aşk ilişkiler blogu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşk ilişkiler blogu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Aralık 2022 Pazartesi

2023'de Ne Olmasın Hayatınızda?



Biliyorum bu yıl yeni yıla girerken çoğunlukta umut, ışıltı, güzel duygular, güzel hisler kalmadı pek. Ben de çoğunluk gibiyim. 2023'e girerken, eskiden olduğu gibi o umutlu, o hayalci, o güzel dilekleri olan Yasemin yok bu kez. Pek dileğim, isteğim yok yeni gelecek olan yıldan. Ama ne olmamalı çok iyi biliyorum artık..

2023'de sizi kıracak, üzecek insanlar olmamalı hayatınızda,

Kötü niyetli, sizi menfaatlerine göre kullanmaya çalışanlar olmamalı.

Hakaret edenler, sizi aşağılamaya, sizinle alay etmeye çalışanlar, kötü sözler söyleyenler, küçümsemeye çalışanlar olmamalı hayatınızda.

Sizi sizin sırlarınızla, en özel şeylerinizi öğrenip, en özel şeylerinizle yaralamayı kendi egolarına göre tatmin etmek üzere bir hayat yaşayanlar, olmamalı dünyanızda.

Egolu insanları hiç tanımamalısınız 2023'de. Sizin gibi egosundan kendini sıyırmış doğal, samimi insanlara yer açmak için, egosu, kibri olanları hayatınızdan ayıklamalısınız, onlarsız 2023'e merhaba demelisiniz..

Sevmeyen, seviyormuş gibi davranan, dengesiz, çıkarcı, bir öyle bir böyle davranan, 'Mış' gibi yapan insanlar olmamalı 2023'de.

Özür dileyemeyen, teşekkür edemeyen, size hiç saygı duymayan insanlar olmamalı 2023'de.

Sizden hep bir şeyler saklayan, söyleyeceği şeyleri hep yarım olan, yaşadığı hayat kadar yarım şeyler anlatan kişiler olmamalı yeni yılda.

Size sımsıkı sarılamayan, size içten dokunamayanlar olmamalı hayatınızda.

Yoksulluk, sefalet, kin, nefret, kıskançlık, iki yüzlülük, aldatma, arkadan iş çevirmeler, yalancılık, soğukluklar olmamalı 2023'de. 

Yeni yılda; adı üstünde yeni insanlar yanınızda olmalı ama eski dostlarınız ve aileniz her zaman her koşulda yanınızda olmalı..

O zaman ne diyeyim yine de 'mutlu yıllar'..

16 Şubat 2021 Salı

Yanlış Erkekler ve Karakter Analizleri




Herkese sağlıklı, mutlu, keyifli ve aşk dolu günler diliyorum. Biliyorsunuz 14 Şubat Sevgililer Günü'ydü. Benim için sevginin, sevgilinin günü yok. Yüreğinde aşk varsa her gün sevgililer günüdür. Karşılıklı sevgi ve saygı varsa her an kendini cennet bahçelerinde hissedersin. Ben özel günlerden yılbaşını ve doğum günümü seviyorum. Diğer özel günler bana saçma geliyor. Tabi bir gün evli olduğumda evlilik yıldönümümde özel bir gün olacak. Ama yok anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, kabotaj bayramı falan benim ilgi alanıma kişisel olarak girmiyor. Anneniz varsa her gün anneler günüdür, babanız yanınızdaysa her gün babalar günüdür. Kısacası sevdiklerinizle olan her gün güzeldir ve özeldir. Sevgi günü diye bir gün yoktur o sizin her anınızdır. Yılbaşı için yazdığım yazımda da 2021 temamı sevgiye odaklamıştım. Hayatımda sevgiyi hak eden insanları tutacağımı, her şeyi severek yapacağımı yazmıştım. Beni aşağı çeken, negatif enerji veren insanları da hayatımda tutmayacağımı yazmıştım, siz de öyle yapın olur mu değerli okuyucularım! 

Sizi üzenleri hayatınızdan çıkartın. Sizi seven insanlar sizi üzmeye kıyamazlar. Üzüldüğünüzü, ağladığınızı görmek istemezler, sizin kırılmanızı ve incinmenizi istemezler, bunu unutmayın. Sizi kırıp, üzüp, ağlatıp sevinen ya da egolarını tatmin eden insanlar sizleri sevmiyordur. Bu yazımda yanlış erkek türlerinden  bahsedeceğim. Bilinçlenip bu erkekleri hayatınıza almamanız gerekiyor çünkü bu türler sizleri üzüyor, mutsuz ediyor, egolarını sizin üzerinizde tatmin ediyorlar, bilmelisiniz. Hayatlarınızda iseler de en kısa sürede Allah sizi bunlardan kurtarsın! Ya da kendiniz kendinizi kurtarın ve tüm ilişkinizi bu türdeki erkeklerle bitirin. 

Instagram hesabı Facebook hesabı Ruslar Alemine dönmüş erkek modeli: Recep Ivedik'in filminde dediği gibi tabi ki 'ruhlar alemi'nde de değiliz ama :) ruslar aleminde de yaşayamayız. Adam gitmiş tüm Rusya'yı eklemiş görsen kadınlarla dolu bir Rus İmparatorluğu kurmuş başına da geçmiş, adamın ne yaptığı belli değil. Bu tarzdaki erkekler aldatmaya meyilli, sizi diğer Rus kadınları ile kıyaslayıp, çirkin olduğunuzu bile size söyleyebilirler. Söylemeselerde siz farklı kelimelerden, sözlerden bunu anlarsınız. Siz zaten güzelsiniz, kimsenin lafıyla çirkin biri olmayacaksınız. Kendi fiziği ile yaşı ile sorunu olan bir erkek kendi ezikliğini sizin üzerinizden çıkarmak isteyecektir, buna müsaade etmeyin.




