Herkese mutlu günler diliyorum. Nisan ayına girdik, bahar geldi artık havalar şu günlerde İstanbul'da çok güzel gidiyor. Güneşli havaları çok seviyorum pozitif enerji doluyor içim ve çok mutlu oluyorum. Kış mevsiminin depresifli halinden kurtulmuş hissediyorum kendimi. Bugün sizlere çok güzel bir koku önerim olacak. İxora Parfüm'e ait olan Beatrice Kadın Parfümü oldukça hoş ve çekici bir kokuya sahip. Ağır bir koku değil, hem gündüz hem de gece uygulanabilecek bir parfüm.
Üst notalarda pembe biber ve kivinin tadına bakarken orta notalarda yaseminin baş döndüren kokusu feyz veriyor, karpuz iştahımızı açıyor ve bu ikiliye siklamen eşlik ediyor, dip notalarda ise misk, sandal ağacı ve limon ağacının ferahlatan esintileri yer alıyor. 'Kendine güvenen, yenilikçi ve davetkar kadının kokusu' sloganına sahip olan bu parfüm şöhreti yakalamak isteyenlerin iksiriymiş. Bence içeriği kadar oryantal, çiçeksi ve ferahlatan bir parfüm. Tam bir bahar kokusu olduğunu düşünüyorum bu kokunun, ağır olmayan oryantal&çiçeksi kokuları seviyorsanız bu kokuyu çok beğeneceksiniz. Zaten bir parfümün içinde yasemin kokusu yer alıyorsa o parfüm çok iyidir.
Ixora Beatrice Kadın Parfümü'nü bulsakalsak sitesinden satın alabilirsiniz. Herkese harika geçecek bir Nisan ayı diliyorum, başka bir parfüm önerisi yazımda görüşmek üzere.
Herkese keyifli akşamlar dilerim. Herkesin şu sıralar sorduğu soru: Şahsiyet Dizisi'nin 4. bölümü ne zaman yayınlanacak? İzlediğim bir kaç tane dizi var. Şahsiyet dizisi de bunlardan birisi ve izlediğim en kaliteli dizi diyebilirim. Puhu Tv'de ilk 3 bölümü yayınlanan Şahsiyet dizisini gelin birlikte inceleyelim.
Birbirinden değerli oyuncu kadrosunun yanı sıra senaryo ve dizinin müzikleri/görsel efektleri ile de izleyicinin gönlünde harika bir yere sahip olacağa benzeyen Şahsiyet dizisi şu sıralar geniş bir kitlenin merakını kazandı. Oyuncular; Haluk Bilginer, Cansu Dere, Metin Akdülger, Şebnem Bozoklu, Hüseyin Avni Danyal, Necip Memili, Müjde Ar. Yönetmen; Onur Saylak, Yapım; Ay Yapım, Senaryo ise Hakan Günday'a ait.
İlk defa bir internet dizisi izliyorum. Daha önce başka internet dizilerini de duymuştum. Haluk Bilginer'in bu dizide oynadığını duyduğumda izlemeye karar verdim, bölüm fragmanları da diziyi gerçekten merak etmemi sağladı diyebilirim. Puhu Tv'de yayınlanan Şahsiyet dizisinin ilk 3 bölümü geçtiğimiz haftalar içinde yayınlandı. Çok merak uyandırıcı, dram, polisiye, gerilim tarzındaki bir içeriğe sahip olan Şahsiyet dizisinin konusuna gelecek olursak; kendi adaletini kendisi sağlamaya çalışan Agah Bey ve çevresindeki yaşanılanlar büyük bir heyecan içerisinde anlatılıyor. Tabiri caizse dizinin ilk sahnesinden itibaren kaliteli bir yapımı izlediğinizi anlıyorsunuz, gerçekçi ve büyük bir merak uyandırıp, o merakın içinde sizi bırakacak sahnelerin içinde kendinizi buluyorsunuz. Agah Beyoğlu; emekli bir eski adliye memurudur. Tek başına yaşamaktadır, eşini yıllar önce kaybetmiştir. Kızı yurdışında yaşamaktadır. Bir gün kendisine Alzheimer başlangıcı teşhisi konur ve işte asıl olaylar bundan sonra başlamaktadır. Nasıl olsa her şeyi unutacaktır, geçmişte planlayıp yapamadığı cinayetleri işlemeye karar vermiştir, unutacağı için vicdan azabı da çekmeyecektir. Cinayet büro da çalışan kadın polis Nevra ise istifanın eşiğine gelmiştir. Agah Bey ve Nevra'nın yolları bu cinayetler ile kesişecektir, ikisinin ortak noktası nedir? Büyük bir merak içinde 4. bölümü beklerken, oldukça düşündürücü bulduğum bu dizinin ilk 3 bölümünde unutamadığım sahnelere, tahminlerime ve hissettiklerime gelecek olursam; kedinin ölmesine üzüldüğümü söyleyebilirim. Agah Bey ile Nevra'nın arasında ki bağlantının hem Nevra'nın annesinden hem de babasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Agah Bey'in kızının; babası hastanede iken barda sürekli içtiği sırada, oğlu da dışarda kavga ederken çalan şarkı 'neşeli günler' filmi müziği ise; tam bir ironi oldu. Belkide anlatılmak istenen mutlu aileler belki de tarihte kaldı artık büyük bir ironi, büyük bir parantez içinde ünlem cümlesi olmuş bu sahneler. Eşini döverek öldüren adama yaptığı Agah Bey'in, yani kedi maması kabında mama vermesinin gösterildiği sahneyi de oldukça düşündürücü buldum. Ve dizi de 'iyi bir insan' olmaktan iki karakter de bahsediyor ve öyle olmak istediklerini söylüyor. Peki 'iyi bir insan' olmak nereden baktığımıza da bağlı olabilir mi? Gerçek olanla doğru olan aynı şey olmuyor olabilir mi acaba? İyi olan nedir peki her zaman doğru olanı yapmak mı, belkide doğru olmayanı yaptığımızda da iyilik yapmış oluruz olamaz mı?
Gizem dolu, kaliteli, polisiye, cinayet, gerilim tarzındaki dizileri seviyorsanız bu diziyi mutlaka izlemelisiniz. Sinema filmi tadında çok beğendiğim bu dizinin 4. bölümünü ve diğer bölümlerini de merakla bekliyorum, herkese keyifli akşamlar..
