kariyer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kariyer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11 Ekim 2016 Salı
Ofistekiler Kitabı Yorumum
Bol kitap okumalı ayları geride bırakırken; blogumda bugün Ofistekiler kitabına yer vermek istedim. En son bitirdiğim kitap olmasının yanı sıra konusunu çok ilgi çekici buldum ve beğendiğim bir kitap olduğu için sizlerle de paylaşmak istedim. Bence kişisel gelişim kitaplarını okumak yerine daha gerçekçi kitaplar okusak iş hayatı ile ilgili gerçekten çok şeyler öğrenmiş olacağız. İnsan Kaynakları, iletişim, reklam ve yayıncılık alanlarında uzun yıllar projeler yönetmiş olan Lale Erol Ulutaş'ın yazdığı 'bir plaza romanı' sloganı ile gerçekçi bir dille yazılmış ve kendinizden oldukça çok şeyi bulabileceğiniz bir kitap. İş hayatı ve kariyer konularını aynı zaman da da evli çalışanların,çocuklu çalışanların ve bekar çalışanların özellikle de kadın çalışanların iş hayatında yaşadıkları olayları konu alması, kendimden de oldukça fazla şey bulmama neden oldu. Ben bekar bir çalışan olarak bu kitabı okuduğumda romanın baş karakteri Rüya'nın yaşadıklarını gerçekten anladım, bazı yerleri okurken iş hayatında karşılaştığım bazı karakterleri bu kitabın içinde gördüğüm anlarda oldu. Sonunu büyük bir merakla okudum, sürükleyici bir kitap. Çok gerçekçi buldum bu kitabı, çalışanların özellikle okuması gerektiğini düşünüyorum ve şiddetle okumanız için tavsiye ediyorum.
Yaşama Açılan Pencere Kitap blogger davetimizde bizlere Minval Yayınları da okumamız için verilmişti, bu güzel kitap için çok teşekkür ediyorum, çoğu konuda bana yol gösterici oldu ve gerçekten dürüst olduğum için kendimle gurur duymama neden oldu, çünkü her insanın kafasında acaba ben yanlış yapıyor muyumlar vardır çokça hem de.. Okurken Rüya acaba ne yapacak; nasıl davranacak diye düşünürken kendimi de sorguladım.
Etiketler:
iş hayatı,
iş hayatında kadınlar,
kadın blogu,
kadın erkek ilişkileri,
kariyer,
kitap,
kitap blogu,
ofistekiler,
ofistekiler kitabı okuyanlar,
Ofistekiler Kitabı Yorumum
12 Aralık 2011 Pazartesi
Yöresel Aşk Yumurtası
Merhabalar,
Bu sefer size çok kolay hazırlayabileceğiniz fakat herkesinde yapamayacağı, bir yemek tarifi yazıyorum.
Ama önceden belirteyim,evde tek başınıza denemeyin.
Yöresel Aşk Yumurtası
- 2 yumurta ( tek asla olmaz,yalnızlık kötüdür,yumurtanızı yalnız bırakmayın,yanında bir arkadaşı olsun.Arzuya ve kalabalıklığınıza göre ölçüyü artırabilirsiniz.)
-Sıvı yağ veya margarin (heee parayada kıyarım derseniz tereyağı öneririm,iyi gider)
-Tuz ve baharat ( kırmızı pul biber,karabiber,kimyon,kekik benim tercihimdir,arzuya göre istenilen baharatları ekleyin,baharat candır..)
-Bir adet tava (tercihen teflon,yoksada kafaya vurdumu ses çıkaracak cins bişey olsun.)
Yemeğimizin içine sevgimizi,aşkımızı katmamız lazım.Eğer içinizde yumurta kırmak için büyük bir heves istek yoksa hiç denemeyin derim,yumurta kırmak özel bir yetenekte ister ayrıca.
Kabukların yemeğin içinde olmaması lazım.Sizin yumurtayı kırarkenki isteğinizi,yemeğinizi yiyecek olan kişilerin,hissetmeleri lazım.Bu işe gönül vermeniz lazım.
