Herkese mutlu pazarlar. Ne kadar az insan mutlu şu sıralarda gerçi ama yine de mutlu pazarlar olsun:) İçimizdeki çocuğu hiç kaybetmeyelim o zaman mutlu oluyoruz sanırım. Ve iyi insanlarla, bizi anlayan insanlarla bir arada olduğumuz zaman mutluyuz. Bu yazım biraz ilişkiler üzerine olacak. Mutluluğumuzun devamı ilişkilerimizde saklı çünkü. Bu yazıyı aslında mutlu olmak, iyi hissetmek için neler yapabiliriz diye de okuyabilirsiniz ya da mutsuzluğunuzu en az seviyede tutmaya çalışmak olarak da. Huzurlu olmak, size huzur veren insanlarla bir arada olmaktan geçer. Sizi huzursuz edenlerle bir araya geldiğinizde huzursuz hissedersiniz ve mutsuz olursunuz. O insanları sevdiğiniz için tahammül etmeye çalıştığınızda hiç bir şey düzelmeyecek emin olun. Tahammül sınırlarınızı; hiç bitmeyen saygısızlıkları, hiç bitmeyen ukala tavırları ile kendi egolarını sizin üstünüzde test etmeyle sınayacaklar. Yaptığınız hiç bir şeyi beğenmeyecekler. Hatta yetinmeyecekler; hep bana hep bana diyecekler o zavallı egoları ve bencillik duyguları o kadar ağır basacak o kadar empati yapamayan kişiler olacaklar ki 'içinizden yeter artık' dediğinizi duydukları halde hala şanslarını zorlayacaklar, sizi üzmeye, kırmaya devam edecekler. Siz de artık mutsuzlukla çok yakın arkadaş olacaksınız, kendinizi çok değersizmiş gibi hissedeceksiniz. Aslında karşınızdaki kişinin size böyle davranmasına müsade ettiniz, ettiniz ve devamı da geldi. Yani fazla değer soytarıyı kral etti. O zaman ne yapmalısınız sizi mutsuz eden, üzen insanları hayatınızın kapısından dışarı çıkarmalısınız.
Bile bile size saygısızca davranan, sizi ezmeye çalışan, o büyük egoları ile sizin iyi niyetinizle savaşan insanları def edin hayatınızdan. Çok rahatlayacaksınız, sınırlarınızı koruduğunuzda. Üzücü evet; sevdiğiniz ve sizin için değerli olan insanların size kötü davranması, düşüncesiz olması, sizi anlamaması ya da anladığı halde bilerek sizi mutsuz etmeleri gerçekten üzücü. O zaman insanlara hiç mi değer vermeyelim. Tabi ki hayır ama sınırlarınızı koruyup, sizi egolarında ezmeye çalışmayan size değer veren insanlara değer vererek bunu sağlamalısınız.
Kadın erkek ilişkilerindeki mutsuzluğun nedeni ise; egoların savaşı. Karşındakini anlamaya çalışmak yerine sürekli kendini anlatmaya çalışmak ve her konuda ben haklıyım demek. Ama haklı değilsin. Karşısındaki insanı sürekli aşağılayıp, sürekli kırıcı hareketlerde bulunan birisi karşısındaki kişiyi sevmiyordur da kesinlikle sizi sevdiğine inanmayın. Seven insan çünkü bu şekilde davranmaz, aşkı hisseden insan sevdiği kişiyi üzmeye çekinir, onu kaybetmekten korkar. Bu devirde sevgi ve aşktan söz etmek biraz anlamsızca belki de çünkü çok nadir bulunuyor -bulanlar öyle söylüyor- eğer bulursanız bir gün onu kaybetmek yerine kıymetini bilmeyi tercih edin, tabi ki gerçek olanın. Diğer ilişkiler ise bana menfaat üzerine kurulu gibi geliyor, birbirini maddi ve manevi olarak kullanmanın yanı sıra duyguları da kullanma diye bir şey var. Karşınızdaki kişi sizi sürekli manipule etmeye çalışıyorsa orada kocaman bir sorun var demektir. Bunun sonuçları ise mutsuz kişiler, kendini kullanılmış hisseden bireyler. Kendini aptal yerine konulmuş gibi hissettiren kim varsa biraz düşünün bu doğrudur, önce konduramazsınız ama sonrasında saygısızlık, aşağılama ve aldatma olarak sonuca ulaşırsınız. Karakterleri insanları kullanmaya odaklı olan insanlardan kmlerce uzağa kaçın, onları kendi egoları ile başbaşa bırakın, aslında onlar hiç bir zaman mutlu olamayacaklar, insanları kandırdıklarını düşündükleri ama kendilerini kandırdıkları yalan dünyalarında yalan mutluluklarla mutlu olduklarını düşünüp egolarının bencil tatminini mutluluk saymaktan öteye geçemeyecek boş ve beleş hayatlar yaşayacaklar.
Böyle insanlardan uzakta olduğumuz, gerçek mutluluğu hayatımızda dost edindiğimiz zamanlar diliyorum. Unutmayın seçimleriniz sizin hayatınızı belirliyor; 'mutlu olmak mı istiyorum' yoksa 'mutsuz olmak mı istiyorum' bu soruyu dürüstçe cevapladığınızda gerçeği de bulacaksınız. Mutluluğu hak ediyorsunuz, başka bir yazımda görüşmek üzere :)