20 Haziran 2012 Çarşamba

İpekböceği İle Röportaj Yaptım! :)


Çok sevdiğim blog yazarı arkadaşlarımdan biri olan İpekböceği,beni kırmadı Yaz Köşe Röportajlarımın bu haftaki konuğu oldu,işte keyifli röportajımız..:)
Öncelikle yaz köşesi röportajlarımın konuğu olduğun için teşekkür ederim İpekböceğim:)      

Ben teşekkür ederim tatlım güzel sohbetimizi buraya taşımak istediğin için:) 

Blog Dünyasına ne zaman geldin? Hoşgelmişsin tabiiki iyiki gelmişsin İpekböceği neden blog açtın peki:)Daha önceden blogun olduğunu,blogunu kapadığını yazmışsın,buna ne sebep oldu?Ve tekrar blog açmışsın,blog dünyasına girilince sonradan çıkılamıyor mu acaba?    

       Şimdi bu aslında birden soru içeriyor  malum nasıl cevaplayayım bilemedim de en iyisi maddelemek:) *Ben şu yazımda anlattığım gibi uzun yıllar önce başladım yazmaya taa msn space lardan itibaren sayarsak daha uzun, bloggerdan itibaren 6-7 yıl olmuştur tahmini -en az. *İlk açtığım blogumu sevdiğim şiir ve yazıları, öyküleri toparlamak için kullanmıştım.Defter niyetine,çünkü benim hep deri kaplı ajandalarım olmuştur sevdiğim şiirler şarkı sözleri anılar,güncel konular not ettiğim.. internetten bulduklarımı hemen oraya yazar saklardım okunacağından, yorum geleceğinden, arkadaş ekleneceğinden  haberim bile yoktu bunlar az çok space larda da başlamıştı ama ortam çok farklıydı bloglarda. Daha sonra photoshopla kısa şiirleri güzel resimlerin üzerine yazıp e-kartlar yapmaya başladım bunu da ayrı bir blogta yaptım, ama 
zamanla diğer blogları okudukça içini de dökebiliyormuşsun ne güzel dedim ve zamanla kişiselleştirdim bloglarımı ve etiketler kategoriler halinde diğer sevdiğim alıntıları,video ve müzikleri de,kendi fikir düşünce ve duygularımı da aynı yerde toplamanın daha mantıklı olduğunu gördüm. Seçtiğiniz her şey sizin bir yansımanız çünkü, bir şiir, bir alıntı, bir şarkı sizi anlatabiliyor sizi ve duygularınızı sizin becerip kuramadığınız cümlelerle mükemmel bir biçimde. *Ben acemilik zamanımda yaptığım bloglarımı dediğim gibi hepsini bir yerde toplamak amacıyla kapadım en sevdiğim parçaları toplayıp kategorize ederek açtım bir tane tek ve kendimi de yazmaya başladım.Bu arada birkaç blogu bir anda kapamış oldum. Bir süre yazıp sonra yazma hevesimin kaçması, deşifre olmam (kendi rl çevrem tarafından),bloggerın zırt bırt kapanması sebebiyle alan adı alıp yazmam(bu çevre kaybına yol açıyor), ya da sıkılmam sebebiyle de kapadıklarım oldu. Ayran gönüllü davrandım sanırım bu konuda sıkıntıya gelemeyen biriyim ben. Oysa onlar bana geçmişimden anı olarak kalıcaktı pişmanım açıkçası ama böyle olması gerekiyormuş gün gelip bunu da içindekilerle patlatabilirim bir gün. *Girince çıkamamak diye bişey yok ama yazmaya alışmak durumu var..Gelişmek var diğer yandan. Yeniden yazmaya başlamam aynen profilimde yazdığım gibi sms ya da mesaj atarken yani kendimi yazarak ifade etmem gerektiğinde uzun ve noktalamasız yazıyosun hiçbişey anlamıyorum diyen (aslında işine gelmeyen) birine serzenişte bulunmak, içimi dökmek,stresimi atmak, kafamı kendi kendime konuşarak değil yazarak boşaltmak, hah siz dinlemezseniz ben de aha da buraya yazarım demek gibi amaçsız amaçlarla başladım yeniden çünkü ben hep derim ki siz kendinizi konuşarak rahatça ifade ediyo olabilirsiniz ama ben içe dönük biriyim yazarak daha rahat içimdekileri aktarabiliyorum. Tam istediğim gibi olmasa da.. 