Sürekli ayrıldığı sevgilisi ve eski eşi hakkında konuşanlar: Eski eşini unutamayan, eski sevgilisini unutamayan, boşandığı, ayrıldığı halde eski ilişkilerini aklında tutan erkekler, sürekli eski ilişkilerinden bahseder dururlar. Bir kadın öyle yapınca bir erkek nasıl rahatsız oluyorsa bir kadında aynı şekilde bu durumdan rahatsız olur. Bu kıskanma falan değildir. Yeni bir ilişkiye başladıysanız yeni ilişkinizde olmalısınız, geçmişten bahsedip geçmişi yaşayamazsınız. Kimse sizin yara bandınız değildir, eskiyi unutmadan yeni bir ilişkiye de başlanmaz, başkasını unutmak için de başka birinin hayatına girilmez. Bu hem karşınızdaki insana hem de kendinize yaptığınız haksızlıktır. Burada eski ilişkilerin konusu geçtiğinde bahsedilmesinden bahsetmiyorum, konuşulan her konunun eski ilişkilere gelmesine hatta eski sevgililerin övülmesine ve yeni sevgili ile karşılaştırılmasından bahsediyorum. Bu durum hiç normal bir durum değildir. Hemen ilişkinizi gözden geçirip bitirmelisiniz yoksa burada psikolojiniz çok bozulabilir.

17 Şubat 2019 Pazar

Mutluluk üzerine..



Herkese mutlu pazarlar. Ne kadar az insan mutlu şu sıralarda gerçi ama yine de mutlu pazarlar olsun:) İçimizdeki çocuğu hiç kaybetmeyelim o zaman mutlu oluyoruz sanırım. Ve iyi insanlarla, bizi anlayan insanlarla bir arada olduğumuz zaman mutluyuz. Bu yazım biraz ilişkiler üzerine olacak. Mutluluğumuzun devamı ilişkilerimizde saklı çünkü. Bu yazıyı aslında mutlu olmak, iyi hissetmek için neler yapabiliriz diye de okuyabilirsiniz ya da mutsuzluğunuzu en az seviyede tutmaya çalışmak olarak da. Huzurlu olmak, size huzur veren insanlarla bir arada olmaktan geçer. Sizi huzursuz edenlerle bir araya geldiğinizde huzursuz hissedersiniz ve mutsuz olursunuz. O insanları sevdiğiniz için tahammül etmeye çalıştığınızda hiç bir şey düzelmeyecek emin olun. Tahammül sınırlarınızı; hiç bitmeyen saygısızlıkları, hiç bitmeyen ukala tavırları ile kendi egolarını sizin üstünüzde test etmeyle sınayacaklar. Yaptığınız hiç bir şeyi beğenmeyecekler. Hatta yetinmeyecekler; hep bana hep bana diyecekler o zavallı egoları ve bencillik duyguları o kadar ağır basacak o kadar empati yapamayan kişiler olacaklar ki 'içinizden yeter artık' dediğinizi duydukları halde hala şanslarını zorlayacaklar, sizi üzmeye, kırmaya devam edecekler. Siz de artık mutsuzlukla çok yakın arkadaş olacaksınız, kendinizi çok değersizmiş gibi hissedeceksiniz. Aslında karşınızdaki kişinin size böyle davranmasına müsade ettiniz, ettiniz ve devamı da geldi. Yani fazla değer soytarıyı kral etti. O zaman ne yapmalısınız sizi mutsuz eden, üzen insanları hayatınızın kapısından dışarı çıkarmalısınız.

Bile bile size saygısızca davranan, sizi ezmeye çalışan, o büyük egoları ile sizin iyi niyetinizle savaşan insanları def edin hayatınızdan. Çok rahatlayacaksınız, sınırlarınızı koruduğunuzda. Üzücü evet; sevdiğiniz ve sizin için değerli olan insanların size kötü davranması, düşüncesiz olması, sizi anlamaması ya da anladığı halde bilerek sizi mutsuz etmeleri gerçekten üzücü. O zaman insanlara hiç mi değer vermeyelim. Tabi ki hayır ama sınırlarınızı koruyup, sizi egolarında ezmeye çalışmayan size değer veren insanlara değer vererek bunu sağlamalısınız. 

