blogger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
blogger etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Kasım 2017 Cuma

Blogum 6 Yaşında :)


Blogumun tüm okuyucularına mutlu bir cuma günü diliyorum. Bugün öğretmenler günü bildiğiniz gibi, tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyorum. Bugün aynı zamanda blogumun 6. yılı. Yani blogumda ilk yazımı bugün yazmıştım, 24 Kasım 2011'de. İlk yazım bir dergi için özel olarak yazılmıştı, derken blogumda yayınladım. Blogumu ilk açtığımda; kadınlar üzerine, aşk-ilişkiler, kendi hayatıma dair şeylerden bahsetmek, dünyada bir yerde iz bırakmak, insanlara dokunabilmek için blogumu açtım. Yalnız, çok yalnız hem de bir gece de aniden karar verip, kendim için bu hayatta ilk ve tek yaptığım sanırım bu blogu açıp ve yazmak oldu. Çünkü hayat boyu hep bir şeyler yaptım, başkaları için. Başkaları mutlu olsun diye sonra düşündüm ben niye kendim için bu hayatta bir şey yapmıyorum, iyi ki blogumu o gece açmışım ve buradaki güzel insanlarla tanışmışım.

Güzel olmayan insanlardan bu yazımda bahsetmeyeceğim çünkü onların artık hiç bir şekilde benim hayatımda yerleri yok. Ama yine de onlara teşekkür ediyorum, bana ilham kaynağı oldukları için. Burada tanıdığım iyi insanlara ise gerçekten yürekten bir teşekkür ediyorum. Çünkü gerçek hayatta belki de bulamayacağınız dostluklara burada sahip oldum. Blog dünyası farklı bir dünya, buraya yeni yeni gelmeye başlayan, çoğu bloggera özenen blog yazmak isteyenlere söyleyeceğim; emek verip bir yerlere gelmeye çalışın, kimsenin üzerine basıp, blog hileleri yapıp bir yere varamazsınız, yarın öbür gün söner gidersiniz sadece yaptığınız kötü şeylerle anılırsınız. Bu da kötü bir durum bence önemli olan şey insan kalabilmek, çoğu kişi bunu beceremese de gönüllere ulaşmayı hedefleyin. Doğru, dürüst bir şekilde blog dünyasında yer alın inanın bu şekilde olduğunuz da hem gerçek blog yazarları hem de iletişimde olduğunuz markalar sizi gerçekten sevecekler, sizinle çalışmalar yapacaklardır. Gerçek blog yazarları demişken; herkesin kendini gerçek blog yazarı saydığı bir blog dünyasındayız, hatta blog yazarı olmadığı halde özene özene, bağıra çağıra ben blog yazarıyııııım diyenlere de çok prim vermeyin:) 

7 Kasım 2015 Cumartesi

Bloggerlar Paylaşıyor Tarafsız Satın Alma Rehberiniz



Tarafsız Satın Alma Rehberi sloganı ile internet üzerindeki yayın hayatına merhaba diyen www.bloggerlarpaylasiyor.com ürün ve hizmetler hakkında bilgi arayanların, ne alsam, nereden alsam sorularına cevap arayanların adresi olma hedefiyle yayın hayatına başlayan bir site.
Farklı konularda yazan bloggerların bir araya gelerek oluşturdukları sitede, kozmetikten giyime, mekan yorumlarından dayanıklı tüketim mallarına kadar her konuda yazılar gerçek deneyimlerle yazılmaya devam ediyor.

18 Ocak 2015 Pazar

Bugün Benim Doğum Günüm! Mutlu Yıllar Bana :)


Bugün benim doğumgünüm :) Gördün mü bak 3. oldum, neyse 30 küsür diyelim yuvarlak hesap olsun:) 30 yaş üzerinde olunca küsüratını söylememize gerek kalmıyormuş, 30 demek yeterliymiş:) Geçen seneki yaşımdan 1 yaş fazlayım işte, neyse ne!:)) 

