15 Aralık 2011 Perşembe

Fazla Merak

Bugün (14 Aralık) bir arkadaşımın doğumgünüydü,eski bir iş arkadaşım.Facebooktan duvarına 'mutlu yıllar heheh yaşlandın'yazayımda doğumgününü kutlayayım dedim.Arama yerine yazınca adını,ilk olarak o değilde eski sevgilim çıktı(zamanında ne kadar çok sıklıkla adını yazıp bakmışımki,direk H.2Q yazınca o çıktı) aa bi baktım adı soyadı tamamda,profil resminde bir kızla resmi var,arkadasımın doğumgününü falan sonra kutlarım diye o şok içinde hemen onun facebookuna baktım.Kim acaba o resimdeki diye,ama resimdeki kızın barbie bebekten farkı 
yoktu yemin ederimki varya kesinlikle manken olmalı.Sarışın ve harika bi vücuda sahip bir barbie bebekti.Ama eski sevgilim acayip tipsiz yani öyle böyle değil,o zamanlar çıkarken arkadaşlarımla tanıstırma imkanım olmamıştı dört sene önce,gerçi kısada sürmüştü bir buçuk ay kadardı,fotoğrafını kim görse nerden buldun bu kıroyu nasıl bi tipsiz sana yakısıyor mu diyordu,bense tip benim için önemsiz daha iyi kadın değeri bilir kimseye bakmaz, aldatmaz,sadık olur demiştim,ama ayrıldıktan iki hafta sonra,ben hala onun için ağlarken o, baska birini bulup o zamanda resmını koymustu o zaman  bir albümde koymustu,su anda ise profil resmi yapmıs ve ilişkileride var yazıyor.Öbür kızda sarısındı yoksa aynı kız mı?Şok oldum resmen,o kadar güzellikteki bir kız nasıl ona bakardıki?Tamam çocuk mühendis,maddi durumuda oldukça iyide,para için mi yani anlamadım valla.. Hem en son taaa bikaç ay evvel facebooktan mesajlaşmıştık o zamanlar niye evlenmiyosun diye sorduğumda evlenmicem ben bir ilişki istemiyorum demişti,peki şimdi bunun kafasına Doğuş'un saksısı mı düştü?
Asıl bana ne oluyosa,ne merak ediyorsun bakıyorsun sana ne sana ne?İster mutlu olsun,ister evlensin sana ne yani?Heh gördünde ne oldu,eski sevgililerinden birinin daha ilişkisi olduğunu öğrendin her zamanki gibi.Çünkü ben nasıl biriysem,benden kim ayrıldıysa,kim ben evlenmeyi düşünmüyorum dediyse evlendi,diğerlerininde sevgilisi var.

50sinde olan Barbie bebek bile evlendi,hatta bebek bile doğurdu,ben hala bekarım diyen biricit facebookunu tamamen kapatmayı düşünüyor.

resimler alıntıdır.

13 Aralık 2011 Salı

Masal

Gökten Üç Elma Düştü,
Üçünüde Ben Yedim,
Yine Düşsün,Yine Yerim..

Belkide bazı masallar böyle mi bitmeli acaba?

Yazıyı yazan biricit bir masalın içinde olsaydım kesin o masaldada evde kalırdım diyerek,yedicücelerin yanına gitti..
resimler alıntıdır.

Gurbet (dikkat hüzün içerir)