Hayattada bu böyledir;bir işe gerçekten gönül vermeden yapılan işlerden kimseye hayır gelmez.Birşeyi istiyorsanızda bir türlü olmuyorsa yeterince gönül vermemişsiniz demektir,şöyle düşünüp; ' ben yapabileceğimin en iyisini yaptım mı,bütün herşeyi yaptım mı' diye kendinizi sorgulamalısınız.Cevabınız evetse,birşeyi çok istiyorsunuz,çok gönül verdiniz ama bir türlü olmuyorsada bu evrenin size 'sen bakarken soyunamıyorum' deme şeklidir.O zaman bazı şeyleri zamana bırakmanız gerekir.Umduğunuz şey er yada geç hatta siz ondan vazgeçtiğinizde,onu düşünmediğiniz anda gerçekleşir.
Bu süreçte ise sabretmelisiniz,umutsuzluğa kapılmamalısınız,herşeyin bir çaresi olduğunu unutmamalısınız.
Üniversiteden yakın bir arkadaşım vardı,halende görüşüyoruz.Okuldan mezun olunca zart diye iş bulamadık,iş aradığımız dönemler oldu,iş deneyimlerimiz oldu çeşitli alanlarda.Arkadaşım Türk Hava Yollarında hostes olmayı kafasına takmıştı,hemde ne takma.. Ama farklı bir yerde hostes olmak değil,illede THY olacak o derece.Sınavına girdi,yabancı dil mülakatını bir soru yüzünden kazanamadı.Öyle bir depresyona girmiştiki,kimselerle konuşmuyor,görüşmüyor,kimseyle bağlantısı olmasın diye msnni, facebookunu bile kapamıştı.Aradan birkaç ay geçti,başka bir havayolunda çalışmaya başladı.Sonra hostesliğin kendisine göre bir meslek olmadığını anladı,şu an farklı bir sektörde çalışıyor.O saçmaladığı döneme ise gülüyor, o ben miydim? diye hatırlıyor.
Bir yumurta tarifi yazayım dedim nerelere geldik,en iyisi bi yumurta kırayımda yiyeyim ben.Kalbinizin yöresinden geçen yumurtaları afiyetle yemenizi dilerim.
Yumurta yemeye giden biricitten bakalım haber alınacak mı?
resimler alıntıdır.
28 Kasım 2011 Pazartesi
yönetici tipleri...
1-Vurdumduymaz,ilgisiz yönetici: Bu yönetici tipi genelde hiçbir yaptığınız işle ilgilenmez,başarılarınızı övgülendirmez,sizi kaale bile almaz.(almazsan alma lavuk,seni kim kaale aldı ki?)
2-Yalaka Yönetici: Bu yönetici tipi genelde bölüm sorumlusu,departman sorumlusu sayılan,hiyerarşide bir üstü tarafından yönetilen yöneticidir.Üst kademedeki yöneticiyi yıkamayı,yağlamayı çok sever.Yer yer yalakalıklarıyla,yer yer kendi çalışanlarından aldığı bilgilerle yönetimi etkilemeye çalışır.En önemli özelliği iyi biri gibi görünmesidir fakat sizi sattığı anda gerçek yüzünü anlarsınız.(yere tükürdüm onuda yalasana,Seden Gürel-Çalkala şarkısı sana yazılmış adamım)
3-Kullanmaya çalışan Yönetici:İşle ilgili hiç bir bilgisi olmamasına rağmen,sizin bildiğiniz şeyleri,yaptığınız işleri,kendi yapmış gibi üst yönetime bildiren kişidir.Siz sadece kullanıldığınız ile kalırsınız.(sakızımı lağıma attım,alıp çiğne)