Pahalı, şatafatlı, gösterişli pastalar(hatta hiç pasta bile istemiyorum bu yıl) ve hediyelerle kutlamıyorum bu sene yeni yaşımı, gerçek ve samimi dostlarımla ve birtanecik annemle kutluyorum, çünkü mutluluk bu aslında; ne gösterişte, ne pahalı hediyelerde, mutluluk kendi içinde ve saf sevgilerde.. Neyse iyice felsefeye bağladım, sanırım yaşlanıyorum.. Hüzünleniyorum ben doğum günümlerimde bu sene biraz daha fazla.. Çünkü her zaman doğum günü sabahımda neşeli sesiyle beni arayan, hep ilk doğum günümü kutlayan anneannecim bu sene arayamayacak beni.. Onsuz bir doğum gününü ilk kez kutlayacağım, zamanla alışırım belki insan nelere alışmıyor ki? Aşk acısı mı ölüm acısı mı deseler, en büyük acı bir yakınınızı kaybetmektir ve onu bile zamanla unuturken aşk acısı da neymiş ki? Sen hiç annenin, babanın, çok sevdiğin anneannenin veya çok yakın bir dostunun ölüm acısını yaşadın mı? Senin hiç baban öldü mü? 

Yaşamak ve ölmek birbirine ne kadar yakın iki kelime ve bir o kadarda uzak.. Birileri ölürken birileri de yaşama merhaba diyor, yaşama sırası sende bebek, sende yaşa sende gör.. İyi insanları da; karakterleri bozulmuş insanları da.. Hepsi sana hayatı öğretecek, bir gün niye yaşadığını bulacaksın, şimdi sıra bende! Belki de bulmuşumdur neden yaşadığımı.. Mutlu yıllar Biricit! 

Yazısına neşeyle başlayıp, psikopata bağlayan Biricit derki; 33. yaşıma girdiğim bugün, keşke tüm sevdiğim insanlar yanımda olabilseydi..

24 Kasım 2014 Pazartesi

Biricitinyeri-Yasemin Kokulu Bir Hayat 3 Yaşında!


Bugun blogum 3. yılına giriyor, 3 yıl önce bugun ilk yazımı yazmıstım :) Benim için sığındığım bir liman gibi oldu blogum, üzüldüm yazdım, sevindim yazdım. Bana dair ve kendi hayatımda olan biten, hayatıma dair herşeyimi blogumda paylaşmaya çalıştım. Dergi, site gibi çoğu sosyal mecrada yazdım, özel projelerde editörlük yaptım, sosyal medya alanında çoğu projeye destek oldum bu üç yılım blogum ve benim adıma dolu dolu geçti. Blogumun üç yılı içinde harika dostlar kazandım, yepyeni insanlar tanıdım, yeri geldi gerçek hayatımdaki dostlarımla paylaşmadıklarımı blog dostlarımla paylaştım, belki de beni siz daha çok anladınız. Hayatımın dış dünyaya açılan penceresi olarak gördüm blogumu, umuyorum ki blog yazmayı seven herkes benim gibi seneler sonra blogunun yıldönümlerini kutlasın, blogger olmak güzel bir şeymiş, emek vermek güzel bir şeymiş,sizlerle tanışmak güzel bir şeymiş..

Blogumun değerli okuyucularına, blogger dostlarıma, blog arkadaşlarıma, yorumlarıyla her zaman yanımda olduğunu hatırlatan herkese çok teşekkür ederim, yalnızlığın beni sardığı bir gece vaktinde açtığım blogumda şu an yalnız değilim görüyorum ve çok mutluyum. Bana destek olan gerçek hayattaki dostlarıma, blog dostlarıma ve bu zamana kadar blog çalışmalarımla sponsor olan Türkiye'nin en iyi markalarına teşekkürümü bir borç biliyorum, hepinize hem de hepinize (beni sevmeyenlere de) çok teşekkür ediyorum.. Bütün öğretmenlerimizin de öğretmenler gününü kutluyorum, bugün blogumu açmışım, bu tarihte tesadüf belki ama en içten dileklerimle de öğretmenlerimizi kutluyorum..

Biricit şimdilik bir kahve ile blogunun 3. yılını kutluyor ama haftasonunda onu kocaman bir kutlama partisi bekliyor :)




25 Ekim 2014 Cumartesi

Babil.com Türk Müziği Konseri'nde Biricit:)


Perşembe akşamı Babil'in davetlisi olarak Babil Türk Müziği Topluluğunun konserindeydim. Bir gün öncesinde ulaşan kargolarında ki şık, romantik ve içimi ısıtan davetlerinden zaten harika bir konser olacağı belliydi:)

Bu arada şarkılar da çay gibidir, üşüdüğümüzde içimizi ısıtırlar.. Davetlerine icabet ettim tabii ki :)

Altunizade Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konser öncesinde; bizlere çok nefis cupcakeler ikram edildi.