Blog Dünyasında kendini nerede görüyorsun?İpekböceğini tanıyabilir miyiz?Blogunun adı neden İpekböceği? 

     Kendimi blog dünyasında herhangi bir yerde görmüyorum. Olmam da gerekmiyor burası benim iç dünyamın bir yansımasından ibaret. Herhangi bir oluşuma veya gruplaşmaya dahil olmak, bazı
hırslar,çekişmeler,hesap kitaplar bana çok uzak..raiting misali istatistikler,okunma sayıları, takipçi sayısı benim için birer anlamsız rakamdan ibaret.Bana samimiyetle yaklaşan, içtenliğine inandığım çok güzel insanlar var burada ve mutluyum bu yüzden, bu benim için bir bonus. Çok sevdiğim bişeyi sadece kendim için yapıyorum çünkü. Ben içimi dökmek için, ruhuma terapi gibi geldiği için burdayım.Bir gün olmayabilirim. İpekböceğini okumanız gerek tanımanız için birkaç satıra sığmam çok zor, ne gördüğünüz kadarım ne de bundan fazlası demek geliyor içimden.. İpekböceği ismini seçme sebeplerim aslında birden fazla,ben değil o ben seçti diyebilirim:) ve kimdir e cevap aslında her biri.. biri blogumun sidebarında duran bir söz:
Bak, ipekböceği kozadan çıkarken alın teriyle ördüğü ipeği yırtıp parçalar. Bu yüzden çiftçiler ya ipeği seçerler, ya ipekböceğini.. İkisini birden koruyamazlar. Çoğu zaman ipeği kurtarmak için ipekböceğinin canını alırlar. Bir tek ipek mendil için bilir misin yüz ipekböceği can verir?
Bu cümleler ne tesadüftür ki benim fedakar,sabırlı ve kendinden sevdikleri için vazgeçen ruhumu çok iyi anlatıyordu.. Diğeri için şu yazımın tümünü okumanız gerek ama şu dizeler özetliyor en güzel biçimde:
Kendi sevgisiyle kendini değiştirerek bir ipekböceğine* dönüşen kadını böyle zamanlarda en ağır yaralayan darbe ise sanırım sevilen erkeğin aldırmaz kibri oluyordu...
Ve benim gerçek ismim İpek ve beni çok seven biri bana böyle hitap ediyor:) Benim kendi dizelerimle ise şöyle tanımlamışım kendimi bir gün:
Ne kozamdan çıkabildim,ne kelebek olup uçabildim..Bir tek günse bile ömrüm,yaşamaya korkmayıp sevgi dolu bir elde ölmek isterdim..

Bir bloga girdiğin zaman seni cezbeden şeyler nelerdir?İlk neye bakarsın? Seni izleyen herkesi takip etmediğini biliyorum,neye göre seçersin izlediğin blogları?     

       Önce tasarımına ve gösterilen özene bakıyorum ister istemez çünkü bu o bloga ve gelen ziyaretçilere verilen önemi gösteriyor.Ama en önemlisi içerik tabii ki ve kullandığı üslup benim için son derece mühim. Evet ben #takipedeniederim türü twittervari bir mantığı reddediyorum biliyorsun:) Blog izlemek önemli bişey benim için kategorisi bana uygun,sürekliliği kendine özgür bir tarzı dili olan ve içten bulduğum blogları izlemeyi tercih ediyorum.Zaman öldürme konusunda kısıtlıyım çünkü .. 

Blog Dünyasında sevdiğin bloglar kimler yada şöyle sorayım,sevmediğin bloglarda yada bloglarda hoşuna gitmeyen hareketler var mı? 
      
