Blogum 6 Yaşında :)

Blogumun tüm okuyucularına mutlu bir cuma günü diliyorum. Bugün öğretmenler günü bildiğiniz gibi, tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum. Bugün aynı zamanda blogumun 6. yılı. Yani blogumda ilk yazımı bugün yazmıştım, 24 Kasım 2011'de. İlk yazım bir dergi için özel olarak yazılmıştı, derken blogumda yayınladım. Blogumu ilk açtığımda; kadınlar üzerine, aşk-ilişkiler, kendi hayatıma dair şeylerden bahsetmek, dünyada bir yerde iz bırakmak, insanlara dokunabilmek için blogumu açtım. Yalnız, çok yalnız hem de bir gece de aniden karar verip, kendim için bu hayatta ilk ve tek yaptığım sanırım bu blogu açıp ve yazmak oldu. Çünkü hayat boyu hep bir şeyler yaptım, başkaları için. Başkaları mutlu olsun diye sonra düşündüm ben niye kendim için bu hayatta bir şey yapmıyorum, iyi ki blogumu o gece açmışım ve buradaki güzel insanlarla tanışmışım.

Güzel olmayan insanlardan bu yazımda bahsetmeyeceğim çünkü onların artık hiç bir şekilde benim hayatımda yerleri yok. Ama yine de onlara teşekkür ediyorum, bana ilham kaynağı oldukları için. Burada tanıdığım iyi insanlara ise gerçekten yürekten bir teşekkür ediyorum. Çünkü gerçek hayatta belki de bulamayacağınız dostluklara burada sahip oldum. Blog dünyası farklı bir dünya, buraya yeni yeni gelmeye başlayan, çoğu bloggera özenen blog yazmak isteyenlere söyleyeceğim; emek verip bir yerlere gelmeye çalışın, kimsenin üzerine basıp, blog hileleri yapıp bir yere varamazsınız, yarın öbür gün söner gidersiniz sadece yaptığınız kötü şeylerle anılırsınız. Bu da kötü bir durum bence önemli olan şey insan kalabilmek, çoğu kişi bunu beceremese de gönüllere ulaşmayı hedefleyin. Doğru, dürüst bir şekilde blog dünyasında yer alın inanın bu şekilde olduğunuz da hem gerçek blog yazarları hem de iletişimde olduğunuz markalar sizi gerçekten sevecekler, sizinle çalışmalar yapacaklardır. Gerçek blog yazarları demişken; herkesin kendini gerçek blog yazarı saydığı bir blog dünyasındayız, hatta blog yazarı olmadığı halde özene özene, bağıra çağıra ben blog yazarıyııııım diyenlere de çok prim vermeyin:) 

Seda ve Sena İle Yaza Merhaba Dedik :)

Geçtiğimiz cumartesi günü Ankara'da çok tatlı iki blogger tarafından Ojecanavarı ve Little Butterfly düzenlenen;  sedavesenaileyazamerhaba blogger davetindeydim. İstanbul'da yaşayan bir blogger olarak ilk kez İstanbul dışında bir blogger etkinliğine davet edildim ve gittim. Ankara'ya da ilk kez gitme fırsatım oldu. Çok sıcak, samimi ve içten bloggerlarla tanıştım. Seda'ya ve Sena'ya çok çok teşekkür ediyorum bu güzel etkinlik için, herşey harikaydı. Samimi bir ortam da bloggerlarla çok hoş saatler geçirdik.

Yaza Merhaba demeye gittiğim blog etkinliğinde bizlere oldukça çok sürprizler hazırlanmıştı. Bazı firmalarda ürünleri hakkında bizlere bilgiler verdiler. Harmolance firmasının tatlı sahibesi Didem Hanım'ı İstanbul'dan da tanıyordum, yine karşılaşmak çok güzeldi:)

Etkinlik sahibeleri Sena ve Seda ile hatıra fotoğrafımız:)

