kadın erkek ilişkileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kadın erkek ilişkileri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Şubat 2024 Pazar

Üst Segment Kadın Düşmanları




Üst Segment kadın düşmanları nedir diyecek olursanız; genel olarak iyi eğitimler almış, belirli mekanlarda takılan, ya da takılıyormuş gibi yapan, eğitimler almış gibi yapan, insanmış gibi yapan, esasında görgüsüz, eğitimli ama eğitimsiz, insanlıktan nasibini almamış, aslında eğitimsiz cahil, narsist kişiliklerdir diye de tanımlayabileceğimiz yaratık şeklindeki insan diyemeyeceğimiz egoist canlılardır.


Kendilerini sürekli övmeleri ile ve klavye delikanlılıkları ile meşhurdurlar. İş 'meydana gel meydana da görelim o güzel nurlu yüzünü' kısmına geldiğinde ise osuruk böceği veya bok böceği gibi kaçışmaları ile ünlüdürler ve aşırı tehlikelilerdir. Tehlikeli olmaları size psikolojik zarar vermeleri şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yoksa çeneleri dışında bir tehlikeleri yoktur. Oturdukları yerden konuşmaları ile meşhur oldukları kadar, yapmadıkları yapamayacakları şeyleri yaptıklarını iddia eder, olmamış olgunlaşmamış hayatları ve kişilikleri hakkında kendilerini bir şey sanmaları da meşhurlukları arasındadır. Üst düzey görevlerde de hasbelkader veya tanıdıkları vasıtası ile görev almış olabilirler veya hiç bir görevleri, işleri olmayıp her konuda sallayacakları bilgi ve deneyimleri de mevcut olan modelleri de bulunmaktadır. Karşılarındaki kadın eğer onlardan bilgileri, deneyimleri ve hayat tecrübeleri açısından üstünse vay ki vay o kadının haline. O kadının işitmediği hakaret, duymadığı aşağılanma kalmaz. Hayatı boyunca duymadığı, işitmediği hakaret ve aşağılamalara maruz kalır. Şüpheye bile düşer, narsist kişilik bozukluğu yaşayan 'üst segment' embesil kişiler tarafından. Bu kişiler karşısındaki insanları hem rencide eder hem de egolarını bu şekilde tatmin etme yoluna giderler. Sonucu mu kocaman bir sıfır, karşılarındaki kadını üzemediklerini anladıklarında ise üzülürler. Hem de çok.. Bu kadın oyunuma gelmedi egomla onu yerle bir edemedim derler. Kendilerini övmeye doyamayan bu narsist kişilikler aslında BASİT kişiliklerdir.. Kişiliksizdirler de denebilir.




Çocukluklarına inilmeli dediğinizi duyar gibiyim. Bence annelerine inilmeli, çünkü bu modelleri anneleri büyütüyor, aman oğlum şöyle böyle, pış pış şeklinde büyütmeyle, her istediğini yapıp şımartmakla olmaz, kısacası çocukları yetiştirirken yine kadınlara iş düşüyor. Ki diğer kadınların hiç bir şekilde ne psikolojik ne de fiziksel şiddet yaşamaması için kadınlarımıza bu önemli görev düşüyor. Aile gerçekten bir insanın kişiliğinin gelişimi için çok önemli. Veya diyeceksiniz ki aile ne yapsın kişiliği montaj edemez ki evet bu da doğru aslına bakarsanız aileler çocuklarının iyi bir kişilik sahibi olmasını ister. Çocukluk, gençlik yıllarında kadınlarla ilgili garip deneyimler yaşayıp kadınlara karşı düşman da olmuş olabilirler, içlerinde yıllardır duran kin, nefret, aşağılık kompleksi duygularını egoları ile karşılarındaki kişilere hakaretler ederek bastırıyor da olabilirler.


Bu kadın düşmanları nasıl oluştular? Şu an içimizdeler, karşılaşmışsınızdır mutlaka.. 

Peki siz neler eklemek istersiniz yorumlarda buluşalım. 



24 Şubat 2022 Perşembe

Kafamda Kentsel İlişkiler



Kadınların ilişkilerinde istedikleri en önemli şey netlik. Hareketlerinde, duygularında ve davranışlarında net olan erkekler görmek istiyorlar.