4-Nazi Fikirli(erkekse Fredy Kruger-kadınsa Blair Cadısı) Yönetici:Bu yönetici tipi; çalışanını insan olarak görmez.Adeta sizi at yada eşek konumuna sokmaya çalışır.Sürekli size bağırır,çağırır bu şekilde disiplini ve iş düzenini sağlayacağını sanmaktadır.Sizin mola yapmanızı,yemek yemenizi bile istemez sizin sadece çalışmanızı,mesailere kalmanızı ister.Sürekli insanların içinde sizi rencide edici cümleler kullanarak,hem üzülmenizi hemde başkalarının sizi verimsiz görmelerini sağlar,üstüne üstlük moralinizide sıfırlar.Yaptığınız hiçbir işi beğenmez,nasıl bir portakalı sıkarsınızda suyu cıkarda posası kalır ya,o sızın o posanızıda sıkmaya calısır,hatta sizden sabun bile yapmayı düşünebilecek bir yapıdadır.(ekinler baş vermeden kör buzağı topallamaz,merci poku mu yii)
5-Cimri Yönetici:Bu yönetici tipinde,yönetici hem patrondur,hemde yönetici statüsündedir.Çalışanlarının maaşlarını zamanında ödemeyen,onların maaşlarıyla ne yaptığı belli olmayan yöneticidir.İşçiler maaş almayı beklerken,günler,haftalar,aylar geçmektedir.O kadar cimridirki ucuz çay,ucuz yemekle çalışanlarını mutlu ettiğini sanmaktadır.(ekmek bedava,su bedava,bedava yaşıyoruz bedava,beyinde bedava)
Umarım bu tipteki yöneticilerle hayat boyu karşılaşmazsınız.İyi yöneticilerde yok mu?Tabiiki var.Çok sevdiğim,tanıdığım,çalışan personelleriyle arkadaş gibi dost gibi olan yöneticilerde var.Yönetici dediğin önce insan olmalı,gerisi boş ve hikaye.
Yazıyı yazan Biricit,kendine demli bir cafeé yapmaya gitti,sizde yatın uyuyun,işe geç kalmayın,sonra yöneticiniz sizi sevmez.
resimler alıntıdır.
26 Kasım 2011 Cumartesi
iş görüşmesinde ne giymeli?
Hayalinizdeki iş için sizi aradılar ve görüşmeye çağırdılar..İşte en önemli ana geldiniz..İş görüşmesinde ne giyeceğiz stresi sizi sarmaya başladı..
İş görüşmesinde koyu renkli kıyafetleri giymelisiniz.Bu sizi ciddi,işi almaya istekli gösterecektir.Koyu renkler derken; siyah ve lacivert rengi kullanabilirsiniz.Beyaz bir gömlek,siyah bir pantolon yada siyah bir etek birbirini iyi kombine edecektir.Beyaz gömleği özellikle tavsiye ediyorum,çünkü beyaz karşınızdakinize güven veren bir renktir.Unutmayın ilk intiba her zaman çok önemlidir.Ama unutmayınki,İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır,düşünceleri ile uğurlanırlar.
Tabii bu söylediğim daha çok tutucu mesleklerle ilgili.(finans,bankacılık vb.) Bunun yanısıra yayıncılık,medya gibi sektörlerde çalışıyorsanız iş görüşmenizde biraz daha renkli kıyafetleri tercih edebilirsiniz.Ama sakın günlük yaşamda kullandığınız tarzdaki kıyafetleri tercih etmeyin.
Jean pantolon giymek isteyebilirsiniz,fakat bunu denemeyin.İş görüşmesini ciddiye almamış gibi bir hava yaratabilirsiniz.Perakende yada mağazacılık sektöründe çalışıyorsanız; bıraz rahat ama yinede ciddi bir görünüm verebilecek tarzdaki kıyafetleri seçebilirsiniz.Yinede t-shirt,capri pantolon gibi kıyafetlerden kaçınmalısınız.İlk izlenim her zaman önemlidir,iş hayatında,insanlarla olan ilişkilerimizde,insanların hakkınızdaki görüşleri sizleri gördükleri ilk iki dakika içinde oluşur.