 İsim vermiyim unuttuklarım olabilir sevdiklerim zaten çok açık iletişimdeyiz genelde ve çok sıcak bir diyaloğumuz var hepsiyle.Sevmediklerim hoşlanmadıklarım da elbette olabiliyor hoşlanmamışsam veya soğumuşsam ya da zamanla ,acaba ne yapıyo diye gidip bakmam merak etmem sağda solda laf sokmaya çalışmam bunlar absürd şeyler ya da polemiğe hazır her lafa atlayan tipler de var hayretle izlediğim.Kale asla almam.Ergenuslar der geçerim akıl yaşta değil başta ne de olsa.Stres atmaya geliyorum bloguma orası benim dünyam ve artı stres sinir sahibi etmeye kimsenin hakkı yok.Herkesin yeterince sıkıntısı var. Deli gibi blogu tek dünyası,okunmak tek amacı gibi davrananlar da tuhafıma gidiyor başka işleri güçleri  olmadığını düşünüyorum ama daha farklı ortamlara da kanalize etmemliler kendilerini bu benim düşüncem. Ciddi bi furya heline geldi birden bire blogculuk dersleri vermek bundan hiç hazetmiyorum,çok yol katetmeniz lazım bunun için bir kere ve profesyonel kalemler var yol gösteren(hoş onlarında ticari bişey anlatır gibi mekanik davrananları hiç çekilmiyor)ama asla kaynağınız  üç günlük blogcular değil. Bloglarda hoşuma gitmeyen çok şeyler var zaman zaman anlatıyorum blogumda da sorularına verdiğim cevaplarımda da açıkça ima ettim zaten:p Burayı bir dünya yada medyanın kalbi gibi görüp ünlü olduğunu sanan o şeklde yazan çizen davrananlar güldürüyor beni:) 

Blog Dünyasına yeni gelecek arkadaşlarımıza,blog yazmak isteyenlere tavsiyelerin neler? Son olarak okuyucularıma söylemek istediğin bir mesajın var mı? 

     İçlerinden geldiği gibi takılsınlar,yazsınlar kimseyi örnek almasınlar,taklit etmesinler,o zaman hem yazmaktan bıkmazlar hem kendilerini belli bir kalıba sokmadıkları için alabildiğine özgür olurlar ve zamanla özgün,sadece kendilerine has bir dil ortaya çıkar.Ve samimi olsunlar okunmaktan evvel kendileri için yazsınlar. Çok fazla tavsiye veren var herkes ayrı telden çalıyo kendi söyledikleri esasmış gibi bundan hiç hoşlanmıyorum. Kimsenin haddine değil elbette ama bence öneriler diyebilirsiniz ufak tefek.. İşte yok okunayım,çok izleneyim,yok böyle yaparsam pr çabuk artar şöyle yaparsam ceosu yükselir bilmem ne gibi istatistik amaçlı gelmeyin doldurmayın bloggerı:)) bu tarz başta tutsa da matematiksel olarak ne yazana ne izleyene bişey vermez.Elekte kalanlar sadece içten olanlar ve bu hesaplara dalmayanlardır unutmayın:)

İpekböceğime bu güzel,samimi röportajı için teşekkür ediyorum,İpekböceğinin bloguna buradan ulaşıp harika yazılarını okuyabilirsiniz:)

http://ipeksi.blogspot.com/

Yaz Köşesi Röportajlarım yine harika konuklarımla devam edecek..

Biricit mükemmel bir blog yazarı ile mükemmel bir röportajı yapmış olmanın keyfinde..:)
resimler ipekböceğine aittir,tüm haklar ondadır.:)

19 Haziran 2012 Salı

Buyur Burdan Tanı (mim)




Buyur burdan tanı...

Takıntıların var mı yoksa kim takar takıntıları sallamışım dünyayı modunda mı yaşarsın hayatı..