Avrupa yakasından koşa koşa bu güzel davete gelirken, gözüme çarpan yerleri de fotografladım:)



Ve heyecanla konserin baslamasını bekledik:)



Türk Sanat Müziğinin en güzel eserleri; ruhumuzu renklendirdi, ruhumuzu dinlendirdi..

Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan..

16 Haziran 2014 Pazartesi

Soru Cevaplı Mim



Tekaska beni mimlemişti ancak yazabildim, kendisine tesekkur ederim :)

1-Blog açma hikayeniz nedir?

Blog açma hikayem aslında dertleşmekti :) Aşk ve ilişkiler hakkında yasadığım durumları paylasmak icin blogumu açmıştım. Daha sonra hayatımdaki çoğu şeyimi paylastığım bir yer oldu :)

2-Blog isminiz nereden geliyor? Neden bu isim?

Blog ismim, arkadaslarım beni Bridget Jones'a benzettikleri için bu ismin Türkçe okunusunu kullandım, Biricitinyeri :) Yasemin Kokulu Bir Hayat ise; ismimden kaynaklanıyor. Yasemin kokan, Yasemin'e ait bir hayatın, blog paylasımları.


3-Hangi mevsimi seversiniz?

Yaz mevsimini severim:)

4-Bu mevsim size neyi çağrıştırıyor?

Eğlence, huzur, aşk, deniz, kum, güneş, tatil :)

5-Kırmızı ruj mu yoksa eyeliner mı?

Kırmızı ruj

6-Blog yazmak sana ne kazandırdı?

Harika dostlar ve yeni şeyler öğrenmeyi kazandırdı.

7-Kitap okumak mı yoksa bir şeyler yazmak mı?

İkiside.

8-Şiir mi yoksa roman ya da hikaye mi?

Roman.

9-En çok etkilendiğin film?

Titanic

10-Öğrenci olmak mı yoksa iş hayatına atılmak mı?

İş hayatı.

11-Kitap okumak mı film izlemek mi?

İkisinin tadı da ayrı güzel:)

12-Hangi tür kitaplar yada filmler?

Eğlenceli kitaplar, korku-gerilim filmleri.

13-Klasik giyinmek mi spor mu?

Yerine göre değişir.

14-Almaktan asla vazgeçemeyeceğin şey?

Oje

15-En sevdiğiniz yemek nedir?

Et yemekleri.

16-En sevdiğiniz diziler?

Yalan Dünya, Umutsuz Ev Kadınları, Seksenler

17-Özel bir yeteneğin olsaydı bunun ne olmasını isterdin?

İnsanların hakkımda, arkamdan ne konustukları bilmek isterdim:)


18-Hasta olmanın en kötü yanı nedir?

Yapacağın bir sürü iş varken yapamamak.

19-Alınacaklar listen var mı?İlk 5i nedir?

İlk olarak bir koca almayı düşünüyorum :), Ev, Araba, Alacağım kitaplar var,Nars Orgasm Allık.

20-İlk aldığın makyaj malzemesi?

Hiç hatırlayamadım ama bizim zamanımızda Catherine Arley Pudralar vardı sanırım oydu :))




24 Ekim 2013 Perşembe

İlişkilerde Aşk Üçgenleri ( şekilli anlatım )


Biricit ile Aşk Geometrisi derslerine hoşgeldiniz :)) Konumuz: Aşk üçgenleri, dörtgenleri, beşgenleri.. Artık ne çeşit aşklar yaşanıyor öyle değil mi düşündüğünüz zaman?Dörtgenleri, beşgenleri bilemeyeceğim ama üçgenlerle çok sık karşılaşır oldum, hem kendimden hem de çevremden. Ben de herkese bir anlatayım detaylıca da herkes öğrensin, şekilli olarak anlatayım, aslında öğretmen olmalıydım belkide diye yazacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, tamamen duygusal nedenlerle yazıyorum 'aşk' hakkında..:) Aşk belkide geometri ile açıklanabilecek bir bilim dalı olmalıydı; üçgenler, kareler, dikdörtgenler, daireler ( daireye kimin gireceği meçhul)... Aşk üçgenlerini şekilli anlatmak istedim, şekillerimiz; Vasfiye Teyze, Baaddin ve Google'dan da iki tane üçgen görseli buldum, şekillerimiz bu şekilde.. Aşk neydi; aşk emekti,aşk dürüstlüktü, aşk iki doğrunun kesiştiği noktaydı, o yerdi evim sensindi bence.. 