Kadın erkek ilişkilerindeki mutsuzluğun nedeni ise; egoların savaşı. Karşındakini anlamaya çalışmak yerine sürekli kendini anlatmaya çalışmak ve her konuda ben haklıyım demek. Ama haklı değilsin. Karşısındaki insanı sürekli aşağılayıp, sürekli kırıcı hareketlerde bulunan birisi karşısındaki kişiyi sevmiyordur da kesinlikle sizi sevdiğine inanmayın. Seven insan çünkü bu şekilde davranmaz, aşkı hisseden insan sevdiği kişiyi üzmeye çekinir, onu kaybetmekten korkar. Bu devirde sevgi ve aşktan söz etmek biraz anlamsızca belki de çünkü çok nadir bulunuyor -bulanlar öyle söylüyor- eğer bulursanız bir gün onu kaybetmek yerine kıymetini bilmeyi tercih edin, tabi ki gerçek olanın. Diğer ilişkiler ise bana menfaat üzerine kurulu gibi geliyor, birbirini maddi ve manevi olarak kullanmanın yanı sıra duyguları da kullanma diye bir şey var. Karşınızdaki kişi sizi sürekli manipule etmeye çalışıyorsa orada kocaman bir sorun var demektir. Bunun sonuçları ise mutsuz kişiler, kendini kullanılmış hisseden bireyler. Kendini aptal yerine konulmuş gibi hissettiren kim varsa biraz düşünün bu doğrudur, önce konduramazsınız ama sonrasında saygısızlık, aşağılama ve aldatma olarak sonuca ulaşırsınız. Karakterleri insanları kullanmaya odaklı olan insanlardan kmlerce uzağa kaçın, onları kendi egoları ile başbaşa bırakın, aslında onlar hiç bir zaman mutlu olamayacaklar, insanları kandırdıklarını düşündükleri ama kendilerini kandırdıkları yalan dünyalarında yalan mutluluklarla mutlu olduklarını düşünüp egolarının bencil tatminini mutluluk saymaktan öteye geçemeyecek boş ve beleş hayatlar yaşayacaklar.

Böyle insanlardan uzakta olduğumuz, gerçek mutluluğu hayatımızda dost edindiğimiz zamanlar diliyorum. Unutmayın seçimleriniz sizin hayatınızı belirliyor; 'mutlu olmak mı istiyorum' yoksa 'mutsuz olmak mı istiyorum' bu soruyu dürüstçe cevapladığınızda gerçeği de bulacaksınız. Mutluluğu hak ediyorsunuz, başka bir yazımda görüşmek üzere :)






11 Şubat 2018 Pazar

Cebimdeki Yabancı Filmi Yorumlarım



Herkese harika pazarlar diliyorum. Bugün sizlere hafta sonu ne yapsak, sinemaya gitsek de ne izlesek diye düşünenlere bir film önerim olacak.  'Cebimdeki Yabancı' isimli filme gitmenizi mutlaka tavsiye ediyorum.  Gerilim, macera, aşk&ilişkiler üzerine olan filmleri sevenlere önereceğim bu filmi. Gerilim derken aslında korku&gerilim tarzında değil, aslında psikolojik de denilebilir bu filmin konusuna. Ama gizem, bilinmezlikte barındırıyor. Özellikle günümüzde yaşanan ilişkilerin gözler önüne serildiği bir konu var. 

Orjinali 'Perfetti Sconosciuti' isimli yabancı filmden esinlenip yapılan 'Cebimdeki Yabancı' filminde; yedi yakın arkadaşın bir akşam yemeğinde yaşadıkları anlatılıyor. Yakın arkadaşlar arasında evli olanlar, sevgilisi olanlarda var. Peki ne kadar yakın arkadaşlar, peki biz ne kadar yakın arkadaşız, hepimiz dürüst müyüz? Mesela bir gece arkadaşlarımız ile buluştuk, hepimiz cep telefonlarımızı masanın üzerine bırakıp, gelen mesajları okuyup ve aramaları cevaplayabilir miyiz herkesin önünde? Sırlar, gizlenenler, herşeyin açığa çıktığı 'vay be bu da mı böyleymiş' dediğiniz anların yaşanacağı, en masum görünen insanın bile pekte masum olmadığını göreceğiniz bir film olacak. Film bence çok gerçekçi, orjinalini izlemedim, yabancı versiyonunu fakat bu filme bayıldığımı söyleyebilirim ki oldukça çok gerçeklik içeriyor. Aynı zaman da da günümüzdeki aşk&ilişkiler&evlilik konularının da başarı ile işlenildiğini düşünüyorum. Yok mu yakın çevremizde de veya tvlerde neler görüyoruz. Asıl anlatılmak istenilenin cep telefonu dediğimiz şeyin aslında küçük olduğu kadar hayatımızda kapladığı büyük yer. Büyük ve bizi köşeye sıkıştırmış, o sıkışıklıkta kaybolmamızı da sağlayan bir aygıt olması malesef son zamanlarda böyle. Aslında teknoloji gerçekten çok çok iyi bir şey. Fakat teknolojiyi iyiye de kötüye de kullanmak elimizde. 

Tür: Gerilim , Komedi 
Yönetmen : Serra Yılmaz 
Oyuncular : Belçim Bilgin Erdoğan, Buğra Gülsoy, Şebnem Bozoklu, Leyla Lydia Tuğutlu, Çağlar Çorumlu 
Senaryo : Murat Dişli 
Yapımcı : Ferzan Özpetek, Necati Akpınar

Oyuncuların performansları da harikaydı, düşünün yani bir masanın etrafında hiç sıkılmadan iki saat civarında bir filmi izliyorsunuz, sıkılmak bir yana heyecan ve merakla izledim. Serra Yılmaz'ın ilk yönetmenlik deneyimiymiş, bence harika bir film olmuş, hepsinin ellerine sağlık.

Filmde dikkatimi çeken; aslında herşeyin farkındayız özellikle de ilişkilerde. Ama belli mi etmiyoruz, belli edince kendi hatalarımızla mı karşılaşacağımızdan korkuyoruz bilemiyorum ama aslında hepimiz herşeyin farkındayız. Mesela aldatılan bir kadın, aldatıldığını çok iyi biliyor, onun üzerine de aldatıyor mu acaba? İlişkilerde önemli olan dürüstlük değil mi? Şu an dürüstlük çerçevesinde kaç ilişki var etrafınızda? Gerçek ve güzel ilişkiler yaşamamız ümidi ve cep telefonlarımızın içinde kaybolmamak dileği ile, hem dostlukta hem de aşk hayatımızda..