15 Şubat 2022 Salı

Tinder Avcısı ve İlişkiler Üzerine

 



Bir kadının sosyal medya hesaplarından en çok Instagram ve Facebook hesaplarının merak edildiği Türkiye'den herkese selamlar. Twitter ve Linkedin hesabı çok merak edilmez bir kadının. Çünkü düşünceleri, fiziğinden önemli değildir. En azından benim hayatımda genelde böyle oldu. Zaten buradan da erkeklerin gerçekte neye önem verdiğini anlayabilirsiniz. Tinder Avcısı belgeseli gerçekten yaşanmış bir olay olduğu için oldukça ilgimi çekti ve çok yakın bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine hemen izledim. Tinder Avcısı belgeselini izlediyseniz bilirsiniz Simon karakteri kadınları önce etkiliyor, sonra da onların hem etinden hem sütünden faydalanıyor. Milyonlarca borca sokup, hepsini terk ediyor. Tinder isimli arkadaş&sevgili bulma sosyal ağından görüştüğü kadınlara kendini zengin bir iş adamı olarak tanıtıp, onları yalanları ile kandıran Simon hem servet sahibi oluyor, hem inanılmaz bir yaşam sürüyor sonrasında ise.. sonrasını isterseniz belgeselin tamamını izleyip kendiniz görebilirsiniz. 

16 Şubat 2021 Salı

Yanlış Erkekler ve Karakter Analizleri




Herkese sağlıklı, mutlu, keyifli ve aşk dolu günler diliyorum. Biliyorsunuz 14 Şubat Sevgililer Günü'ydü. Benim için sevginin, sevgilinin günü yok. Yüreğinde aşk varsa her gün sevgililer günüdür. Karşılıklı sevgi ve saygı varsa her an kendini cennet bahçelerinde hissedersin. Ben özel günlerden yılbaşını ve doğum günümü seviyorum. Diğer özel günler bana saçma geliyor. Tabi bir gün evli olduğumda evlilik yıldönümümde özel bir gün olacak. Ama yok anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, kabotaj bayramı falan benim ilgi alanıma kişisel olarak girmiyor. Anneniz varsa her gün anneler günüdür, babanız yanınızdaysa her gün babalar günüdür. Kısacası sevdiklerinizle olan her gün güzeldir ve özeldir. Sevgi günü diye bir gün yoktur o sizin her anınızdır. Yılbaşı için yazdığım yazımda da 2021 temamı sevgiye odaklamıştım. Hayatımda sevgiyi hak eden insanları tutacağımı, her şeyi severek yapacağımı yazmıştım. Beni aşağı çeken, negatif enerji veren insanları da hayatımda tutmayacağımı yazmıştım, siz de öyle yapın olur mu değerli okuyucularım! 

Sizi üzenleri hayatınızdan çıkartın. Sizi seven insanlar sizi üzmeye kıyamazlar. Üzüldüğünüzü, ağladığınızı görmek istemezler, sizin kırılmanızı ve incinmenizi istemezler, bunu unutmayın. Sizi kırıp, üzüp, ağlatıp sevinen ya da egolarını tatmin eden insanlar sizleri sevmiyordur. Bu yazımda yanlış erkek türlerinden  bahsedeceğim. Bilinçlenip bu erkekleri hayatınıza almamanız gerekiyor çünkü bu türler sizleri üzüyor, mutsuz ediyor, egolarını sizin üzerinizde tatmin ediyorlar, bilmelisiniz. Hayatlarınızda iseler de en kısa sürede Allah sizi bunlardan kurtarsın! Ya da kendiniz kendinizi kurtarın ve tüm ilişkinizi bu türdeki erkeklerle bitirin. 

