13 Mayıs 2012 Pazar

Sevelim Sevilelim, Dünya Kimseye Kalmaz


Blog Dünyasında neden varız?Kalp kırmak için mi,birilerini üzmek için mi,egolarımızı tatmin etmek için mi?Yoksa paylaşmak için mi buradayız?Biri mim yazısını dert eder,öbürü mim yazısı yazmayın der?Yahu istersem yazarım istersem yazmam?Bu konularda çoluk çocuk gibi nedir bu kavgalar,tartışmalar,orda bi yazı okuyorum bi üzülüyorum,burda bi yazı okuyorum tuhaflaşıyorum.Düzgün düzgün yazılarınızı,düşüncelerinizi paylaşsanıza kardeşim yahu burası oyun parkı mıdır?Mim yazılarının tarihçesi nedir bilemiyorum ama bloggerları tanıma,bloglarla kaynaşma amacıyla yazılıyorlar.Bunu anlamayanınız yoktur.Tamam bazen belki tuhaf sorular çıkabilir,çıkmayadabilir.Bunu yazmak isteyen yazar,istemeyende yazmasın,tabii fikirlerinizide söyleyin söylemeyin diyen yok,ama kimse kimseyi aşağılamasın yada ne bileyim tuhaf şekilde sözler söylenmesin.Bazen bende daralıyorum günde beş kez bile mimleniyorum nasıl yazıcam bu kadar mim yazısını diyorum,ama şunu unutmayın onları yazan kişide güzellik,farklılık olsun ve blog yazarlarını tanıyalım diye yazıyor..Ayrıca bu saçma sapan konulardan birbirinizi üzmeye değer mi?Bir bloggerın vefatını öğrendim bugün ve dünyada bu tartıştığınız konular kadar saçma bişeyin olmadığını yine anladım..O ölen arkadasımızda mim yazıları yazardı biliyor musunuz?Mekanın Cennet olsun Barney..huzur içinde uyu..
Bu dünyada bu kadar ufak tefek sorunları dert etmeye değiyor mu sizce?Hepimiz yarın öbürgün bu hayattan göçeceğiz.. Bugün anneler günü mesela,siz hiç anneleri hayatta olmayan insanları düşündünüz mü?Hediyeler alıyorsunuz annelerinize ama gerçek hediyenin kalbinizden geldiğini biliyor musunuz?Kalpten gelen sevgi en güzel armağandır.Bugün bizim evde anneler günü değil aslında dünya börekler günü,çünkü annem ziyarete gelecekler için sabahtan aksama kadar yemekler,börekler hazırladı..Aaa şu bu yemeğı sever,bu baska yemeğı sever demedi son hızla yaptı böreklerini,yemeklerini..Yardım edeyım dedım yok ben yaparım dedi..Peki ben hakkını nasıl ödeyebilirim annemin,bir gün bir hediye alarak mı?Yoksa her zaman ona değer vererek mi?Hergün anneler günüdür hergün annemize hediye verebiliriz sevgimizi..En kötüsüde annemizin yanımızda olamamasıdır.Tanıdıklarım arasında çok var annelerini kaybetmiş arkadaşlarım onlar neler hissediyor biliyor musunuz?Emin olun ki ne onlar,ne kaybettikleri anneleri, nede Barney şu anda sizin hislerinizdeler...
Yapıcı olun,birbirinizi sevin,kimseyi üzmeye değmez bu hayatta kimseyi kırmayın..

Gelin tanış olalım, işi kolay tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz
Yunus Emre'nin sözleriyle yazımı sonlandırıyorum..