18 Ocak 2018 Perşembe

Bugün Benim Doğum Günüm Gördün mü Bak 36 Oldum!

Herkese mutlu günler.. Bugün benim doğum günüm. Yolun yarısını bir geçti artık. 36 yaşında oldum, bekarım yarışmacılara başarılar :)  Ne anladın 36 oldun da diyenlere cevabım; hava çok soğuk değil aslında sadece sevdiklerimiz uzakta.. olurdu..

Ben annemi, babamı, anneannemi özledim o kadar, sanırım yaşım 70 de olsa bir gün bu hep aynı olacak. Ama hayat bazen istediklerimizi vermiyor malesef, ne kadar isyan etsekte sevdiklerimiz erken gidebiliyor aramızdan, hayatımda bu yaşıma kadar öğrendiğim şeylerden en büyüğü bu. O yüzden kıymet bilmek gerekiyor, değer bilmek gerekiyor yaşarken. Gidenler gelmiyor geri.. Ben şanslıyım ki ailemi çok sevdim, onlara çok değer verdim, onlarda beni çok sevdiler, herşeyi yaptılar, ben de elimden geleni yapmaya çalıştım, inşallah onlara gerçekten layık bir evlat olurum bir gün.. Dualarım ve rüyalarım var benim onlara ulaşabildiğim.. Resimlerimize bakıp konuştuğum ve cevaplarını tahmin ettiğim..


Bu fotoğrafta bence hayatımın en mutlu olduğum anlarımdan. Annem var yanımda çünkü, çikolatalı pastam var :) ve sobamız var. Anılarım var, çocukluğum var.. O sobalı evde ne de mutluymuşum, mutluymuşuz.. 

36 yaşımda dostluk konusunda aşk konusunda anladıklarıma gelecek olursam; aman bana uzak olun.. mümkünse..  (aman ilellah yallah..)

Saftım, salaktım diyebilirim artık belki de hala salağımdır bilinmez. Ama bu kadar mı saftirik olunur derseniz 'evet' olunabilir denecek türden insanlardanım bazı bazı, bazı huylar geçmiyor yıllar geçsede. Ama daha akıllı olmayı öğrenmeye çalışıyorum, daha tahammüllü olmayı daha az sinirlenmeyi, daha çok bazı şeyleri kafamı takmamayı. Geçmişi düşünmemeyi ana odaklanmayı başarmaya çalışıyorum. Hatalarımdan dersler çıkarmayı, olgunlaşıyor muyum yoksa nedir? Bana nasıl davranılırsa artık öyle davranıyorum insanlara bu bence iyi bir özellik sizde deneyin. Etrafımda kötü niyetli ve kötülük düşünen insanları gördüğümde kendi cehennemlerinde bırakıyorum, hayatımdan uzak tutuyorum. İnanın ki kendi cehennemlerinde yanıyorlar (kesin bilgi),  bunu tavsiye ederim. Pozitif olmayan, negatifliği ile sizi tüketen, sürekli kendi çıkarlarını düşünen,sizi aşağılamaya çalışan, sizi kullanan, kullanmaya çalışan, insan olduğunu unutmuş insan görünümlüleri,  sizi aptal yerine koyan, iyi günde de kötü günde de yanınızda olmayan insanları, üzerinize basmak isteyen insanları hayatınızdan def edin gitsin. Huzur bu çünkü, kimsenin kimseyi mutsuz etmeye hakkı yok. Kimseye bu hakkı vermeyin, ben kendi hayatımda bunu uyguluyorum kimse beni mutsuz ve huzursuz edemez, buna izin vermiyorum. Çünkü bu hayat benim hayatım, mutlu olmak istiyorum. İnşallah ömrüm yeterse güzel günler yaşayacağım, ideallerim, hayallerim, hedeflerim var..  hayallerimin, hayallerimizin bir gün gerçek olması umudu ile yazıma son verirken; yaş önemli değil, mühim olan o yaşa kadar onunla ne yaptığın? diyorum.. :)






13 Ocak 2018 Cumartesi

Aile Arasında Filmi Yorumlarım


Herkese mutlu hafta sonları diliyorum. Sizlere hafta sonu için harika bir film önerim var. Eğer bol miktarda gülmek, eğlenmek istiyorsanız bu filmi mutlaka izlemelisiniz. Harikanın da ötesinde bir komedi; Gülse Birsel yine yapacağını yapmış harika bir komediyi, harika oyuncularla birleştirmiş. İzlerken çok keyif aldım, uzun zamandır bu kadar güldüğüm bir film olmamıştı. 


