13 Aralık 2011 Salı

Masal

Gökten Üç Elma Düştü,
Üçünüde Ben Yedim,
Yine Düşsün,Yine Yerim..

Belkide bazı masallar böyle mi bitmeli acaba?

Yazıyı yazan biricit bir masalın içinde olsaydım kesin o masaldada evde kalırdım diyerek,yedicücelerin yanına gitti..
resimler alıntıdır.

Gurbet (dikkat hüzün içerir)


Doğduğu,büyüdüğü toprakları terkedip,İstanbul'a gelmişti.Yavuklusunu köyünde bırakmıştı ve kına kokan anasını.Çalışması o başlık parasını toplayıp,aşkına kavuşması gerekliydi.Mecburdu iş ortamı yoktuki,sevdiceğinin babasının istediği başlık parasını nasıl toplayacaktı ki?Mecburdu büyükşehre gelip,çalışıp o parayı kazanmaya.Sonra evlenecekti,bembeyaz gelinlikle görecekti,uğrunda öleceği kadını,canını bile vermeye hazırdı onun için.
İstanbul'a gelince akrabasını buldu,yanına yerleşti,onun gibi bir inşaata girip çalışmaya başladı.Akşamları sevdiceğine mektuplar yazıyor,ondan gelecek cevapları heyecanla bekliyordu.Bir yıl boyunca mektuplaştılar,'seni seviyorum'la biten mektuplar,onun tek tesellisi oluyordu koca İstanbul'da.Anasıylada mektuplasıyordu,mektupları muhtara gönderiyordu,yaşlı kadıncağız okumayı dahi bilmiyorduki,oğlundan gelen mektupları muhtar ona okuduğu zaman sevinçten ağlıyordu kadıncağız.İki seneye yaklaşmıştı artık İstanbul'da,inşaattada usta olunca,aldığı yevmiyeler yerini okkalı bir maaşa bırakmıştı.Çok az bir miktar kalmıştı başlık parasını tamamlayıp,sevdiği kadına kavuşmasına.İstanbul'a alışmıştı sanki,hem işini iyi yapıyordu,İstanbul'un tek sevmediği şeyi sevdiklerinin yanında olmamasıydı.Belkide diyordu onları köye gidip alır getiririm burada mutluca yaşarız.Derken havalar soğumaya,İstanbul sert yüzünü kışının soğukluğunu gösterdi.
Kar yağıyordu dışarıda.Derken sevdiğinden mektuplar gelmemeye başladı,anasına yazıyor ondan belki cevap alırım diye ümitleniyordu.Sevdiği kadın son mektubunu ' seni seviyorum,bana kızma söz ver,hakkını helal et.' diye bitirmişti.O buna bir anlam verememişti ama mektubuna cevapta alamayınca iyice kafası karışmıştı.Dışarıdaki soğuk değilde,yarinden gelmeyen mektup içini,kalbini üşütmeye yetmişti.Başlık parasını sonunda tamamlamıştı,köyünde güzel bir düğün yapıp sevdiğinide,anasınıda alıp İstanbul'a getirecekti.
Köye gittiğinde,birbuçuk aydır haber alamadığı yavuklusunun yanına gitti ilk,ona aldığı gelinliği verecekti.Evlerinin önünde önce kızın annesini gördü,ne kadarda yaşlı ve üzülmüş bir haldeydi.Ne olabilirdiki?Sevdiceğinin kardeşini gördü,saklandığı ağacın arkasından 'fatma' diye fısıldadı yavaşça.Fatma kendisine seslenildiğini anladı,annesi eve girince,onun yanına geldi.
-İnanamıyorum abi geldin demek..
-Geldim tabii.ablan nerede hemen çağırıver çok güzel haberlerle geldim,birbuçuk aydır mektup yazmadı ablan bana,hemen çağır hemen görmeliyim onu..
-Abi..ablam..
-Ne oldu?Birşey mi oldu yoksa..
-Ablam öldü.
Sevdiceğinin öldüğünü duyduğunda,duyduğuna inanamadı yanlış mı duydum diye düşünürken,küçük kız anlatmaya devam ediyordu.Sen gidince ablam hep seni düşündü,sana mektuplar yazdı her gece aşkından,hasretinden seni sayıkladı,ağladı durdu.Çok seviyordu seni.Babam iki ay önce onu karşı köyün ağasıyla evlendireceğini söyledi,düğün gecelerinde ise kendini öldürdü.O an başından kaynar sular döküldü,genç adam elindeki içinde gelinlik bulunan paketi yere düşürdü..
Aslında hikayenin sonunu,kavuşabilirler diye yapmak isterdim,yada kız başkasıyla evlenmişte olabilirdi.Ama bilmiyorum 'pencereden kar geliyor' şarkısını dinleyince belkide böyle bir hikayesi var diye hissettim..
Aslında 'Gurbet' bir kız ismiydi..

hüzün dolu yazılar yazamayacağını anlayan biricit arkasına bile bakmadan müzik dinlemeye gitti.
resimler alıntıdır.