Instagram hesabı Facebook hesabı Ruslar Alemine dönmüş erkek modeli: Recep Ivedik'in filminde dediği gibi tabi ki 'ruhlar alemi'nde de değiliz ama :) ruslar aleminde de yaşayamayız. Adam gitmiş tüm Rusya'yı eklemiş görsen kadınlarla dolu bir Rus İmparatorluğu kurmuş başına da geçmiş, adamın ne yaptığı belli değil. Bu tarzdaki erkekler aldatmaya meyilli, sizi diğer Rus kadınları ile kıyaslayıp, çirkin olduğunuzu bile size söyleyebilirler. Söylemeselerde siz farklı kelimelerden, sözlerden bunu anlarsınız. Siz zaten güzelsiniz, kimsenin lafıyla çirkin biri olmayacaksınız. Kendi fiziği ile yaşı ile sorunu olan bir erkek kendi ezikliğini sizin üzerinizden çıkarmak isteyecektir, buna müsaade etmeyin.




Sürekli ayrıldığı sevgilisi ve eski eşi hakkında konuşanlar: Eski eşini unutamayan, eski sevgilisini unutamayan, boşandığı, ayrıldığı halde eski ilişkilerini aklında tutan erkekler, sürekli eski ilişkilerinden bahseder dururlar. Bir kadın öyle yapınca bir erkek nasıl rahatsız oluyorsa bir kadında aynı şekilde bu durumdan rahatsız olur. Bu kıskanma falan değildir. Yeni bir ilişkiye başladıysanız yeni ilişkinizde olmalısınız, geçmişten bahsedip geçmişi yaşayamazsınız. Kimse sizin yara bandınız değildir, eskiyi unutmadan yeni bir ilişkiye de başlanmaz, başkasını unutmak için de başka birinin hayatına girilmez. Bu hem karşınızdaki insana hem de kendinize yaptığınız haksızlıktır. Burada eski ilişkilerin konusu geçtiğinde bahsedilmesinden bahsetmiyorum, konuşulan her konunun eski ilişkilere gelmesine hatta eski sevgililerin övülmesine ve yeni sevgili ile karşılaştırılmasından bahsediyorum. Bu durum hiç normal bir durum değildir. Hemen ilişkinizi gözden geçirip bitirmelisiniz yoksa burada psikolojiniz çok bozulabilir.

23 Ekim 2017 Pazartesi

İlişki Meleği Biricit- Aşk ve İlişkiler Üzerine..



Herkese mutlu haftalar diliyorum. Bu yazımda sizlere geçen gün bahsettiğim blogumun İlişki Meleği-Biricit'e danışabileceğiniz aşk ve ilişkiler hakkındaki sorunlarınızı yazıp, paylaşabileceğiniz bölümden bahsedeceğim.


21 Mart 2017 Salı

Karanlığın Elli Tonu Filmi Yorumlarım



2017 - ABD Tür : Dram , Romantik 
Yönetmen : James Foley 
Oyuncular : Jamie Dornan , Dakota Johnson , Kim Basinger , Eloise Mumford , Tyler Hoechlin 
Senaryo : Niall Leonard 
Yapımcı : Michael De Luca , Dana Brunetti

12 Mart 2017 Pazar

Bittin Oğlum Sen ve Üç Buçuk Atan Aşklar kitap yorumlarım


Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum. Bugünkü yazımda sizlere iki kitaptan bahsedeceğim; Bittin Oğlum Sen ve Üç Buçuk Atan Aşklar. İki kitapta kadın erkek ilişkileri üzerine yazılmış kitaplar. Ama bildiğiniz kişisel gelişim kitaplarından değiller, okurken eğleniyorsunuz:) Ben kadın erkek ilişkileri üzerine, aşk ve ilişkiler üzerine yazılmış kitapları okumayı daha çok seviyorum. Blogumda da bu konularda yazmak benim için ayrı bir hobi. Mesela en çok okunan yazılarım; eski sevgiliyi unutma yolları ve eski sevgili ile barışma yolları yazılarım, sanırım diğer insanlar da bu tarzdaki konuları okumayı seviyorlar. Çünkü aşk hayatımız kaç bilinmeyenli denklem her birimiz için. Çözülemeyen konular barındırıyor ilişkiler. Çözemediğimiz durumlar oluyor çoğu zaman. Mesela bunu mu dedin, bunu mu demek istedin? Bazen erkekleri anlayamayabiliyoruz, erkeklerde kadınları anlayamıyorlar. Bir anlaşılamamışlıktır gidiyor ve böyle kitaplar bizlere aslında nasıl anlaşabileceğimiz konusunda, ilişkilerimiz konusunda yardımcı oluyorlar bence. Bu tarzdaki kitapları gerçekten çok seviyorum.