Yapımı : 2017 - Türkiye 
Tür : Komedi Süre: 124 Dak. 
Yönetmen : Ozan Açıktan 
Oyuncular : Engin Günaydın, Demet Evgar, Gülse Birsel, Fatih Artman, Erdal Özyağcılar 
Senaryo : Gülse Birsel 
Yapımcı : Necati Akpınar, BKM

7 Aralık 2017 Perşembe

Binde Bir Gece Diyalogları İzlenimlerim



Herkese mutlu akşamlar, hafta sonu ne yapsak diyenlere önerim olacak bu yazım. Eğer gülmek, eğlenceli bir tiyatro oyununa gitmek istiyorsanız 'binde bir gece diyalogları' tam da size göre bir oyun. Kadın&erkek ilişkileri üzerine hem gülüp, hem düşündüren, izlenilesi bir oyun olmuş. Özellikle de Hakan Meriçliler'i seviyorsanız benim gibi mutlaka gidin :)


24 Kasım 2017 Cuma

Blogum 6 Yaşında :)


Blogumun tüm okuyucularına mutlu bir cuma günü diliyorum. Bugün öğretmenler günü bildiğiniz gibi, tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum. Bugün aynı zamanda blogumun 6. yılı. Yani blogumda ilk yazımı bugün yazmıştım, 24 Kasım 2011'de. İlk yazım bir dergi için özel olarak yazılmıştı, derken blogumda yayınladım. Blogumu ilk açtığımda; kadınlar üzerine, aşk-ilişkiler, kendi hayatıma dair şeylerden bahsetmek, dünyada bir yerde iz bırakmak, insanlara dokunabilmek için blogumu açtım. Yalnız, çok yalnız hem de bir gece de aniden karar verip, kendim için bu hayatta ilk ve tek yaptığım sanırım bu blogu açıp ve yazmak oldu. Çünkü hayat boyu hep bir şeyler yaptım, başkaları için. Başkaları mutlu olsun diye sonra düşündüm ben niye kendim için bu hayatta bir şey yapmıyorum, iyi ki blogumu o gece açmışım ve buradaki güzel insanlarla tanışmışım.

Güzel olmayan insanlardan bu yazımda bahsetmeyeceğim çünkü onların artık hiç bir şekilde benim hayatımda yerleri yok. Ama yine de onlara teşekkür ediyorum, bana ilham kaynağı oldukları için. Burada tanıdığım iyi insanlara ise gerçekten yürekten bir teşekkür ediyorum. Çünkü gerçek hayatta belki de bulamayacağınız dostluklara burada sahip oldum. Blog dünyası farklı bir dünya, buraya yeni yeni gelmeye başlayan, çoğu bloggera özenen blog yazmak isteyenlere söyleyeceğim; emek verip bir yerlere gelmeye çalışın, kimsenin üzerine basıp, blog hileleri yapıp bir yere varamazsınız, yarın öbür gün söner gidersiniz sadece yaptığınız kötü şeylerle anılırsınız. Bu da kötü bir durum bence önemli olan şey insan kalabilmek, çoğu kişi bunu beceremese de gönüllere ulaşmayı hedefleyin. Doğru, dürüst bir şekilde blog dünyasında yer alın inanın bu şekilde olduğunuz da hem gerçek blog yazarları hem de iletişimde olduğunuz markalar sizi gerçekten sevecekler, sizinle çalışmalar yapacaklardır. Gerçek blog yazarları demişken; herkesin kendini gerçek blog yazarı saydığı bir blog dünyasındayız, hatta blog yazarı olmadığı halde özene özene, bağıra çağıra ben blog yazarıyııııım diyenlere de çok prim vermeyin:) 

22 Kasım 2017 Çarşamba

Şekerfare Kitabı Yorumlarım



Şekerfare kitabı oldukça sevdiğim, okurken gülerek ve mizahını iyi bulduğum bir kitaptı. Genelde aşk-ilişkiler üzerine olan, eğlenceli, beni sıkıp bunaltmayacak türdeki kitapları seviyorum ve her zaman bloguma yorum olarak yazamasam da arka planda oldukça fazla kitap okuyan birisiyim.  


12 Kasım 2017 Pazar

İlişki Meleği Biricit- Sosyal Medya'da Aşk-Biricitle Kız Tavlama Sanatı


Herkese güzel bir pazar günü diliyorum. Bu haftanın İlişki Meleği Biricit bölümüme gelen bir soru ile yazıma başlıyorum. Kamil B. (soyadı saklıdır.) bize sorununu anlatmış. 

'Merhaba, bende yazayım dedim. Benim 2 aylık bir ilişkim vardı. 2 ay sonunda eski sevgilisine döndü. 

23 Ekim 2017 Pazartesi

İlişki Meleği Biricit- Aşk ve İlişkiler Üzerine..



Herkese mutlu haftalar diliyorum. Bu yazımda sizlere geçen gün bahsettiğim blogumun İlişki Meleği-Biricit'e danışabileceğiniz aşk ve ilişkiler hakkındaki sorunlarınızı yazıp, paylaşabileceğiniz bölümden bahsedeceğim.


18 Ekim 2017 Çarşamba

İlişki Meleği Biricit



Biricitinyeri Blog yanınızda! :) 


Kendi aşk hayatında büyük başarılara imza atmış biri olarak(!) sizlere aşk ve ilişkilerinizde çözemediğiniz sorunlarinizda büyük bir zevkle yardımcı olacağım :)  Daha önce Blogum Dergisi' nde İlişki Meleği Biricit köşemde sizlerle olmuştum. Şimdi ise blogumdan her cumartesi günü aşk, sevgi ve ilişkilerde yaşadığınız problemlerinizi masaya yatırıp çözümler bulmaya çalışacağız. Rumuzunuz ile biricitconsungunlugu@hotmail.com a mail atıp, ilişkiniz de çözülmesini istediğiniz sorunlarınızı anlatabilirsiniz. Sorunuz ve cevabı cumartesi günü blogumdaki yazımda yayınlanacaktır. Sorunlar paylaşıldıkça azalır. .