Takıntılarım Olmaz mı? Her normal insan gibi benimde var :)(:
-13 sayısını sevmem,o gün bir işe başlamam.
-Asansöre ve metroya binemem.
-Evden çıkarken çantamı kontrol ederim.(bikaç kez)
-Bjk Maçlarını izlemem,izlediğimde yeniliyoruz çünkü (bu da bi nevi totem)
-İğneden korkarım,aşı yada iğne olamam,kan aldıramam.
-Çift sayı takıntım var.Tek sayıları sevmem,8in uğuruna inanırım.Ayın 8i 18i 28inin uğurlu olduğuna inanırım.
-Yürürken soldan yürürüm,sağ taraf tersime gelir.
-Terlik yada ayakkabıyı ters çevrilmiş görürsem düzeltirim.
-Böcekleri severim en sevdiğim böcek uğur böceğidir mesela:)Böcekten korkmamda hatta yazlıkta falan terlikle bi tane patlatırım üzerine ama cenazesiyle uğrasamıyorum,tiksiniyorum.
-Kahve olmadan yaşayamam.
-El kol hareketlerinden,sulu şakalardan hoşlanmam,evet tikimde var!
-Müzik olarak rock müzik takıntım var ve Dorock Bar'a çok sık giderim.O da bi takıntı gibi..
-Gothic görsel hastalığım var,takip ettiğim yerlerden görselleri alır,biriktiririm.
-Bakımsız ve pis kokan erkeklerden nefret ederim,göz yaşartıcı spreyimi sıkıvericem bigün o olacak!:)
-Garfieldsiz bir hayatımın olacağını düşünemiyorum aslaaaa:)Garfieldli t-shirt,garfieldli bardak,garfieldle ilgili ne görsem alırım,bi tanecik garfieldim var ama kardeş alıcam yanına,şu an ayı yogiyle arkadaşlar:) Garfield takıntılı insanım:)

Eski sevgililerime bir takıntılılığım yok,genelde onların mesela bana takıntıları var sürekli geri dönüyorlar diyen Biricit'in eski sevgilisi hortladı bakalım ne olacak?
resim alıntıdır.

AveSeena Deneyimim :)


AveSeena; bana bu şirin paketi göndermiş:) Bende denedim iki krem(gece-gündüz) ve bir yüz maskesi var paketin içinde.Yaklaşık onbeş gündür kullanıyorum.Kullanıp yazmak istedim.Üç ürünüde beraber kullandım.Kendilerine teşekkür ediyorum,bu güzel deneyim için.



AveSeena Olive Leaf&Oat Dry Facıal Mask: Maske toz halinde, kullanırken siz isteğinize göre soğuk suyla yada maden suyu,soğuk süt,püre yapılmış salatalık,portakal suyu artık isteğinize kalmış hangisiyle isterseniz kuru maskeyi karıştırıp maskenizi yapıyorsunuz.Yüzünüzde 15 dakika bekletip kuruduktan sonra,ılık yada soğuk suyla duruluyorsunuz.Kil maskesi gibi oluyor karısımı yapınca,cildimdeki değişiklikler ise nemlendirme ve derinlemesine temizlik hissi.(ben soğuk su ve soğuk süt ile kullandım)



Maskeyi hazırlarken kullandığımız taze sıvıların etkileri ise şöyle:
Nemlendirici etki için:Maskenizi soğuk su ile hazırlayın.
Mineralli tazeleyici etki için: Maskenizi maden suyu ile hazırlayın.
Besleyici etki için: Maskenizi soğuk süt ile hazırlayın.
Sakinleştirici&Dinlendirici etki için: Maskenizi püre yapılmış salatalık ile hazırlayın.
Vitaminli sıkılaştırıcı etki için:Maskenizi taze sıkılmış portakal suyu ile hazırlayın.



İçindekiler:Akai Çileği, Kuşburnu, Zeytin Yaprağı, Argan, Rhyolite, Yulaf, Pirinç, Beyaz Kil,Yasemin, Gül + Sandal ağacı




AveSeena Mineral Sea Day Cream:Günlük bakım için gündüz kremini ilk sürdüğüm anda bile nemlendirici,canlandırıcı etkisini hissettim.Günlük kullanım için çok uygun.Yağlı bir krem değil,hızlı emilime sahip.