Bittin Oğlum Sen; İlker Özmestçi'nin bir kitabı. İlker Özmestçi'nin ilk kez bir kitabını okudum. Yazarın dili hem sade hem akıcı hem de çok eğlenceliydi. Aynı zamanda çok gerçekçi ve dürüst buldum. İlişkilerimde nerede hata yapıyorum diye düşünüyorsanız bu kitapta çoğu sorunun cevabını bulabileceksiniz. Tabii ki çoğu hata kadınlara ait, kadınlara derken seçimlerimize ait. Bu kitapta erkekleri gerçekteki niyetlerine göre tanımanız için yazılmış sanki. Bittin Oğlum Sen'i çok başarılı buldum, hatta en yakın arkadaşımda şu anda okuyor ona da verdim:) Gerçekler gerçekten de acı..



Üç Buçuk Atan Aşklar; Funda Mentaloğlu'na ait bir kitap. Funda Mentaloğlu'nun kitaplarını eğlenerek okuyorum, yazarın gerçek hayatında yaşadığı aşk hayatını komik, eğlenceli ve samimi bir şekilde anlatması bazı yerlerde çok güldürdü, bazı yerlerde ise duygusal moda soktu beni, ağlamadım desem yalan derim, ağladım. Ama genel olarak eğlenerek okuduğum bir başka açıdan bakılırsa da erkeklerin içlerinin yazıldığı kitaplardan birisi. Fundamentaloğlu bu konuda çok başarılı, başka kitaplarını da okumaya devam edeceğim :)

İki kitapta birbirine benzer ortak yanları; erkekleri anlatmaları. Eğer ki bu konudaki kitapları okumayı seviyorsanız iki kitabı da tavsiye ederim. 



27 Şubat 2017 Pazartesi

bazı insanlar..



Bazı insanlar iyilikten, dürüstlükten, dostluktan ve insanlıktan anlamazlar. Onlar; onlar gibilere alışıktır çünkü. Kendileri gibi iyi olmayan, yalan söyleyen, insanlıktan nasibini almamış insanlar çıkmıştır karşılarına hep. Onlarla iyi anlaşırlar, onlara alışmışlar bir kere, bunu huy edinmişler, üzülmeyin.. Sizde bir sorun yok aslında..  
Halbuki herkes facebook paylaşımlarında dışarıya gösterdiği kadar iyi bir insandı!

8 Şubat 2017 Çarşamba

Seni İstemiyorum Bebeğim!


İnsan yalnız kalınca daha çok düşünüyor. Olayları.. Daha çok dışardan görebiliyor. Hayatın koşuşturmasında göremediği şeyleri ve ne isteyip ne istemediğini, yalnız kaldığında daha iyi anlıyormuş. Ben annemmiş gibi davranan arkadaşlar istemiyorum mesela etrafımda. Çünkü bir tane annem var benim, şimdi çok uzakta kalsam da ondan, bana kimse annelik taslayamaz, bu hakkı kendisinde göremez. Hele ki iyi anneymiş gibi davranıp beni yaramaz çocukmuşum, kötü kızmışım gibi ilan edemez, beni o şekilde değerlendirmeye, itham etmeye, yargılamaya çalışan insanlara hiç ihtiyacım yok hayatımda. Beni sevdiği için böyle davrandığını söyleyen insanlara gerçekten ihtiyacım yok çünkü beni gerçekten seven dostum, arkadaşım olmuş olsaydınız bana sahte annelik taslamalarınız yerine gerçek bir dost gibi davranıp, beni acılı günümde eleştirmek yerine benim yanımda olurdunuz. Her insanın hataları olabilir. Mesela ben kolay sinirlenen birisiyim ve kırılan birisiyim, bunu belli ediyor muyum çok veya gösteriyor muyum kırıldığımı? Belli etmiyorsam bazı şeyleri alttan alıyorsam, ya sabır diyerek sineye çekiyorsam bu benim salaklığımdan değil, bu sana verdiğim değerden kaynaklanıyordur. Kimsenin tribini hele hele atarını, giderini, ayarını çekecek birisi değilim ki ben gerçekten zor bir dönemden geçiyorum hala atlatmış değilim bazı şeyleri. İnsanlara hatalarını söylemeyince, göstermeyince ne de kendilerini mükemmel sanıyorlarmış!