Seviyorsunuz ama amalarınız mı var, hatayı nerede yaptığınızı göremiyor musunuz, ilişkinizde ki sorunları çözemiyor musunuz? Mailimden bana ulaşıp, ilişkinizde yaşadığınız sorunlarınızı yazabilirsiniz. Cumartesi günü 'ilişki meleği biricit' köşemde görüşmek üzere.. Herkese güzel haberler aldığımız, güzel ilişkiler yaşadığımız, güzel insanlarla bir arada olduğumuz günler diliyorum :)


24 Eylül 2017 Pazar

Ne Kadar Kaçarsam Kaçayım Yolum O'na Çıkıyordu..


Herkese sevdikleriyle beraber mutlu pazarlar. Sevdikleri yanında olmayanlar, sevdikleri çok uzaklarda olanlar bu yazımı okurlar belki, yalnız değilsiniz. Benimde sevdiklerim çok uzaklarda. Annemi kaybedeli tam tamına 10 ay oldu. Bu yaşadığım on küçük ya da kimine göre büyük on ayda çoğu şeyi daha iyi anladım. Mesela dostum arkadaşım sandıklarımı, akrabam sandıklarımı. Gerçi bunu annemin hastalığında da anlamıştım.  Hiç kimsenin vefasızlığı, çıkarcılığı değil yazacaklarım sadece konusu geçince dedim. Neyi anlamış olursam olayım, içimdeki özlem hep anneme çıkıyor. Evde hep anıları dolu, bir müddet giremediğim odası da. Bir an geliyor aslında bir an değil çoğu anda annem aklıma geliyor. Onunla anılarım, bana söyledikleri. Yaptığımız şeyler..

Herkesin annesi kendine özeldir, herkes sever tabii ki bende hem de çok. Evde duramıyordum çünkü boş duvarlar bana bakıyordu. İşten geldiğimde kapıyı açan annem yoktu. Attım kendimi dışarılara, gezmeye karar verdim. Ve sonra bir baktım ki annemle gezdiğimiz, yemek yediğimiz, kahve içip sohbet ettiğimiz yerlerdeyim. Ne kadar kaçarsam kaçayım yolum hep anneme çıkıyordu. Sonra kahve içtiğimiz o kafede yine Türk kahvesi içerken buldum kendimi. Girsem mi girmesem mi diye düşündüm, tek başıma nadiren öyle otururum. Sonra düşündüm annem yanımda olsaydı, girerdik. Gidip kahve içerdik, gülerdik. 
Ben gülemedim o kahvede epey ağladım kahveyi içerken ama içimden annem olsaydı burda olmamı isterdi diye geçirdim. Eğer o şu an sağ olsaydı, benim ağlamamı istemezdi, mutlu olmamı, hayatıma dört elle sarılmamı isterdi. Gülmemi isterdi. Arkasından hayata küsmüş birini bırakmak istemezdi. Bana hep soruyorlar; çabuk atlattın, kendini topladın, biz olsak bunu yapamazdık diyorlar, ağladığım geceleri gündüzleri, içime attıklarımı değil onlar sadece yaşamayı seven bir Yasemin gördükleri için. Ama bunu yine annem için yapıyorum çünkü annem de böyle olmasını isterdi. Çoğu zaman isyan ettim her şeye, neden dedim neden benim başıma geldi tam da rahat ettirecektim onu, çok mutlu edecektim diye düşünürken neden dedim çok.. 

Kendimi her çaresiz  hissettiğimde rüyama girip bana bir şeyler anlatmaya çalıştı, çok özledim onu. Görüyor mudur beni bilmiyorum ama annecim seni çok seviyorum demek isterdim şu anda ona. Ve senin için güzel bir hayat yaşayacağım. Yazımı okuyanlara da kendinizi çaresiz hissetseniz de göz yaşlarınız arkadaşınız olsa bile onları düşünün onlarda sizin üzülmenizi, hayattan elinizi eteğinizi çekmenizi istemezlerdi. Güçlü olun ve hayata tüm benliğinizle sarılın, bir gün elbet buluşacağız sevdiklerimizle.. 




21 Mart 2017 Salı

Karanlığın Elli Tonu Filmi Yorumlarım



2017 - ABD Tür : Dram , Romantik 
Yönetmen : James Foley 
Oyuncular : Jamie Dornan , Dakota Johnson , Kim Basinger , Eloise Mumford , Tyler Hoechlin 
Senaryo : Niall Leonard 
Yapımcı : Michael De Luca , Dana Brunetti

12 Mart 2017 Pazar

Bittin Oğlum Sen ve Üç Buçuk Atan Aşklar kitap yorumlarım


Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum. Bugünkü yazımda sizlere iki kitaptan bahsedeceğim; Bittin Oğlum Sen ve Üç Buçuk Atan Aşklar. İki kitapta kadın erkek ilişkileri üzerine yazılmış kitaplar. Ama bildiğiniz kişisel gelişim kitaplarından değiller, okurken eğleniyorsunuz:) Ben kadın erkek ilişkileri üzerine, aşk ve ilişkiler üzerine yazılmış kitapları okumayı daha çok seviyorum. Blogumda da bu konularda yazmak benim için ayrı bir hobi. Mesela en çok okunan yazılarım; eski sevgiliyi unutma yolları ve eski sevgili ile barışma yolları yazılarım, sanırım diğer insanlar da bu tarzdaki konuları okumayı seviyorlar. Çünkü aşk hayatımız kaç bilinmeyenli denklem her birimiz için. Çözülemeyen konular barındırıyor ilişkiler. Çözemediğimiz durumlar oluyor çoğu zaman. Mesela bunu mu dedin, bunu mu demek istedin? Bazen erkekleri anlayamayabiliyoruz, erkeklerde kadınları anlayamıyorlar. Bir anlaşılamamışlıktır gidiyor ve böyle kitaplar bizlere aslında nasıl anlaşabileceğimiz konusunda, ilişkilerimiz konusunda yardımcı oluyorlar bence. Bu tarzdaki kitapları gerçekten çok seviyorum.