Şimdi sıra geldi renklerin manalarına ve insanların üzerindeki etkilerine.Benim en sevdiğim ve sürekli kullanmaya çalıştığım renkler mor,mavi ve siyahtır.Beyaz rengi o kadar çok kullanamıyorum,zira ne zaman beyaz renk giysem üzerime birşey döküyorum.Gri renkte gardrobumda mevcut değildir çünkü beni çok bunaltıyor,daraltıyor,adeta depresyona girmemi sağlıyor.
Uzmanların renkler hakkındaki görüşleri ise şu şekilde: ( http://www.renklerinanlamlari.com/renklerin-anlamlari.html )
SİYAH; hüznü, yalnızlığı, sıkıntıları ve endişeleri hatırlatarak karamsarlığı artıcı etkiler gösterebilir. Ölümü çağrıştıran siyah, genellikle matemin rengi olarak bilinir. Siyah renk aynı zamanda, gücü, soyluluğu, ağırbaşlılığı, hırsı ve tutkuyu ifade eder. Konsantrasyonu arttırır.
Gücü ve soyluluğu çağrıştırdığı için makam araçlarında en çok kullanılan renktir. Siyah renk, hakim olduğu ortamlara gizem katar. Karamsarlığı arttırabileceğinden özellikle çocuk odalarında kullanılmamalıdır.
Siyah rengi seven insanlar genellikle özgüveni yüksek, azimli ve kararlı kimselerdir. Kendi kararlarını kendileri vermek isterler. Bu özellikleri ile iş hayatında başarılı olabilirler, fakat inatçılık ve aşırı hırs gibi olumsuzlukları dengelemeleri gerekir. Ayrıca, siyah giyen insanların ruhsal sorunlarının daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Özellikle çocuklarda inatçılığa ve depresyona neden olabilir.
Siyah renk, kendine güveni ve konsantrasyonu arttırır. İnatçılığa ve hırsa neden olabilir.
BEYAZ;saflığın ve temizliğin simgesidir. Soğuk kanlılığı, asaleti, masumiyeti, istikrarı ve devamlılığı temsil eder. Huzur ve güven verir. Düşünce gücünü arttırır. Aynı zamanda insana hüzün veren, dertlerini ve sıkıntılarını hatırlatan bir yanı da vardır. Belki de bu yüzden, Çinliler beyazın matem rengi olduğuna inanırlar.
Beyaz renkle boyanan mekanlar daha geniş ve ferah olarak algılanır. Bu etkisinden dolayı, özellikle banyo, mutfak gibi dar mekanlar ile misafir odaları için uygun bir tercih olabilir. Bütün renklerle uyum sağlayan, tamamlayıcı ve dengeleyici bir renk olarak diğer mekanlarda da rahatlıkla kullanılabilir. Işığı yansıtan beyaz renk, az ışık alan mekanlar için de uygundur.
Temizliği ve sağlığı çağrıştırdığı için, beyaz renk hastaneler ve ilaç firmaları tarafından çok sık kullanılır. Neredeyse bütün ilaç kutuları beyaz renktedir.
Beyaz renk giyenler daha istikrarlı, güvenilir ve temiz olarak algılanırlar. Ayrıca, insanı daha genç gösterir.
Beyaz rengi seven insanlar genellikle, temizliği, aydınlığı ve düşünmeyi seven, hayal dünyası geniş, soğuk kanlı ve uzlaşmacı kişilerdir.
Beyaz renk insan sağlığı üzerinde de etkilidir. Bu nedenle, akciğer ve bağırsak hastalıkları ile şeker hastalığının tedavisinde beyaz renkten faydalanılabilir.
MAVİ;gökyüzü ve deniz; özgürlüğü, huzuru ve sonsuzluğu ifade eder. Mavi renk durağan ve çok göze batmayan bir renk olduğu için özellikle arka fonlarda kullanılabilir. İnsana rahatlık ve huzur veren, dinlendirici bir renktir.
Mavi rengi seven insanlar genellikle sakin, düzenli, güvenilir, sadakat sahibi, barışçıl ve içe dönüktür.