Biricit herkesin anneler gününü kutlar,büyüklerin ellerinden,küçüklerinde gözlerinden öper.
resim alıntıdır

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Stil Direktörü İle Röportaj Yaptım! :)

     
     Blog Dünyasının en samimi,en içten,en eski,en dobra dobra Kadın Blogger'i çok sevdiğim Stil Direktörü ile çok keyifli ve kendi kadar yürekli bir blog röportajı yaptım:) Yaz Köşesi Röportajlarımın bu haftaki konuğu Stil Direktörü ve çok keyifli röportajımız..
     Öncelikle röportaj teklifimi kabul ettiğin ve konuğum olduğun için teşekkür ederim.Blog yazmaya ne zaman başladın,hangi rüzgar seni buralara getirdi,iyiki de getirmiş ve seni tanımışız:)
   Stil Direktörü Kimdir?
     Kolejde seçmeli bilgisayar okurken; pc atraksiyonları bir hayli hoşuma gitti. Zaten bebek vsden cok erkek oyuncakları, muhabbetleri hoşuma giderdi, bizim jenerasyondan (78 kuşağı) Commodare 64'u olan kaç bayan tanıyorsunuz ? ,)) Yoksa bile artık tanıyorsunuz Stil Direktörü Eda Demirel Suner...
     2005 yılı sonunda yahoo gruplar açılmaya basladı, ben de onlardan birinin sahibi yahoo grup tabiriyle moderatörüydüm. Sonrasında yıllar geçti, sörf popülerizmi arttı ve insan beğendiklerini folder folder saklamak yerine free server arar oldu, en azından ben o dönem aradım. Akabinde flickr vs türevi sitelerde dosya bazlı sevdiğimiz doneleri paralı ve bedava depolama alanları türedi, derken derken bloglar açıldı vs... ki TR'de bildiginiz gibi en eski bloggerlardan biriyim sene 2006.... 
Teşekkürler Biri .))
    Daha fazlası için bakınız hakkımda sayfam... http://www.stildirektoru.com/2009/04/hakkmda.html

Hayata nasıl bir pencereden bakıyor Stil Direktörü,sosyal projelerde yer almayı sevdiğini Hayvan Barınakları'na bağış yapıp sana dekontu yollayanlara blog header resmi yapmış olduğunu gördüğümde anladım,düşündüğün yapmayı gerçekleştirmek istediğin projelerin neler?
     Valla sosyal proje vs bizim ülkede yaş. Hangi taşı kaldırsan amacı başka çıkıyor, düşünsene hayvan barınaklarına yardım olsun diye ben 5-6 saatimi verip bir blogger teması yapıyordum sonra ne oldu? Ona bile popülerizm mantığıyla bakan full kompleks insanlar türedi ki, blogger teması yapıp para alanlar varken... Kısaca tema blogunu benden başka kimse şu an göremiyor kapatmadım ama tema yaparsam açarım.
     Kısacası benim hayata bakışım şu sekilde, 2000  yılından beri her sene 2 çocuk okutuyorum bunu da bilen bilir, blogda yazmadım mesela hatta okulumuza tuvalet projesinde de Siren Ertan vs bir sürü ünlü gönüllüyle beraber aktiviteler yapıldı ama bunları da bloga konu etmedim neden çünkü bizim ülkede iyi niyet çerçevesiyle ne yapsan hinler atlar ,) ki bu sebepten blogu da yoruma kapadım ,) hoş adsıza açıktı blogum, iki kuruş beyniyle bana laf soktugunu sanan adsız nickle yorum yapan ama blogger olduklarını hatta kim olduklarını  bildiğim bloggerlar bile vardı .) Zaten bana gerek kalmadan, sağolsunlar takipçilerim yazdığım yazılar dışında yorumları bile takibe aldıklarından onlara hak ettikleri cevapları benden önce veriyorlardı ,)) İşim ve hayattan keyif almak dışında blogmuş vs..miş zerre umurumda değil ,) Çünkü muhteşem bir hayatım var, seninde bildiğin gibi yılda en az 5-6 defa yurt dışındayım. Blog bu yüzden sadece hobim, bildiğiniz gibi ben reklam da almam, bir banner varsa Hakkımda sayfamda yazdığım gibi, bilin ki işin içinde ben de varımdır! Bence bunlar ucuz işler, gir işe saksıyı çalıştır paranı al. Ha benim hayatım reklam geçimim buna bağlı diyorsan ne diyeyim Allah yolunu açık etsin ama ıslah da etsin ,) Samimiyetten öte.... Bana demeyin ki ihtiyacım var bunlar bahane blogger  bloggerdir ,) İki eşantiyon için eller havaya yapan, sabahın körü bilmem ne oteline bedava girebilip çay içmek için lansmana koşan insanlar benim yaşamım dışında ,) Kısacası ben blogunu popülerizm adina basamak olarak görenlere acıyorum desem daha doğru olur. 