U.S. Polo Assn. ve Günseli Kato ile Moda Sanatla Buluştu‏

Polo sporunun mirası modaya taşınıyor

U.S. Polo Assn. 125. Yaşını Kutluyor

Polo sporunun köklü mirasından aldığı değerleri modaya taşıyan U.S. Polo Assn., 125. yılını kutluyor. Tarihte, kralların ve asillerin sporu olan poloyu modayla buluşturan U.S. Polo Assn., 125. yılı kapsamında ünlü minyatür sanatçısı Günseli Kato ile atölye çalışması düzenledi. Günseli Kato moda sanat ilişkisini ve U.S. Polo Assn.’nin 125. yılına özel uyarladığı logo ve bu logo ile sunulan ürünleri anlattı, U.S. Polo Assn. Türkiye Baş Tasarımcısı Alev Ciliv sezon ve 125. yıl özel koleksiyonu hakkında bilgi verdi.

Modern ve sportif koleksiyonlarını moda tutkunları ile buluşturan U.S. Polo Assn., 125. yılını özel ürünler ve özel bir koleksiyonla kutluyor. Polo sporunun rahat şıklığını ve asaletini modaya taşıyan U.S. Polo Assn., 125. yıl kutlamaları kapsamında 12 Mayıs Salı günü Feriye Lokantası’nda özel bir atölye çalışması düzenledi. Atölye çalışmasında minyatür sanatçısı Günseli Kato, markanın 125. yılına özel yorumladığı logo ve marka ile işbirliği hakkında bilgi verdi ve katılımcılarla birlikte kişiselleştirilmiş t-shirt hazırladı. U.S. Polo Assn. Türkiye Baş Tasarımcısı Alev Ciliv de sezona dair ipuçlarını aktarırken, 125. yıl özel koleksiyonunu da paylaştı.

Atölye çalışmasında konuşan U.S. Polo Assn. Türkiye Baş Tasarımcısı Alev Ciliv, “U.S. Polo Assn., güçlü mirası ile kendi özgün hikâyesi olan bir marka. Modellerimiz, özgün, rahat ve şık. Bu sebeple U.S. Polo Assn. hem gençlerin, hem de ailelerin favori markalarından biri. Bu yıl U.S Polo Assn.’nin 125. yılını kutluyoruz. U.S Polo Assn. tüm ülkelerde 125. yıla özel ürünler tasarladı. Biz de U.S Polo Assn. Türkiye olarak 125. yıl koleksiyonumuzu oluşturduk. Aynı zamanda sanat dünyasının önde gelen isimlerinden Günseli Kato ile çalışarak, markamızı sporun yanı sıra sanatla da buluşturduk. Birçok farklı üründe 125. yıl ve polo sporunun mirasını görebilirsiniz.” Dedi.

U.S. Polo Assn.’ye minyatür dokunuşu

Ünlü minyatür sanatçısı Günseli Kato, moda ve tekstilin kendisinin hobisi olduğunu söyleyerek U.S. Polo Assn. ile yollarının nasıl kesiştiğini anlattı: “Tekstille ilgili her proje beni çok heyecanlandırıyor. Kız kardeşim Avrupa’da ünlü bir modacı. Kardeşim dolayısıyla modayı çok seviyorum. Tekstil sektöründe bir şeyler yapmayı uzun zamandır düşünüyordum. Böyle bir proje gelince de seve seve kabul ettim.”

U.S. Polo Assn.’nin 125. yılı için tasarladığı ürünler hakkında da konuşan Günseli Kato, “Marka polo sporunun tüm özelliklerini yansıtıyor. Günseli Kato olarak yıllarca Osmanlı ve Uzak Doğu kültüründe önemli bir yere sahip olan at objesi üzerine çalıştım. U.S. Polo Assn.’nin logosunda at simgesi olması dolayısıyla bana çok iyi geldi. Ben de özellikle logodaki at figürü üzerinde çalıştım. Atı minyatür ile yeniden yorumladım ve bunu markanın logosuna uyarladım. Buna bağlı olarak t-shirt ve gömlek gibi ürünlerin logolarını da minyatür sanatına uygun dizayn ettim. Renk olarak U.S. Polo Assn.’nin kurumsal renkleri olan lacivert ve kırmızıyı tercih ettim. Aralara biraz altın rengi koyarak zenginleştirdim. Benim tasarımlarım ürünlere yeni bir vizyon getirdi. Günümüz modasına uygun olarak geometrik desenleri tasarımlara ekledim ve markanın da ruhunu yansıtan çağdaş bir çizgi sundum. Tasarımlarımı minyatür sanatı ile birleştirip günümüze uyarlamak, kültürler arasında da mevcut olan geçişler gibi, tasarıma yeni bir değer kattı” dedi.