İnsanı sakinleştirici etkileri vardır. Bu nedenle, bazı okullarda mavi renk kullanılmaktadır. Dinlenme mekanları ve yatak odası için de uygundur. Sakinleştirici etkilerinden dolayı çalışma mekanlarında kullanılmamalıdır.
Mavi renk, gözleri ve sinirleri rahatlatır. Göz hastalıklarına ve stres, sinirsel baş ağrısı ve migrene karşı faydalıdır. Guatr, boğaz ve bademcik ağrısı gibi boğaz hastalıklarında mavi renk tedaviyi destekler. Kızamık, boğmaca gibi çocuk hastalıklarında etkilidir. Diş çıkaran çocukları rahatlatmaya yardımcı olur. Sakinleştirici ve kan akışını yavaşlatıcı etkileri ile tansiyonu düşürür. Bu özelliğinden dolayı yüksek tansiyonda ve ateşli hastalıklarda faydalıdır.
Mavi çok yoğun olarak ya da koyu tonlarda kullanılırsa insana sıkıntı verebilir. Açık mavi ise buzu çağrıştırır ve insanda soğukluk ve yalnızlık hissi uyandırabilir. Mavi güvensizliğe, aşırı duygusallığa ve tembelliğe neden olabilir. Bundan dolayı, karamsar kişiler için uygun bir renk değildir.
KIRMIZI;fiziksel anlamda hareketliliği, dinamizmi ve gençliği; duygusal anlamda ise mutluluğu, azim ve kararlılığı ifade eder. Bir nevi gücün ve azmin simgesidir. İnsanı harekete geçirir. Hareketliliğin ve azmin ihtiyaç duyulduğu yerlerde kırmızı kullanılması uygun olabilir. Çünkü kırmızı renk insana şevk, azim ve hareketlilik kazandırır. Bundan dolayı özellikle gençlere hitabeden ürünlerde kırmızı sıkça kullanılır.
Kırmızının, özellikle yakın mesafelerden, fark edilmesi kolaydır. Bu nedenle, uyarı işaretlerinde genellikle kırmızı renk kullanılır. Fakat uzaklaştıkça kırmızının fark edilmesi zorlaşır. Bundan dolayı, uzak mesafelerden fark edilmesi istenen işaretler için mavi renk daha uygundur.
Kırmızı ilk anda dikkat çekicidir, fakat uzun süre kırmızı ışığa maruz kalınırsa rahatsız ve tedirgin edici olmaya başlayabilir. İlk anda kendine çeken kırmızı, sonra kendinden uzaklaştırmaya başlayabilir.
Kırmızı renk iştah açıcı olmasının yanında zaman kavramını da unutturmakta ve uykuyu kaçırmaktadır. Bu nedenle, özellikle yemek odalarında ya da lokantalarda tercih edilebilir. Kolay fark edilmesi, önce kendine çekmesi ve sonra uzaklaştırması fast-food türü işyerlerinde çok sık olarak kullanılmasına neden olmaktadır.
Uzun süre kırmızıya maruz kalmak duyarsızlığa, kabalık, kızgınlık ve saldırganlığa zemin hazırlayabilir.
Kırmızı renk tansiyonu ve kan akışını hızlandırır. İnsana hareketlilik kazandırır ve mutluluk verir. Bu özellikleri ile hüzünlü olanları neşelendirmeye yardımcı olur. Kansızlık, soğuk algınlığı ve felç gibi şikayetleri olanların tedavisini destekleyici olarak kullanılabilir. Bununla birlikte yüksek tansiyon, gerginlik ve yüksek ateş gibi olumsuzluklara da zemin hazırlayabilmektedir.
Kan akışını hızlandıran ve hareketliliği teşvik eden kırmızı aynı zamanda tahrik edicidir. Bundan dolayı, özellikle çocuk sahibi olamayan ya da birbirine daha yakın olmak isteyen çiftler için yatak odasında ve geceliklerinde tercih edebilecekleri bir renktir.
