkeklerde kendini daha çok önemseme,kendine daha çok bakma ve hayatı yaşamak için daha fazla bir enerji oluşmaya başlıyor.
Bunlar hormonal şeylerden oluşabildiği gibi,erkeğin psikolojik durumundan yada maddi durumundanda kaynaklanıyor olabilir.
Eski bir iş yerimden bir abimin bana söylediği; bu azgın teke sendromunun nedeninin, erkeklerin 50 yaşın üzerine geldiklerinde hayatı artık kendileri içinde yaşamak istiyor olmalarıymış.Artık evlerine yeterince bakmışlar,aileleriyle yeterince ilgilenmişler,çocuklarını okutmuşlar hatta evlendirmişler.Emekli olmuşlar,sorumlulukları bitmiş.Şimdi kendilerine sıra gelmiş.
Artık hayatı yaşamaları gerekıyormuş.Sanki daha önce yaşadıkları hayat değildi.Peki ya kadınlarda 50 yaş üzerinde size aynısını yapsaydı,sayın azgın teke sendromlu adamlar?Benim tanıdığım 50 yaş üzeri kadınlar,hala eşlerinin kirli çoraplarını yıkayıp,evlerinde yemeklerini yapmakla günlerini geçiriyorlar.
Şener Şen'in yıllar önceki filmi geldi aklıma,adam 50 yaş üzeri azgın teke sendromuna yakalanır,eşini genç bir kadınla aldatmaya çalışır,ama eline yüzüne bulaştırır.Beyazlasan saclarını siyaha boyar,kendini daha genç gösterecek kıyafetler alır..
Zaten 50 yaş üzerindeki bir adamla gönül ilişkisine girebilen,evli olduğunu bilerek bu durumlara kendini sokan kadına hiçbirşey diyemiyorum.Anladık amacın para,bu kadarda midesiz olamazsın,bir yuvayı dağıtmanın alemi var mı?Gitde dengini bul diyorum sadece..

Azgın teke sendromuna bir anlam veremeyen biricit,kahvesini yudumlarken kocasının (kaza ile bir kocası olursa) asla azgın bir teke olmamasını düşünüyor.

resimler alıntıdır.