Kaba kadınları istemiyorum hayatımda mesela. Kibar görünümlü, ağzından hiç kaba bir laf çıkmayan ama içinde kabalıktan geberecek yapıda olan, içinde bir öküz besleyen kadınları istemiyorum! Fiziken gördüğünde eli kolu rahat durmayan mesela sürekli ayağına basan, sana çarpan (seni görmüyor farkedemiyor aslında egosunu öyle bastırdığını sanıyor seni ezik görmeye çalışarak) kadınları istemiyorum hayatımda. Dışardan ne hanımefendi gibi görünen ama içerden tanındığı zaman yapmacık ve çirkef olan kadınları cidden sevmiyorum, bana çok antipatik ve itici geliyorsunuz. Sadece rol yapan yapmacık kadınlarsınız. Egonuzu bu kadar önemsemeyin bu kadar kibirli olmayın mesela çünkü hiç bir küçük dağı siz yaratmadınız ve sizde bir gün öleceksiniz, benim gibi, onun gibi, hiç birimiz bu dünyada kalmayacağız. Başka birinin yanında bana öğüt veya hayat dersi vermeye çalışan insanları sevmiyorum. Beni bozmaya çalışan; dediğim gibi ego manyaklarını, annemmiş gibi tavırlar takınanları (yani ben senin iyiliğin için diyorum aslında seviyorum seni diyen ama sevgisini hiç göstermeyen, sadece eleştiren, konuşan, sürekli kırıcı olan kişilerin sevgilerine hiç inanmıyorum) istemiyorum sizin gibi arkadaşları eksik kalsın! 

31 Ekim 2016 Pazartesi

Gidiyorum Ben.. Hatta Gittim Hayatınızdan..


Annem; kadın ve erkek milleti ile yaşadıklarımı anlamlandıramıyor. Hoş bende anlamlandıramıyorum. Onun zamanında böyle değilmiş ilişkiler. Birini sevdiysen onunla evlenirmişsin mesela, birini arkadaş olarak sevdiysen ömür boyu dostun olurmuş o kişi. Kadınlar birbirlerine kıskançlıkla yaklaşmazlarmış. Erkekler kullanmak için yaklaşmazlarmış. Gerçek sevgi varmış o zamanlar, samimiyet. Şimdi hiç birisi yok. Ne kadınların kadınlarla ilişkilerinde, ne kadınların erkeklerle ilişkilerinde. Herkes birbirini kullanmaya bakıyor. Boş vaktini değerlendirmeye bakıyor. Halbuki gerçek bir sevgi olsa bu insanlarla aramızda; onlara değer verip onlara özel vakitler ayırıp, gerçek duygularımızla onlarla birlikte olmamız gerekmez mi? Neden herkes kendine bir rol biçmiş, ben böyle olmalıyım diyor neden o kendi kendine biçtiği rolünü oynamak için yırtınıyor? Neden samimi değilsiniz?(yazar burada çığlıklarla bağırıyor) Neden insanları kullanıyorsunuz? Kullanamayınca da yalanlarınızı uyduruyorsunuz?! Ben yanlış bir zamana doğmuşum ne samimi dostlara sahibim(birkaçı hariç) ne de gerçek bir aşka. Belki de çoğu hata bende, belki de değil aslında tamamen bende. Vazgeçemiyorum, bana değer verildiğini düşünüyorum bazen, sonra bir bakıyorum ki aslında o değer değil, sadece karşımdaki kişinin yanımda olmasını istediğim için oluşan kendi içimde hissettiğim, onu mutlu edince onun yanında olunca sevileceğimi sandığım saçma bir düşünceyi değerli olmak sanmışım. Anneme göre insanlar çok değişmişler, bazen dediklerime inanmıyor bile yok artık o da mı diyor. 