SARI;İnsana sevinç ve coşku verir. İlham vericidir. Bilgiyi ve bilgeliği ifade eder. Mutfak için oldukça uygundur.
En parlak renk sarıdır. Sarı renk sıcak bir renk olmakla birlikte, yeşile kaçan tonları soğuk bir renk gibi algılanır. Bu nedenle, sarı canlılık ve neşenin rengi olduğu kadar, hüznün ve sonbaharın da rengidir. Bu iki zıt etkiyi de içinde barındırdığı için insanda duygu ve zihin karışıklığına neden olabilmektedir. Fazla ilham verici olduğu için zihin karışıklığına neden olabileceğinden çalışma odalarında kullanılması tavsiye edilmez. Ayrıca, dinlenme mekanları için de uygun bir renk değildir.
Sarı renk aynı zamanda geçiciliği de ifade eder. Çok dikkat çekici olması ve geçiciliği ifade etmesinden dolayı taksilerde en çok kullanılan renktir.
Sarı midenin ve sindirim sisteminin de rengidir. İştahı açar, hazımsızlığı ve sindirim sistemi rahatsızlıklarını önlemeye yardımcı olur. İştah açıcı etkisi ile özellikle iştahsız çocuklar için faydalıdır. Vücuttaki zehirli maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasını kolaylaştırır ve kanı temizler.
Sarı renk zihin faaliyetlerini arttırır ve insana cesaret verir. Bu nedenle, sorumluluk ve yönetim gerektiren işlerde başarılı olan birinin sarı rengi seviyor olmasına şaşırmamak gerekir. Sarı rengi seven insanlar ilgi çekmekten ve her şeyin kendi kontrollerinde olmasından hoşlanırlar. İşlerin kendi kontrollerinden çıkmasına ise tahammül edemezler.
YEŞİL;İnsana huzur verir ve rahatlatır. İç açıcı ve güven veren bir renktir. Aynı zamanda umudu, yeniliği, gençleşmeyi ve yeniden canlanmayı çağrıştırır. Paylaşım, cömertlik ve uyumun rengidir.
Yeşil rengi seven insanlar genellikle üretken, çevresiyle uyumlu, içten ve doğayı seven insanlardır. Aynı zamanda hareketlerinde dengeli ve düzenlidirler.
Yeşil renk, üretkenliği arttıran etkisiyle özellikle mutfak için uygundur. Hastanelerde de hastaları rahatlatmak için kullanılması faydalı olur. Girişlerde yeşil renk kullanılması girilen ortama güven duymaya ve rahatlamaya vesile olur.
Yeşil renk insanı rahatlatır ve huzur verir. Gözleri dinlendirir. Verem ve kalp hastalıklarına karşı faydalıdır. Mide rahatsızlıklarına karşı direnci arttırır. Zehirli maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olur. Sinirleri destekler. Hücrelerin yenilenmesini ve onarılmasını sağlar.
Olumsuz etkileri olarak, aşırı rahatlama sonucu umursamazlık, yorgunluk hissi ve tembelliğe, ayrıca kıskançlığa neden olabilmesi sayılabilir. Çalışmaya yatkın olmayan, yani tembel, kişilerde tembelliği daha da arttırabileceği için bu kişilerin çalışma ortamlarında yeşil rengin hakimiyetinden kaçınmak faydalı olacaktır.
MOR;zenginliği, asalet, lüks ve ihtişamı çağrıştıran bir renktir. Özellikle açık tonları rahatlatıcıdır. Hayal gücünü arttırarak şevk ve ilham verir. Konsantrasyonu arttırır.
Mor rengi seven insanlar genellikle, ruhsal dünyası ön planda olan, ağır başlı ve asil ruhlu kişilerdir. Duyarlılıkları fazla olduğu için sanat dallarında başarılı olma ihtimalleri daha fazladır.