Markalar tarafından çok sevilen birisin,bunun yanısıra dobrasın yazılarındada,twitterındada her ne düşünürsen ve markalarla ilgilide yazıyorsun.Markaların senden korktuğunu yada çekindiklerini düşünüyor musun?En sevdiğin marka hangisi?
     Marka takıntım yok o an ne beğenirsem alırım, blogumda 3 sene önce, Atlet Pazar'dan kolye Tiffany'den başlıklı yazım oldugunu da bilirsiniz. 
Yazını okudum ve okuyucalarımız içinde ekliyorum:) http://www.stildirektoru.com/2009/05/dantelli-atlet-pazardan-kolye.html

Blog Dünyasında sevdiğin ve sevmediğin bloglar var mı?
     Var elbette olmaz mı, ama isim vermem sevdiklerime tavrım bellidir ki anlarsınız, sevmediklerim de zaten yukarıda topluca bahsettiğim tarzda insanlar.

Yeni blog yazmaya başlayan blog yazarlarına önerilerin neler,yıllardır blog dünyasında olmanın vermiş olduğu ve edindiğin tecrübelerle ne söylemek istersin?Blog Dünyası nereye doğru gidiyor ve okuyucularıma söylemek istediğin mesajların var mı?
     Kimseyi takmasınlar kendileri olsunlar, görsellere önem versinler. Fotoğrafa resim demesinler, dergi gibi kopyala yapıştır çalıntı içerik üretmesinler, kaynaksız yazı yazmasınlar. Bazı moda bloggerlarının çaldığı gibi, aylık çıkan dergileri toplayıp, modaya dair röportajların belli cümlelerini çalıp çırpıp kendi yazılarıymış gibi bloglarına indira gandi yapmasınlar sonra böyle rezil olmasınlar ,) 
     İçerik üretecek kapasitesi olan blog açsın yoksa okunurluluk beklemesin. Açık ve net yazıyorum, oje aldım diye bloguna yazı girmek içerik üretmek değildir! Azıcık emek sonra yemek... ,)) Sadece bir konuda yazı yazmasınlar azıcık kişiliklerini katarak, kendileri olsunlar. İnanın o zaman okunmanın ötesinde, saygı duyulur, senin bana sorduğun gibi firmalar ve kişiler tarafindan da çekinilen kişi olursunuz ,) Kısaca diyeceğim şu ki; kimseye müdananız olmasın! İş iyiyse, sunum, hizmet, karşı tarafa verilmeye çalışan mesajın samimiyeti gerçekse Türk halkı aptal değil alır! Kim iyi kalpli, kim pompalamasyon anlarlar ,) 
     Evet sevgili Biri, sen sordun ben yine Edi tadında dan dan anlattım. Şu an sana bu satırları Amsterdam dönüşü yazıyorum bu yüzden Türkçe harfler yok, tapaj hataları varsa da, imla vs sen bloga eklerken istersen editlersin malum ipadle yazınca tek uğraşamadım. Ki normalde mim vs yazmam, röportaj da vermem bu da benden sana, en net, en harbi blogger röportajı olsun ,) 
     Sevgi ve neşeyle kalın .) 
Stil Direktörü'nün Eda Demirel Suner'in bloglarına buralardan ulaşabilirsiniz.
http://www.stildirektoru.com
http://www.stilpazari.com


10 Mayıs 2012 Perşembe

Parfüm Dükkanı İle Biricit'in İlk Hediyesi:) (SONA ERDİ)