Doğduğu,büyüdüğü toprakları terkedip,İstanbul'a gelmişti.Yavuklusunu köyünde bırakmıştı ve kına kokan anasını.Çalışması o başlık parasını toplayıp,aşkına kavuşması gerekliydi.Mecburdu iş ortamı yoktuki,sevdiceğinin babasının istediği başlık parasını nasıl toplayacaktı ki?Mecburdu büyükşehre gelip,çalışıp o parayı kazanmaya.Sonra evlenecekti,bembeyaz gelinlikle görecekti,uğrunda öleceği kadını,canını bile vermeye hazırdı onun için.
İstanbul'a gelince akrabasını buldu,yanına yerleşti,onun gibi bir inşaata girip çalışmaya başladı.Akşamları sevdiceğine mektuplar yazıyor,ondan gelecek cevapları heyecanla bekliyordu.Bir yıl boyunca mektuplaştılar,'seni seviyorum'la biten mektuplar,onun tek tesellisi oluyordu koca İstanbul'da.Anasıylada mektuplasıyordu,mektupları muhtara gönderiyordu,yaşlı kadıncağız okumayı dahi bilmiyorduki,oğlundan gelen mektupları muhtar ona okuduğu zaman sevinçten ağlıyordu kadıncağız.İki seneye yaklaşmıştı artık İstanbul'da,inşaattada usta olunca,aldığı yevmiyeler yerini okkalı bir maaşa bırakmıştı.Çok az bir miktar kalmıştı başlık parasını tamamlayıp,sevdiği kadına kavuşmasına.İstanbul'a alışmıştı sanki,hem işini iyi yapıyordu,İstanbul'un tek sevmediği şeyi sevdiklerinin yanında olmamasıydı.Belkide diyordu onları köye gidip alır getiririm burada mutluca yaşarız.Derken havalar soğumaya,İstanbul sert yüzünü kışının soğukluğunu gösterdi.
Kar yağıyordu dışarıda.Derken sevdiğinden mektuplar gelmemeye başladı,anasına yazıyor ondan belki cevap alırım diye ümitleniyordu.Sevdiği kadın son mektubunu ' seni seviyorum,bana kızma söz ver,hakkını helal et.' diye bitirmişti.O buna bir anlam verememişti ama mektubuna cevapta alamayınca iyice kafası karışmıştı.Dışarıdaki soğuk değilde,yarinden gelmeyen mektup içini,kalbini üşütmeye yetmişti.Başlık parasını sonunda tamamlamıştı,köyünde güzel bir düğün yapıp sevdiğinide,anasınıda alıp İstanbul'a getirecekti.
Köye gittiğinde,birbuçuk aydır haber alamadığı yavuklusunun yanına gitti ilk,ona aldığı gelinliği verecekti.Evlerinin önünde önce kızın annesini gördü,ne kadarda yaşlı ve üzülmüş bir haldeydi.Ne olabilirdiki?Sevdiceğinin kardeşini gördü,saklandığı ağacın arkasından 'fatma' diye fısıldadı yavaşça.Fatma kendisine seslenildiğini anladı,annesi eve girince,onun yanına geldi.
-İnanamıyorum abi geldin demek..
-Geldim tabii.ablan nerede hemen çağırıver çok güzel haberlerle geldim,birbuçuk aydır mektup yazmadı ablan bana,hemen çağır hemen görmeliyim onu..
-Abi..ablam..
-Ne oldu?Birşey mi oldu yoksa..
-Ablam öldü.
Sevdiceğinin öldüğünü duyduğunda,duyduğuna inanamadı yanlış mı duydum diye düşünürken,küçük kız anlatmaya devam ediyordu.Sen gidince ablam hep seni düşündü,sana mektuplar yazdı her gece aşkından,hasretinden seni sayıkladı,ağladı durdu.Çok seviyordu seni.Babam iki ay önce onu karşı köyün ağasıyla evlendireceğini söyledi,düğün gecelerinde ise kendini öldürdü.O an başından kaynar sular döküldü,genç adam elindeki içinde gelinlik bulunan paketi yere düşürdü..
Aslında hikayenin sonunu,kavuşabilirler diye yapmak isterdim,yada kız başkasıyla evlenmişte olabilirdi.Ama bilmiyorum 'pencereden kar geliyor' şarkısını dinleyince belkide böyle bir hikayesi var diye hissettim..
Aslında 'Gurbet' bir kız ismiydi..

hüzün dolu yazılar yazamayacağını anlayan biricit arkasına bile bakmadan müzik dinlemeye gitti.
resimler alıntıdır.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Yöresel Aşk Yumurtası


Merhabalar,

Bu sefer size çok kolay hazırlayabileceğiniz fakat herkesinde yapamayacağı, bir yemek tarifi yazıyorum.
Ama önceden belirteyim,evde tek başınıza denemeyin.