Mor renk, vücuttaki hormonları ve salgı bezlerinin çalışmasını da etkilemektedir. Özellikle sara, menenjit gibi beyin hastalıklarında tedaviyi destekler. Eklem iltihaplarına karşı faydalıdır. Ayrıca, kanı temizler ve akciğer, karaciğer, kalp ve böbreklerin çalışmasını düzenlemeye yardımcı olur.
Mor renk, kullanıldığı tona göre farklı etkiler gösterebilir. Morun açık tonları olan lavanta, leylak gibi renkler ilham verici etkileri için çalışma odalarında tercih edilebilir. Beyinsel faaliyetleri ve sanatsal düşünceyi arttıran mor, özellikle sanatçıların çalışma ortamları için uygun olabilir.
Mor renk, açık tonlarda ilham ve güven verici etki gösterirken, özellikle koyu tonlarda, mor rengin insanda meydana getirdiği asalet duygusu, bazı insanlarda küstahlık, kabalık ve hatta kavgacı bir yapıya da neden olabilecek şekilde etki gösterebilir. Hüzün, üzüntü ve depresyonu çağrıştıran etkileri de vardır. Özellikle koyu tonlarda, bilinçaltını etkileyerek insanda korkuya ve hüzne neden olabilen mor renk, belki de bu yüzden, intihar edenlerin en çok sevdiği renklerden biridir. Bu nedenle, depresyona yatkın kişilerin, ruhsal sorunu olanların, alkoliklerin ve madde bağımlılarının olduğu ortamlarda kullanılmamalıdır.
PEMBE;kırmızı gibi canlılık verir ama daha yumuşaktır. Mavi renk erkeklerin, pembe ise bayanların rengi olarak bilinir. Neşe ve mutluluk veren bir renk olan Pembe aynı zamanda hayallerin ve aşkın rengidir.
Pembe kız çocuklarının rengidir. Saflığı ve sevimliliği çağrıştırdığı için kız çocukları en çok pembe renklerle bezenir. Bu nedenle, özellikle kız çocuklarının odalarında kullanılabilir. Sakinleştirici etkilerinden dolayı hapishane ve uyuşturucu tedavi merkezlerinde kullanılmaktadır. Ayrıca, pembenin rahatlatıcı etkisinden dolayı, müşterilerin pembe giyen kasiyerlere daha rahat ödeme yaptıkları tespit edilmiştir. Bu nedenle, pek çok mağaza ve markette kasiyerler pembe giymektedir.
Çalışma ortamları için çok uygun bir renk değildir.
Pembe renk, kişide olumlu duyguların oluşmasına yardımcı olur. İnsanı sakinleştirir ve vücudu rahatlatır. Sinir ve böbrek hastalıkları ile epilepsi (sara) hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır.
Pembe rengi seven insanlar, ki bunlar genellikle kadınlardır, duygusal, neşeli, sorumluluklarının bilincinde ve biraz ürkektir, fakat çekingenliklerini fazla belli etmezler.
TURUNCU;dışa dönük, heyecan ve mutluluk verici, dinamik, dikkat çekici, çarpıcı ve iç açıcı bir renktir. Kırmızıdan sonraki en sıcak renk olan turuncu gösterişin ve şatafatın rengidir, fakat kırmızı kadar rahatsız edici değildir.
Turuncu rengi seven insanlar genellikle dışa dönük, hareketli, neşeli ve sosyal ilişkileri kuvvetlidir. Bazen de gösterişe yatkınlık, sürekli haklı olma ve üstün gelme isteği görülebilir.
Turuncu renk metabolizmayı hızlandırır. Canlılık, cesaret ve güven verir. Zihni harekete geçirir. Pankreas, böbrek, dalak sorunları, karaciğer hastalıkları ve mide ülserine karşı faydalıdır. Romatizma şikayetlerini azaltmaya yardımcı olur. Emziren anneler için de faydalıdır.
Turuncu renk, kullanıldığı ortamlara neşe ve canlılık verir. Bundan dolayı, çocuk odalarında, mutfakta ve yemek odasında kullanılabilir. Çalışma odası, dinlenme mekanları ve yatak odası için çok uygun değildir.