Benim kalbime göre samimi olan insanların yanında huzurluyum, o zaman bütün samimiyetsiz insanlardan uzak durmalıyım kadın ya da erkek. Ve vaktimi çalan ve benim kötü hissetmemi sağlayan ve aradığımda ulaşamadığım ve  derdimi paylaşamadığım ve beni sevmeyen ama seviyormuş taklidi yapan ve arkamdan çevirdikleri işleri asla anlayamadığım ve birini bulup diğerini unutanlardan ve hep aldatanlardan ve benim hayatıma bana ya bana kalbime ruhuma hiç bir şey katamayan, ama hayatlarına çok şey kattığım, bensizliği yaşamaları gereken tüm insanlardan uzak durmalıyım, hem de çok uzak. Çünkü ben gerçek duygularımla hareket ediyorum sonunda üzülen ben oluyorum, çünkü ben sizin zamanınızda değil annemlerin zamanında yaşıyorum.. 

Gidiyorum ben samimi insanların olduğu yerlere...





11 Ekim 2016 Salı

Ofistekiler Kitabı Yorumum



Bol kitap okumalı ayları geride bırakırken; blogumda bugün Ofistekiler kitabına yer vermek istedim. En son bitirdiğim kitap olmasının yanı sıra konusunu çok ilgi çekici buldum ve beğendiğim bir kitap olduğu için sizlerle de paylaşmak istedim. Bence kişisel gelişim kitaplarını okumak yerine daha gerçekçi kitaplar okusak iş hayatı ile ilgili gerçekten çok şeyler öğrenmiş olacağız. İnsan Kaynakları, iletişim, reklam ve yayıncılık alanlarında uzun yıllar projeler yönetmiş olan Lale Erol Ulutaş'ın yazdığı 'bir plaza romanı' sloganı ile gerçekçi bir dille yazılmış ve kendinizden oldukça çok şeyi bulabileceğiniz bir kitap.  İş hayatı ve kariyer konularını aynı zaman da da evli çalışanların,çocuklu çalışanların ve bekar çalışanların özellikle de kadın çalışanların iş hayatında yaşadıkları olayları konu alması, kendimden de oldukça fazla şey bulmama neden oldu. Ben bekar bir çalışan olarak bu kitabı okuduğumda romanın baş karakteri Rüya'nın yaşadıklarını gerçekten anladım, bazı yerleri okurken iş hayatında karşılaştığım bazı karakterleri bu kitabın içinde gördüğüm anlarda oldu. Sonunu büyük bir merakla okudum, sürükleyici bir kitap. Çok gerçekçi buldum bu kitabı, çalışanların özellikle okuması gerektiğini düşünüyorum ve şiddetle okumanız için tavsiye ediyorum.

Yaşama Açılan Pencere Kitap blogger davetimizde bizlere Minval Yayınları da okumamız için verilmişti, bu güzel kitap için çok teşekkür ediyorum, çoğu konuda bana yol gösterici oldu ve gerçekten dürüst olduğum için kendimle gurur duymama neden oldu, çünkü her insanın kafasında acaba ben yanlış yapıyor muyumlar vardır çokça hem de.. Okurken Rüya acaba ne yapacak; nasıl davranacak diye düşünürken kendimi de sorguladım. 


10 Ekim 2016 Pazartesi

Bridget Jones'un Bebeği-Film Yorumum



Yapımı : 2016 - İngiltere
Tür : Komedi ,  Romantik
Süre: 122 Dak.
Yönetmen : Sharon Maguire
Oyuncular : Renée Zellweger ,  Colin Firth ,  Patrick Dempsey , Jim Broadbent ,  Gemma Jones
Senaryo : Emma Thompson ,  Helen Fielding ,  Dan Mazer
Yapımcı : Tim Bevan ,  Eric Fellner




12 yıldır merakla beklediğim filmi dün gece nihayet izleyebildim:) Blog yazmaya başlayalı 5 yıl oluyor, blogumun linkindeki isimden de belli olduğu gibi, Bridget'in en büyük hayranlarından birisiyim:)

15 Eylül 2016 Perşembe

Neden Böyle Oldu?