*Basın Bültenidir.

Kadınları Anlamak

Pazar günü misafirlerimiz vardı,akrabalarımız gelmıslerdı.Tabii bikaç kadın yanyana gelince hemen dedikodular,kim ne yapmıs falan derken konu bi bakmısız kürtaj olmus.Yaslı baslı kadınlar kürtaj anılarını anlatmaya basladılar,tabıı annemde eslık edıyo onlara..Bende hem dınlıyorum bı yandan,bı yandanda tam bısey dıcem aman kızım sus sımdı bu sefer dıcekler bu nerden bılıyoda soyluyo sunu falan yanlıs anlayacaklar benı dıye susuyorum.
Onlar konusmalarına devam ettıler bende yalan dunyadakı orçun gıbı bı yandan caylarını koyuyorum bı yandan benı isviçreye gönderin okula falan dıye esprıler yapıyorum,kaldım 50 yas üstü kadınların arasında..Eskıden 13 14 yaslarımda ne guzel kadınlar toplanırdı,ben de merak ederdım ne konusuyolar dıye annem sen kucuksun ne ısın var kadınların arasında der benı odama gonderırdı,nerden buyudum nerden otuz oldumda artık bu konuların ıcınde kaldım bılemedım.. Cunku eskıden merak ettığım konular aslında hıcte merak edılemeyecek seylermıs aslında..Mesela kadının kocası cocuğu ıstememıs,oğluyla esını kürtaj olmaları ıcın doktora gondermıs,yuhh dedım yaa yaparken ıyıydı bıde kucucuk cocukla kadını gonderıyosun..
Bı yandan kürtajın acılarından bahsedıyorlar,diğer yandan artık kızların arasında kız kalmamısmıs onu konusuyorlar..Yıne bısey soylıcem kendımı tutuyorum sadece dınlemede kaldım..Hem akrabalarımız hem annem yani midemi kaldırdılar muhabbetlerı ıle..Neyse aksam oldu altın gunumuz sona erdı..
Bugunde aksam ustu kuafore gıdeyım dedım kaslarımı uzatıyorumda ayıptır soylemesı,ıkı haftadır kuafore gıtmedım artık kurt adam gıbı olmusum dedım bı gıdeyımde ınsana benzıyım,bakımımı yaptırdım kaslarımı aldırdım bu karda kısta eve geldım ama yerlerde nasıl buzlanma var,kesınlıkle dısarı cıkmayın o nası seydır oyle dusuyordum kac defa,yerler cok fenaydı,arabalar donemıyor bı gorsenız arabalar bı yandan kayıyo ben bı yandan kayıyorum..
Ikı gun oncede liseden bi erkek arkadasım benı eklemıs faceden,bende kabul ettım..Sonra mesaj yazmıs neler yapıyorsun hayat nasıl gıdıyor dıye..ıyıdır sen nasılsın yazdım,sonrasındada yaptığı seylerden bahsetmıs,bu arada lıseden berıde gorusmuyoruz..sonra ben bısey yazmadım,ertesı gun bulusalım bı yerde kahve ıcelım faceden pek gırmıyorum demıs ve telefon numarasını yazmıs,ıkı gun oldu ama ben hala bı cevap yazmadım?yazsam mı? yazmasam mı?O rüyamda gördüğüm cocuk değil bu arada bunu da belırteyımde,ayrıca sunuda yazayım o ruyamda gorduğum öküz varya doğumgunumu bıle kutlamadı,dusun bıde adamı ben ruyamda gormustum..

biricit öküz erkeklerden nefret ediyor,bu gidislede karsısına öküz olmayan adam cıkmayacak gibi düşünsede bigün prensini bulacak mı acaba?
resim alıntıdır