Bittin Oğlum Sen; İlker Özmestçi'nin bir kitabı. İlker Özmestçi'nin ilk kez bir kitabını okudum. Yazarın dili hem sade hem akıcı hem de çok eğlenceliydi. Aynı zamanda çok gerçekçi ve dürüst buldum. İlişkilerimde nerede hata yapıyorum diye düşünüyorsanız bu kitapta çoğu sorunun cevabını bulabileceksiniz. Tabii ki çoğu hata kadınlara ait, kadınlara derken seçimlerimize ait. Bu kitapta erkekleri gerçekteki niyetlerine göre tanımanız için yazılmış sanki. Bittin Oğlum Sen'i çok başarılı buldum, hatta en yakın arkadaşımda şu anda okuyor ona da verdim:) Gerçekler gerçekten de acı..



Üç Buçuk Atan Aşklar; Funda Mentaloğlu'na ait bir kitap. Funda Mentaloğlu'nun kitaplarını eğlenerek okuyorum, yazarın gerçek hayatında yaşadığı aşk hayatını komik, eğlenceli ve samimi bir şekilde anlatması bazı yerlerde çok güldürdü, bazı yerlerde ise duygusal moda soktu beni, ağlamadım desem yalan derim, ağladım. Ama genel olarak eğlenerek okuduğum bir başka açıdan bakılırsa da erkeklerin içlerinin yazıldığı kitaplardan birisi. Fundamentaloğlu bu konuda çok başarılı, başka kitaplarını da okumaya devam edeceğim :)

İki kitapta birbirine benzer ortak yanları; erkekleri anlatmaları. Eğer ki bu konudaki kitapları okumayı seviyorsanız iki kitabı da tavsiye ederim. 



27 Şubat 2017 Pazartesi

bazı insanlar..



Bazı insanlar iyilikten, dürüstlükten, dostluktan ve insanlıktan anlamazlar. Onlar; onlar gibilere alışıktır çünkü. Kendileri gibi iyi olmayan, yalan söyleyen, insanlıktan nasibini almamış insanlar çıkmıştır karşılarına hep. Onlarla iyi anlaşırlar, onlara alışmışlar bir kere, bunu huy edinmişler, üzülmeyin.. Sizde bir sorun yok aslında..  
Halbuki herkes facebook paylaşımlarında dışarıya gösterdiği kadar iyi bir insandı!

8 Şubat 2017 Çarşamba

Seni İstemiyorum Bebeğim!


İnsan yalnız kalınca daha çok düşünüyor. Olayları.. Daha çok dışardan görebiliyor. Hayatın koşuşturmasında göremediği şeyleri ve ne isteyip ne istemediğini, yalnız kaldığında daha iyi anlıyormuş. Ben annemmiş gibi davranan arkadaşlar istemiyorum mesela etrafımda. Çünkü bir tane annem var benim, şimdi çok uzakta kalsam da ondan, bana kimse annelik taslayamaz, bu hakkı kendisinde göremez. Hele ki iyi anneymiş gibi davranıp beni yaramaz çocukmuşum, kötü kızmışım gibi ilan edemez, beni o şekilde değerlendirmeye, itham etmeye, yargılamaya çalışan insanlara hiç ihtiyacım yok hayatımda. Beni sevdiği için böyle davrandığını söyleyen insanlara gerçekten ihtiyacım yok çünkü beni gerçekten seven dostum, arkadaşım olmuş olsaydınız bana sahte annelik taslamalarınız yerine gerçek bir dost gibi davranıp, beni acılı günümde eleştirmek yerine benim yanımda olurdunuz. Her insanın hataları olabilir. Mesela ben kolay sinirlenen birisiyim ve kırılan birisiyim, bunu belli ediyor muyum çok veya gösteriyor muyum kırıldığımı? Belli etmiyorsam bazı şeyleri alttan alıyorsam, ya sabır diyerek sineye çekiyorsam bu benim salaklığımdan değil, bu sana verdiğim değerden kaynaklanıyordur. Kimsenin tribini hele hele atarını, giderini, ayarını çekecek birisi değilim ki ben gerçekten zor bir dönemden geçiyorum hala atlatmış değilim bazı şeyleri. İnsanlara hatalarını söylemeyince, göstermeyince ne de kendilerini mükemmel sanıyorlarmış!