Neden böyle oldu? Değerinden daha fazlasını hak etmeyen insanlara değer verdiğin için böyle oldu. Onlar senin en ufak hatanı beklerken insanları kolay affedebildiğin için böyle oldu. Önce kendine değer vermen gerekirken değmeyecek karakterdeki insanları baş tacı ettiğin için böyle oldu. Hep kendi hatalarını ararken, kendini suçlarken başkalarının hatalarını görmezden geldiğin için böyle oldu. Bir insanı bir kere affettikten sonra sürekli affetmen gerektiğini çünkü o hataların gerisinin de geleceğini anlayamadığın için böyle oldu. Kendi yalnızlığında seni avutacak sandığın, sana 'sevgi' vereceğini sandığın insanlara taviz üstüne taviz vererek onun tarafından sevileceğini sandığın için böyle oldu. Oysa sevilmek öyle olmuyordu ki; önce yürek sonrada karakter gerekliydi. Bu ikisi gerekliydi ki kendinden farklı olanı sevebilesin, insan olmak gerekliydi. Her insanın hataları yok muydu ki? Vardı ama bu hataları yanlışları düzeltebilmek önemliydi, düzeltemeyenlere vaktini ayırdığın için böyle oldu. 'Ben yanlış yaparım arkadaş benim başıma bu geldi' diyenleri hala dinlediğin için böyle oldu. 'Yok canım öyle değildir, öyle demek istememiştir' deyip sürekli karşındaki insanı korumaya çalıştığın için böyle oldu. Birbirinizi dinlemeyip, anlamayıp, empati yapamayıp, hakaret ettiğiniz için böyle oldu. Özür dilemeyi bilmediğiniz için böyle oldu, özür dilemek sadece iki kelimenin bir araya gelmesi değildi çünkü. O davranışı bir daha yapmamaktı, bunu yapamadığınız için böyle oldu. 'Ama ben onu seviyorum' dediğin için böyle oldu. Nerede durması gerektiğini söyleyemediğin için böyle oldu. Nasıl bir ilişki yaşadığınızı tam olarak idrak edemediğin için böyle oldu. Sen onu 'sevgili' yerine koyarken o seni kimbilir 'ne' yerine koyduğu için böyle oldu. Sen insanlık yapalım belki bunu anlar dediğin için böyle oldu. Bazı insanlar insanlıktan nasibini almamıştır, ne yapsan da güzel bir şeyi anlayamazlar, anlarlar sandığın için böyle oldu..

Boşver belki de hayırlısı bu olduğu için böyle olmuştur, çünkü bazı şeyleri çok istesen de bazen olmuyor daha iyisi olacağından mı ya da olmaması senin için daha mı iyi olduğundan bilinmez..






15 Ağustos 2016 Pazartesi

Peri Masalı Kitabı Yorumum


Peri Masalı kısa sürede okuyup bitirdiğim kitaplardan birisi. Oldukça sürükleyici bir roman. Hayatımız peri masalı olsa keşke mutlu sonla bitse ama bazen masalların sonu mutlu sonla bitemeyebiliyor. 

29 Mayıs 2016 Pazar

Kocan Kadar Konuş Diriliş Film Yorumum



Kocan Kadar Konuş'un ilk kitabını okumuştum, ilk filmini de izlemiştim, ikinci kitabını ve ikinci filmini de izledim, hem eğlenceli hem de ilişkiler üzerine izlenmesi gereken filmlerden, okunması gereken kitaplardan.


Yönetmen : Kıvanç Baruönü
Oyuncular : Ezgi Mola ,  Murat Yıldırım ,  Hümeyra Akbay , Nevra Serezli ,  Eda Ece

Senaryo : Şebnem Burcuoğlu

İlk filmin devamı niteliğinde olan Kocan Kadar Konuş Diriliş filminde Efsun ve Sinan evlenmeye karar veriyorlar ve düğün hazırlığında başlarına gelen komik olayları izliyoruz. Bu sefer işin içine aileler de giriyor, Efsun'un anneannesi Peyker Hanım ve Sinan'ın babaannesi Cavide Hanım'da tanışıyorlar birbirleri ile. Eğlence dolu, komik sahneler bizi bu filmde bekliyor. Klasik Türk ailesinde dünürler arasında geçen, geçebilecek olayları konu alıyor film. 