LACİVERT;Sezgileri güçlendirir ve karar vermeyi kolaylaştırır. Sonsuzluğu, otoriteyi ve verimliliği simgeler. Fazla göze batmayan bir renktir.
Lacivert insanların üzerinde başarılı ve güçlü imajı bırakır. Bundan dolayı, dünyadaki şirketlerin yarısından fazlası logolarında mavi-lacivert renk kullanmaktadır. Lacivert giyen kişiler de kendilerini daha inandırıcı ve karizmatik hissederler. İnandırıcı ve karizmatik görünmek isteyen iş ve siyaset dünyasındakiler için vazgeçilmez bir renktir. Aynı zamanda, fazla göze batmayan bir renk olduğu için toplum içinde çok göze batmak istemeyenler de laciverti tercih edebilirler.
Lacivert mekanlar özellikle düşünce yoğun çalışmalar için uygundur. Yatak odasında kullanılmamalıdır.
Düşünce gücünü arttırarak karar vermeyi kolaylaştırır. Düşünce gücünü arttırıcı etkilerinin yanında hafızayı da güçlendiricidir. Lacivert renk pijama giyenlerin rüyalarını daha iyi hatırladıkları tespit edilmiştir. Ruh ve sinir hastalıkları ile göz, kulak ve burun hastalıklarında tedaviye yardımcı olur.
KAHVERENGİ;Ciddiyet, dayanıklılık, sadelik, dostluk ve metanetin sembolü olarak kabul edilir. Toplum içinde rahatlığı sağlar. Sosyal denge simgesidir. Zihin üzerinde etkilidir. Çok dikkat çekmeyen bir renktir.
Kahverengi giyen insanlar özellikle toplum içinde rahattırlar. Karşısındaki insanda da resmiyetten uzak, rahat bir havaya neden olur. Kahverenginin verdiği bu rahatlık ve paylaşma isteği konuklarında rahatlık isteyen televizyon programcıları tarafından kullanılmaktadır.
Kahverengiyi seven insanların tenleri genellikle hassas ve duyarlıdır. Duygusal yönleri ağır basar. Kendilerini güvende hissedecekleri tanıdık ortamlara ihtiyaç duyarlar. Sakinliği ve sadeliği severler, fakat yalnızlıktan hoşlanmazlar.
Kahverengi, bulunduğu ortamda insanın hareketlerini hızlandırır. Bundan dolayı, hızlı yemek yenilen hazır yemek salonlarında kahverengi tercih edilir. Zeminde kahverengi kullanmak toprağın güvenliğini hissettirir. Bu nedenle, resmiyetten uzak, rahat ve güvenli bir ortam oluşturmak istenen mekanlarda tercih edilebilir.
Özellikle toplum içinde rahatlık ve güven verir. Zihni faaliyetleri destekler. Çocukların kendilerini güvende hissetmeleri için faydalıdır. Ayrıca, çocuklarda yardım sever olmayı ve yaptığı işi sağlamlaştırmayı teşvik eder.
GRİ;gözün en rahat algıladığı renklerden biridir. Alçak gönüllülüğü ifade eden, uzlaştırıcı ve denge unsuru olan bir renktir. Ciddiyet ve hareketsizliği çağrıştırır. Çoğu devlet kurumunda ağır basan renktir.
Gri rengi seven insanlar genellikle olaylardan uzak durmayı tercih ederler. Kuralcı, tutucu ve hareketsiz yanları ağır basabilir. Karamsarlık ve içe kapanıklığa da neden olabilir. Aktif ve dışa açık insanlar griyi bunaltıcı bulurlar.
Diplomatik ve ağır ortamlarda denge unsuru ve uzlaştırıcı olarak kullanılabilir. Kullanıldığı ortamlarda bunaltıcı bir havaya neden olabileceği için fazla tercih edilmeyen bir renktir. En iyisi tamamlayıcı renk olarak kullanmaktır.
resimler alıntıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)