İlk Hediye Çekilişimle,Heyecanlı bir şekilde karşınızdayım Arkadaşlar:) Parfüm Dükkanı ile kampanyamız sonunda 1 kişiye parfüm hediyemiz var! http://www.facebook.com/ParfumDukkani/photos  albümünden istediğiniz parfüm sizin hediyeniz olacak:) Parfüm Dükkanı'nın Yurt Dışından İthal Harika Kokularından Sizin İçin Seçtiğim Birkaç Örnek;





KAMPANYA ŞARTLARIMIZ
1)Blogumu google friend connect(sağda biri bizi gözetliyor yazan yerden) takibe alıp,Parfüm Dükkanı Facebook sayfasını beğenmeniz(https://www.facebook.com/ParfumDukkani) (Zorunlu
2)Facebook sayfasını ve kampanyamızı blogunuz varsa blogunuzdan ve/veya Twitter/Facebook sayfanızda paylaşmak(Zorunlu değildir+İsteğe Göre Artı Haklar)
3)Son olarak ad-soyad-mail bilgilerinizi ve gerekli linklerle birlikte yorum olarak bırakın
25 Mayısta kampanyamız sona erecektir.Paylaşımlarınızın kontrolü için paylaşımlarınızı herkese açık yapmanızı rica ediyoruz.Facebook adınızı yada linkinizide yazmanızı rica ederiz.Kargo değerli firmamıza aittir.Herkese Bol Şanslar:)
Hediyemiz Türkiye için geçerlidir.Yurtdışı gönderimi yoktur.

Kitap Mimi



Mim Yazımızın konusu kitaplar:)
1.Ne sıklıkla kitap okursunuz?
Genelde akşamları uyumadan önce okurum.Bazen otobüste okuduğumda görülmüştür özellikle uzun bi seyahatse,yada tatilde sahilde güneşlenirken:)
2.En sevdiğiniz yazar/lar?
Elif Şafak,Adam Fawer,Debbie Macomber,Ayşe Kulin,İlhan Uçkan,Duygu Asena,İpek Ongun(zamanında bütün kitaplarını okumuştum)
3.En beğendiğin Kitap/lar?
İskender,Mutluluk Dağıtmak(Delivering Happiness),Olasılıksız,Empati,Küçük Mucizeler Dükkanı,The Secret,Bir Genç Kızın Gizli Defteri,PuCCa Günlük,Kadınlık Bizde Kalsın,Kadının Adı Yok,Doğru Erkeği Bulma Klavuzu,Maya.
4.(Yerli/yabancı) hangi yazarların kitaplarını daha çok tercih edersin?
Öyle bir ayırım yapmam genelde ilgimi çeken kitapları okumayı tercih ederim.
5.Bugüne kadar en beğendiğin kitap serisi?
Küçük Mucizeler Dükkanı'nın ilkini bitirdim ama tamamını 8 kitapmış sanırım hepsini okumayı düşünüyorum.
6.Daha çok hangi tarz okumaktan hoşlanırsın?
Gerçekten yaşanmış yada gerçeğe çok yakın kitapları,yeni şeyler öğrenebileceğim gelişim kitaplarını seviyorum.
7.En son hangi kitabı okudun?
Ayşe Kulin-Gizli Anların Yolcusu
Aslında onu okuyalı epey oldu,Merak Ettikleriniz isminde bi kitap okudum ama henüz blogumda bahsetmedim.Doğal güzellikle ilgili bi kitap okuyorum şu an ama bitince yazıcam:)
8.Şu anda hangi kitabı okuyorsun?
Doğal güzellik :) Damla'mın kitabını bekliyorum,yeni ulaştı ama heyecan için henüz paketimi açmadım:D
9.Kitap blogları hakkında ne düşünüyorsun? Yeterli mi?
Kitap bu dünyaya yeterli değil ki bloglara yeterli olsun:) Kitap blogları çoğalsın,ben mesela kitap blogu değilim ama zaman zaman okuduğum kitaplara yer veriyorum. Yani kitap bloglarında genelde gördüğüm şey,kendi görüşleriyle yazmamaları tabii yazanlarda var ama yayınevi reklamı yerine ben kitabın tanıtımında okuyan kişinin kendi görüşlerini öğrenmek isterim.
Bu mesela kozmetik blogları içinde geçerli kullanmadığı ürünü yazan kozmetik blogu gibi.Ben ürünün kullanımını merak ediyorum,faydalarını yada zararlarını.Buna benziyor kitap bloglarıda.Bana o kitaptan ne öğrendiğini yada nasıl bi kitap olduğunu yazmalı..
10.KİTAP OKUMAK sizin için ne ifade ediyor?(cevabını en çok merak ettiğim soru)
Kitap olmadan yaşayan insan bomboş yaşayan bi insandır.Ne olursa olsun günde en az bi kez kitap okumalıyız bence.Kitap okurken başka bi dünyaya geçiyoruz.Bunun hazzını anlamayanlar boşuna yaşıyorlar gibime geliyor:)