*İki kadın Bir Erkek Aşk Üçgeni: İkiz kenarları birbirine eşit olan
iki düzlem;iki kadın,dümdüz olan doğru da aradaki de erkek. Erkek çok çapkın olduğu için; bir kadınla yetinmez, illa ki elinin altında birkaç çeşit kadın olmalı, genelde facebook gibi mecralarda avlanmayı seçen bu erkek türünün, en belirgin özelliği sizi iltifatlara boğmasıdır. Bir nevi yalanlara boğar sizi ki etkileyebilsin. Diğer kadın da melul melul sevilmeyi beklerken, hipotalamusu kopasıca bu erkek türü sadece sevişmeye odaklıdır. Hormonları hangi tavana vuruyorsa artık; kadınlarla başka konudan konuşamamaktadır. Gün gelir; tesadüfen karşılaştığı kadın, iş arkadaşının okul arkadaşı çıkmasın mı? Tabii bizim saf kadınımız 'eneeee kısmet ayağıma kadar gelmiş, bir overlok makinesi bir de bu kısmet insanın ayağına geldi mi tepmemeli, herkes kaderine boyun eğmeli' diye düşünür ve facebooktan hormonlu adamla sohbet etmeye başlar. Aradan zaman geçer bir bakar ki; adamda bir tuhaf hareketler, yazdığı mesajlara cevap vermemeler, saf kızımız aslında pek saf değildir; şüphelenmeye başlar ama akıl edipte ortak arkadaşlarına soramaz, çocuk işinden gücünden olur diye düşünür. 


Zaman ilerler; saf kız, hormonlu adamın yalanlarını bulur ve kafasına dank eder; 'eneeee bu hormonlu adamın sevgilisi var' diye düşünür ve bir daha görüşmemek üzere, sanal sevdasına veda eder.. Adam inatçıdır, telefonuna mesajlar yazmaya devam eder, bir türlü anlayamaz; kadının herşeyi öğrendiğini.. Aşk üçgenine devam etme niyetindedir, ama saf kızımız bu niyette değildir. 


Neden sevgilisi varken başka bir kadını daha ister bir erkek? Hormonlar yine baş köşede.. Bunlar hep hormonlardan.. Peki diğer kadın napıyordur acaba, hala sevgilisi ile ilişkisini facebooka yazamamış, adam kendini herkese sevgilim yok diye tanıtıyor, onların ilişkileri de bitmeli bence, akıllı olsa iyi eder.. Her kadın saf kız kadar vicdanlı olmayabilir..


*İki Erkek Bir Kadın Aşk Üçgeni: İki erkek ikisi de ikizkenar veya eşkenar olsunlar, kadın da dümdüz ya da aynı ölçülerde olsun bu ilişki türünde. Kadın çok kararsızdır, iki erkek arasında kalmıştır, birini seçemiyordur bir türlü, kimi seçse mutsuz olacağını düşünüyordur. Ya da hangisiyle mutlu olacak ki; ikisini de sevmiyordur aslında birisi çekici birisi daha masum, birisi çalışkan birisi tembel, hoşlandığı iki erkeğinde kendine göre iyi yönleri kendine göre kötü yönleri vardır, ikisinde de bir şeyler eksiktir ama kadın ikisini de hayatından çıkaramıyordur. En iyisi ikisiyle de arkadaş kalması belki de en doğru karar budur. İkisiyle de sevgili olan kadınlar yok mudur, belki de vardır ama kadının öyle bir niyeti yoktur, o prensini bulmak istiyor, belki de ikisi de prensi değildir, prensinin kim olduğunu nasıl anlayacak bu kadın? 


Evet Aşk Geometrisi dersimiz bir soru ödevi ile sona erdi, Prens aday adayınızın gerçek prens olup olmadığını nasıl anlarsınız,özellikle evli ve sevgilileri olanlara soruyorum:))

Sonu olmayan bu ilişkiler yumağını Garfield bile çözemedi, Biricit ne dese boş..:)