İçindekiler:Sodyum, Magnezyum, Çinko, Mangan, Shea, Avokado, Yosun, Yeşil Çay, Aloe Vera,Sekoya Ağacı Yaprağı, Nane, Okaliptüs + Vitamin E.  İçindekileri de görünce anladımki bitkisel ve doğal bir ürün.




AveeSeena China Doll Night Cream: Kırışıklıklara karşı etkisi olan kremleri kullanıyorum yaklaşık beş yıldır,fakat diğer kremlerimden daha farklı.Farkı ise cildimde hemen emilimi,yağlı olmaması,hemde cildimde beyazlaşma gibi bir aydınlatma meydana getirmesi.Çok güzel bi kokusu var ayrıca,bayıldım:)



İçindekiler:Karaçam, Kusburnu, Yulaf, Pirinç, Yosun, Jojoba, Shea, Kuşburnu, Ayçiceği, Üzüm Çekirdeği + Vitamin E

AveSeena'nın bir başka özelliği de hayvan deneylerine karşı olması,ürünlerinde hiçbir hayvan deneyinin yapılmamış olması.Ürünlerinde paraben türü koruyucular yok,petrol türevi mineral yağ veya parafin gibi maddeleri kullanmıyorlar.Eğer AveSeena'nın ürünleriyle ilgili detaylı bilgi almak,yeniliklerini takip etmek,alışveriş yapmak isterseniz,buralardan takip edebilirsiniz.

https://www.facebook.com/AveSeena
https://twitter.com/#!/AveSeena
http://www.aveseena.com.tr  

Biricit; bu güzel deneyim için AveSeena'ya çok teşekkür ediyor.

18 Haziran 2012 Pazartesi

Bugün Neler Öğrendin? (mim)




Bugün neler öğrendin?
Aslında bunu duyunca aklıma Can Dündar'ın yazısı geldi..Hayattan neler öğrendim?Çünkü aslında öğrendiklerimiz bugünle sınırlı değilki,hergün yeni şeyler öğrenip hayatı öğreniyoruz aslında.Aklıma bi de Jackson Brown’ın ‘Şu Hayatta Neler Öğrendik Neler’  kitabı geldi.Mesela; Bir bebeğin evlilik sorunlarını çözemeyeceğimi öğrendim..Bir toplantıda zekamı ya da sohbetimi göstermek konusunda tercih yapmak gerektiğinde sohbeti seçmenin daha iyi olacağını..
Hayattan öğrendiklerimi yazarsam bu blog yetmez,peki bugün neler öğrendim?İllaki yazacağım o zaman bugünlerde öğrendiğim şeyler bunlar: :)
-İki dostumunda sevdiği insanlar uğruna neleri göze aldıklarını ve ne kadar çok sevdiklerini,benden bin kat daha sabırlı olduklarını öğrendim.Kendiminde ne kadar sabırsız,aceleci bi insan olduğumu.
-Eski komşumuzun kızının yani elimizde büyümüş bebemizin, haftaya evleneceğini,davetiyesini bugün getirdiğinde öğrendim.
-Sıcak havada üstüste çikolata yemenin insanı hem fazlaca mutlu ettiğini(yüzde eblek bi gülümseme meydana geliyor),hemde hazımsızlıktan patlayacak hale getirip baygınlıklar geçirttiğini öğrendim.
-Bu dünyada hala iyi insanlar olduğunu öğrendim( söylemem çok özel)
-'Kendimi ne kadar anlatırsam anlatayım,senin gördüğün kadarım'ı öğrendim.Bazen karşındaki insanın kapasitesine bağlı yani,anlaşılmaya çalışılmakta boş bi kere,varsın anlamasınlar ne olacakki.
-Çok üşengeç olduğumu yine öğrendim,bi haftadır facebooka doğumgünü resimleri yükleyeceğim hala yükleyeceğim:))vakit yok anacım:)
-Bide bunu öğrendim çok güldüm gerçek diolar :)
Düşük Batarya



Biricit derki; şu hayatta hergün yeni birşey öğreniyoruz,öğrenmenin sınırı yok, öğrendiklerinden ders alıp uygulamadıktan sonra öğrensen neye yarar?
resimler alıntıdır.