resim alıntıdır.

Planı Olan Bir Adam Gibi mi Duruyorum?


Planı olan bir adam gibi mi duruyorum?
Benim ne olduğumu biliyor musun?
Ben arabaları kovalayan köpek gibiyim.
Eğer yakalasam bile ne yapacağımı bilemem.
Anlarsın ya ben sadece yaparım.

resim özel birisinden özel olarak alınmıştır.hakkınıda bana helal etmiştir.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

İkinci Şans


Düşündümde en az herkes kadar salak yada aptal olduğuma karar verdim.İçimdeki pozitiflik ve neşe yine karamsarlığıma müsaade etmedi.Yada şunu düşündüm kimsenin ne yaptığı beni ilgilendirmiyorsa,benim ne yaptığımda kimseyi ilgilendirmez.Eğerki büyük bir merakla beni arıyorlarsa googledan biricitinyeri.blogspot yazarak demekki zamanında ben bunlara iyi koymuşumki bunların içine dert olmuş.Günde 10 defa yazıp yazıp bakıyorlarsa,eski dost bildikleriminde aradığını tahmin ediyorum googledan yada facebooktan.Demekki burada kendi hikayelerini arıyorlar tahminimce.Ve her baktıklarındada kendileriyle ilgili bişey göreceklerini yada benim hayatımda ne olup ne bittiğini görmek için bakıyorlar daha da bakmaya devam edecekler..Ve bende yeri geldiğinde onlardan çokça örnekler vererek buradan onları yazmaya devam edeceğim..Belki benden başka insanlarada aynı şeyleri yapmazlar UTANIRlar diye..tabii onların utanma duyguları ne derece gerçek ne derece doğru..

Bugünkü yazımda şundan bahsetmek istiyorum..Bir insana ikinci şansı asla ve asla vermeyin..Çünkü ilk şansını bi şekilde yitirmiş bir insan,ikinci şansındada aynı hareketleri yapmaya devam ediyor hatta daha fazlasını,iyice yüzsüzleşip daha da çok kalbinizi kırabiliyor..Birbuçuk-İki yıl önce bi ilişkim vardı ve ben fotoğraflarımızı facebooka koymuştum bazı arkadaslarım güzel yorumlar yazdı fotoğraflarımıza,çok samimi olduğum eski bir iş arkadaşım ise bana özelden bi sayfa dolusu mesaj yazmıştı,mesajdada sen napıyorsun hemen onları kaldır insanlar hakkında yanlış düşünecekler,hem sen bu adamı nerden buldun,ne kadar serseriye benziyor(serseri değil baska bi kelimede şu anda yazamıyorum burdan) neden özelini bu kadar herkesle paylasıyorsun,bu gidişle sen kimseyle evlenemeyeceksin diye upuzun ve kırıcı sözler dolu bi yazı göndermiş..Sonrasında ben cevap yazmadım..O ikinci mesajında bu sefer aradan bikaç saat geçmişti,sen bana kırıldın değil mi ama ben senin iyiliğin için bunu yazdım kırmak istemedim yazmış..sonrasında ise ben yok kırılmadım ama tanımadığın biri için hemen serseri diye bişey yazmışsın sonucta o adamı ben hayatıma soktum ve onu sevmeye basladım ve onada bu sekılde bı soz soylemene ızın veremem ki daha tanımıyosun bile..bide fotograflarıda ıkımız cekmıstık hani bööle bi fotomakinesini havadan tutup iki suratın kadraja girmesi şeklinde..neyse ondan cevap yok..derken bıkac gün sonra doğum günümdü..facebook duvarıma arkadaslarım doğumgunu mesajları yazıyorlar tabii oda yazmıs,yeni yaşında evli,mutlu ve çoçuklu olmanı dilerim yazmış..Bende kısmet tabii kısmette olursa olur uygun zamanla uygun insanla diye yazdım..aradan zaman geçti yine cevap yazmış bana ünlü düşünürlerden sözler yazıyo aynı yerden sohbet gibi ben ona o bana iletinin üzerinden tabii herkes görüyo eski iş arkadaslarımız..