Yöresel Aşk Yumurtası 
- 2 yumurta ( tek asla olmaz,yalnızlık kötüdür,yumurtanızı yalnız bırakmayın,yanında bir arkadaşı olsun.Arzuya ve kalabalıklığınıza göre ölçüyü artırabilirsiniz.)
-Sıvı yağ veya margarin (heee parayada kıyarım derseniz tereyağı öneririm,iyi gider)
-Tuz ve baharat ( kırmızı pul biber,karabiber,kimyon,kekik benim tercihimdir,arzuya göre istenilen baharatları ekleyin,baharat candır..)
-Bir adet tava (tercihen teflon,yoksada kafaya vurdumu ses çıkaracak cins bişey olsun.)


Tavamıza yağımıza koyuyor,sonrasındada yumurtaları birbirine vurarak kırıyoruz.Tavamıza yumurtaları atıyoruz,yalnız birşey unutmadık mı?

Yemeğimizin içine sevgimizi,aşkımızı katmamız lazım.Eğer içinizde yumurta kırmak için büyük bir heves istek yoksa hiç denemeyin derim,yumurta kırmak özel bir yetenekte ister ayrıca.
Kabukların yemeğin içinde olmaması lazım.Sizin yumurtayı kırarkenki isteğinizi,yemeğinizi yiyecek olan kişilerin,hissetmeleri lazım.Bu işe gönül vermeniz lazım.

Hayattada bu böyledir;bir işe gerçekten gönül vermeden yapılan işlerden kimseye hayır gelmez.Birşeyi istiyorsanızda bir türlü olmuyorsa yeterince gönül vermemişsiniz demektir,şöyle düşünüp; ' ben yapabileceğimin en iyisini yaptım mı,bütün herşeyi yaptım mı' diye kendinizi sorgulamalısınız.Cevabınız evetse,birşeyi çok istiyorsunuz,çok gönül verdiniz ama bir türlü olmuyorsada bu evrenin size 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir.O zaman bazı şeyleri zamana bırakmanız gerekir.Umduğunuz şey er yada geç hatta siz ondan vazgeçtiğinizde,onu düşünmediğiniz anda gerçekleşir.
Bu süreçte ise sabretmelisiniz,umutsuzluğa kapılmamalısınız,herşeyin bir çaresi olduğunu unutmamalısınız.

Üniversiteden yakın bir arkadaşım vardı,halende görüşüyoruz.Okuldan mezun olunca zart diye iş bulamadık,iş aradığımız dönemler oldu,iş deneyimlerimiz oldu çeşitli alanlarda.Arkadaşım Türk Hava Yollarında hostes olmayı kafasına takmıştı,hemde ne takma.. Ama farklı bir yerde hostes olmak değil,illede THY olacak o derece.Sınavına girdi,yabancı dil mülakatını bir soru yüzünden kazanamadı.Öyle bir depresyona girmiştiki,kimselerle konuşmuyor,görüşmüyor,kimseyle bağlantısı olmasın diye msnni, facebookunu bile kapamıştı.Aradan birkaç ay geçti,başka bir havayolunda çalışmaya başladı.Sonra hostesliğin kendisine göre bir meslek olmadığını anladı,şu an farklı bir sektörde çalışıyor.O saçmaladığı döneme ise gülüyor, o ben miydim? diye hatırlıyor.

Bir yumurta tarifi yazayım dedim nerelere geldik,en iyisi bi yumurta kırayımda yiyeyim ben.Kalbinizin yöresinden geçen yumurtaları afiyetle yemenizi dilerim.

Yumurta yemeye giden biricitten bakalım haber alınacak mı?
resimler alıntıdır.