Kaba kadınları istemiyorum hayatımda mesela. Kibar görünümlü, ağzından hiç kaba bir laf çıkmayan ama içinde kabalıktan geberecek yapıda olan, içinde bir öküz besleyen kadınları istemiyorum! Fiziken gördüğünde eli kolu rahat durmayan mesela sürekli ayağına basan, sana çarpan (seni görmüyor farkedemiyor aslında egosunu öyle bastırdığını sanıyor seni ezik görmeye çalışarak) kadınları istemiyorum hayatımda. Dışardan ne hanımefendi gibi görünen ama içerden tanındığı zaman yapmacık ve çirkef olan kadınları cidden sevmiyorum, bana çok antipatik ve itici geliyorsunuz. Sadece rol yapan yapmacık kadınlarsınız. Egonuzu bu kadar önemsemeyin bu kadar kibirli olmayın mesela çünkü hiç bir küçük dağı siz yaratmadınız ve sizde bir gün öleceksiniz, benim gibi, onun gibi, hiç birimiz bu dünyada kalmayacağız. Başka birinin yanında bana öğüt veya hayat dersi vermeye çalışan insanları sevmiyorum. Beni bozmaya çalışan; dediğim gibi ego manyaklarını, annemmiş gibi tavırlar takınanları (yani ben senin iyiliğin için diyorum aslında seviyorum seni diyen ama sevgisini hiç göstermeyen, sadece eleştiren, konuşan, sürekli kırıcı olan kişilerin sevgilerine hiç inanmıyorum) istemiyorum sizin gibi arkadaşları eksik kalsın! 

5 Şubat 2017 Pazar

Tabloda.com İle Tanıştınız mı?




Sevgililer günü yaklaşırken bu yazımda size çok özel bir hediye önerisinde bulunacağım. 

Sevgililer günü bence çok özel bir gün ve özel hediyelerle, sürprizlerle kutlanılması gereken bir gün. Sevdiğimiz insana sevgimizi pahalı hediyelerle değilde, ikimiz arasında yaşanan sevgiye göre göstermemiz gerektiğini düşünenlerdenim. 



20 Ocak 2017 Cuma

Görümce ve Dönerse Senindir Filmleri Yorumlarım

İstanbul'da hava yağmurlu ve çok soğuk. Hafta sonu planlarınız için size iki keyifli film önerim olacak, bu havada yapılacak en güzel şeylerden birisi de sinemaya gitmek bence. İnsanın içini açacak, güldürecek filmleri izlemek ise bu havalarda en çok tavsiye edeceğim şeylerden birisi. Geçtiğimiz haftalarda izlediğim 'Görümce' filminden ilk olarak başlayacağım. 



Tür : Komedi 
Yönetmen : Kıvanç Baruönü 
Oyuncular : Gupse Özay , Buğra Gülsoy , Eda Ece , Zeynep Kankonde , İnci Pars 
Senaryo : Gupse Özay 
Yapımcı : BKM

16 Kasım 2016 Çarşamba

Annemi Özledim..


11 gündür blogumla ilgilenemedim, kendimle bile ilgilenemiyorum denebilir, annem yine yoğun bakımda bu sefer ki 4. kez yoğun bakımda kalışımız oldu, 5. kez de acilde sabahlamamız. Detayları aktarmayı çok isterdim ama belki sonra yazarım, şimdi bahsetmek bile istemiyorum. Çok canım sıkılıyor, gündüz pek bir şey düşünmüyor gibi görünsem de eve geldiğimde evin sessizliği, bomboş duvarları görmek, insanın moralini daha da bozuyor. Moralimi bozmak istemiyorum ama her gece ağlıyorum doğal olarak. Annemi kaybetmek istemiyorum çünkü bu dünyada beni ondan başka seven bir insan yok, tabii dostlar arkadaşlarda seviyordur eminim ki ama içinde saf bir sevgiyle, benim her zaman iyiliğimi düşünen melek annem dışında beni olduğum gibi kalbinden seven yok bu dünyada. O olmasa yaşama hevesim gidiyor, kendimi çok yalnız hissediyorum, içim yanıyor, altı buçuk aydır, tam düzeldi derken tam her şey yoluna girecek derken olmuyor, bir türlü sağlığına kavuşamıyor. 

Ya ben anlamıyorum, isyanda etmiyorum ama bu dünyada o kadar kötü insanlar varken niye benim annem diye düşünüyorum, bu dünyada kimseye zararı olmamış, hep doğruluktan, iyilikten yana olan, kimseye kötülük düşünmeyen, kimsenin kalbini kırmamaya özen gösteren, hatta bana hep öğütler veren, börek ve tatlı yemekten başka kötü bir huyu olmayan bir annem var benim. O daha benim evlendiğimi göremedi, hayatında torun sevgisini yaşayamadı, hep bana ümidini bağladı, ona yaşatamadığım duygular için de üzülüyorum. Hep bir balkonlu ev hayali var annemin bir türlü onu da yapamadım, hiç bir şey yapamadım, onu çok mutlu etmek isterdim. Ama yapamadım sanırım o yüzden çok kötü hissediyorum, çok yalnız, annemi güldürememiş gibi hissediyorum. Keşke benim elimden birşey gelse keşke benim elimde olsaydı bazı şeyler.. 

Annem yanımda olsa şimdi böyle şeyler düşünme derdi, kendine bak, ağlama sakın üzülme derdi.. Hep sonsuza kadar yanımda olacak sanırdım annemi, hep yanımda olacak sanırdım. Hiç düşünmemiştim şu anki düşündüklerimi, bu kadar yalnız hissetmemiştim dünyada. Hayatı çok sever benim annem, yaşayacak beni bırakmayacak buna inanmak istiyorum, inanıyorum, beni burada tek bırakmaz o.. Dua ediyorum çünkü başka bir şey elimden gelmiyor..