Aynı işyerindeydik biz onunla oda oradan birisiyle evlendi eşi ise hala aynı yapımarkette çalışıyor...
Başka bi arkadasımızda o zaman yeni nişanlanmıştı onun duvarınada aynı gün bu facebook profilinin sahibi evliliğe çok yakın görünüyor yazmış.. Derken biz o iletilerden tartısmaya basladık sonunda kavgaya kadar geldik ve ben ikisinide karı-kocayı sildim facebooktan.. Bu seferde twitterdan sayarken oradanda sildim..
Aradan bikaç ay geçti ve o tekrar barısmak istedi..Bende sevgilimden ayrılmıstım bu arada ve o arkadaşımında haklı olduğuna inanmayı düşündüğüm sırada tekrar yakın arkadasımla barıstım..
Derken internetten sıkça konusmaya basladık,yine bulusmaya basladık daha doğrusu ikinci kez evlerine gitmiştim ki tesadüfen eşi normalde o gün izin yapmazken benim sansıma eşinede denk geldim.Eşi de evden ayrılmıyor hani derler yaa karı gibi evde duruyo,ya kızını al git belki biz özel bişi konusucaz,zaten ben senin evde olduğunu bilmiyorum eşin bana işyerinde çalışıyo evde değil dedığı ıcın gelmısım..tepemizden ayrılmıyo her konusmanın içinde eşi..Sonrasında ise eşi benim hayatımla ilgili daha doğrusu genel ifadeler ama benimle ilgili yani sözler söylemeye başladı ve alaycı bi halde..tabii ben anladımki o lafları bana söylüyor..yani bi sırrımı söylediğim sayın dostum o sırrımı gitmiş eşine yetiştirmiş..eşide bana bildiğini belli edici imalı sözlerle aklı sıra laf sokma seklınde..ve o an arkadasıma baktım o nerden bılıyo der gibi oda lafları toparlamaya calısıyo falan..neyse ben eve döndüm..ama aklımda onların o hareketleri..aradan bi zaman gecti nette karsılastık ona neden eşine soyledığını sordum.Hayır söylemedim sacmalama diyo sonrasındada..Eşi demekki erdi herhaldeki benim hayatımdaki sırları bilir hale geldi diye düşündüm.Yani hem benim sırrımı tutamayışına mı yanayım hem dostum gibi görünüp arkamdan iş çevirmene mi yanayım hem bana yalan söylemene mi yanayım,yada sana ikinci bir şansı verdiğime mi yanayım bilemedim..Ama üçüncü bi şansın olmayacak arkadasım..Birde şu durum var bi insanı seversiniz onunla dost olursunuz,belki çevresinde kimse onu sevmiyordur dersınız yada onu herkes yanlıs anlıyor diye düşünüp onu herkese karsı korursunuz ya ben ona oyle yaptım işte..Sadece eşinin işinden dolayı dost-arkadas edinen biriyle dost olmaya çalıştım..yüzüme güldüğü için onu insan yerine koydum..Birde şu var bir insan namaz kılıyor yada maneviyata ilgisi var diye onu iyiniyetli sanmak yetmiyormuş..Bence o namazlarından daha öncesinde insanlara davranıslarını yada kimin kalbini kırıp kırmadığına dikkat etmeli insan..Çünkü eğer dine inanırım ben diyosan şunu bilmelisin kul hakkı ile ahirette olduğunda o kişi seni affetmediği zaman istediğin kadar namaz kıl ama kabul olacak mı?insanların arkasından işler çevirdiğin zaman sırf dalga geceyim eğleneyim diye düşünerek istersen anne ol bence hiçbirşeysin..Sen ve senin gibiler bu şarkıyı dinlemelisiniz!



Bu yazıları arıyorsundur belki diye yazayım dedim eğer okuyosan bil istedim..Aradığın hikaye bu değilse yakında seninkide gelecek..Beni blogumdan,twitterimdan,mailimden yorumları ve mesajlarıyla yalnız bırakmayan blog arkadaslarıma da çok teşekkür ediyorum.
Biricit artık dostlarına gerçekten çok dikkat ediyor ve artık kimseye sırlarını vermemeye karar verdi.
resim alıntıdır.

8 Mayıs 2012 Salı

O Hikayedeki Aptal Kişi


Benim..Bu kadar aptal olmasaydım bu kadar saçma olaylar başıma gelmezdi..O kadar salağımki ee bee salak ee bee gerizekalı sen blogu niye açtın buradan ağlıyorum şu anda bile yazamadıktan sonra ne yapayım ben bu blogu! Twitteri bloga ekledın,facebooktan blogunu yazdın ondan sonra ben ağlıyorum moralim bozuk bile yazamıyosun ee aptalların efendisi.. kim bakıyodur ki belkide bakılıyorsundur korkusuyla yazamıyorum hep güzel seyleri yazma zorunlusu hissediyosun kendini eee Allahın aptal ve yarım akıllı kulu..ne yaydın bu kadar ne koydun twitterını ne yazdın facedende şimdi bön bön bakarsın işte..
Arkadasların okur korkusuyla hep yaz pozıtıf seyler sonrada sahte sanıl sahtesin tabii ne hissettiğini yazmazsan.zaten hep bu aptallığından geldi başına hayatın boyunca 10 yasındada 20 yasındada sımdı 30 yasındasın yıne salaksın yıne aptallığa tam gaz devam edıyorsun ne zaman sende dığerlerı gıbı normal olacaksın?
Kimseye güvenmemeyi,insan yerine koymamayı öğreneceksin ? Sana soruyorum eyyy Allahın akıllar dağıtırken hani bana hani bana diye bakan salak kulu?hani bana diyene kadar oradan bi Eintein ın kaptığı beyinden kapamadın !! anca boyle yaz sacma sapan seylerı ne olacak ki ne gececek eline insanların seni anlamasını mı  bekliyosun?Onlar kendileri anlamıolar seni mi anlayacaklar ki?hani bu dünyada hersey güzeldi hani kötülerin basına kötü olaylar gelirdi..hani iyi!!!lere bişi olmaz dı......Demekki sen dünyadaki en kötü insansınki yakanı bırakmıyor kötü olaylar..hersey benden dolayı..ben iyi değilim..hemde hiç..
şimdi ne yapmalıyım bir sahte blog acıp içimi mi dökeyim,facebooku mu kapatayım,twitteri mi kapatayım,hangısını yaparsam zekamda bı acılma meydana gelir? hangisini yaparsam daha dürüst olurum,yada bu blogu kapamalıyım en iyisi..yok o da değil en iyisi köprüye gideyim ben..ee sen oradada atlıcam diye gidersin baska birine yanlıslıkla celme takıp onu düşürürsün boğazın serin sularına yine bakarsın bön bön..sen sadece salak salak ağla baska ne işe yararsınki..
resimler facebook gothic art sayfasından alıntıdır