Filmin finali ise harikaydı:) Bu film şu anda gösterimde değil bir kaç ay önce izlemiştim ama gerçekten de beğendiğim nadir filmler arasında yer alıyor. Bence 3. filmi de gelecek, meraktayım.



20 Nisan 2016 Çarşamba

Otobüs Durağı,Amaçlar ve Eski Sevgili




Bugün işten çıkıp, yağmuru yemiş bir halde durağa yürüdüm. Durağa vardım ve otobüsün gelmesini beklerken, sırada önümde bekleyen bir çiftin konuşmasına kulak misafiri oldum. İki sevgili evlilik hazırlıklarından bahsediyorlardı. Kız oğlana 'nikah davetiyesi benim seçtiğim olsun, nikah şekerleri için de sen istediğini seçersin' dedi. 'peki hayatım' dedi oğlan kıza. Tabii benim aklımda hayallerimde farklı şeyler uçuşurken, onları dinlemeye devam ettim, bu sefer biraz merak ve biraz da acaba ne konuşuyorlar diye çünkü hiç bir zaman bir erkekle bu konulardan konuşmadım, bahsi bile geçmedi. Otobüsün gelmesini beklediler, oğlan kızı bırakamadı 'yok olmaz otobüs gelmeden gitmem' dedi durdu. Düşündüm beni hiç bekleyen oldu mu diye sanırım bir kaç kez otobüse, minibüse binerken bekleyenler olmuştu ama o çiftin yani oğlanın kıza o kadar samimi, içten davranışları vardı ki sanırım o şekilde kimse benimle beklememişti durakta.. Vedalaştılar birbirlerine sarılıp ve öpüp..

Derken otobüse bindim, önümdeki kızda sevgilisine yani müstakbel damat adayına el sallayıp bindi. Düşündüm yol boyunca; o çiftin çok şanslı olduğunu düşündüm, belki evlenince mutlu olacaklar belki olmayacaklar kimbilir ama en azından birbirlerine davranışları samimi geldi bana.. Samimiyet önemli...

Sonra kendimi düşündüm, son 15 gündür yaptığım saçmalıkları.. Böyle ilişkilerden ne kadar uzak olduğumu.. Belki de çok salak ya da aptal olduğumu düşündüm.. Facebooktan ayrıldığım eski sevgilime günde elli kez bakıp ne paylaşmış acaba diye meraklanmam, sadece ona değil eski sevgilimin eski sevgilisi olan kıza da bakmam herhalde yeterince salaklaştığımın belirtisi.. Bazıları evlenme hazırlığı yaparken evlenirken ben hala eski sevgilim hatta onun eski kız arkadaşı ne yapıyor diye bakınıyorum!! O kızda başka biri ile evlenmiş. Onun adına sevindim sanırım, eski sevgilimle ilişkisi kalmadığına mı sevindim yoksa gerçekten mutlu göründüğü için mi bilemiyorum..Düşünün yani eski sevgililerimi, eski sevgililerimin eski sevgililerini günlük olarak hepsini Facebooktan tarıyorum, kim kiminle ne yapmış diye..Ayrılan varsa seviniyorum, evlenen varsa yine seviniyorum.. Diyeceksiniz ki sana ne be kızım sen geleceğine baksana, ileriye baksana, geçmişi neden kurcalıyorsun..!? İşte ben de bilmiyorum, nedenini, merak ediyorum,  sanırım çok yalnızım, kendimi çok yalnız hissediyorum, hatta kendimden nefret ediyorum yaptığım hatalar için, aynı hataları sürekli yapmaktan aynı şeyleri yaşamaktan çok bunaldım hem de çok..

Her geri geldiğinde affetmekten, o isteyince hemen yelkenleri suya indirmekten ama bir arpa boyu yol gidememekten, bir türlü ona yaranamamaktan yoruldum. Mantığımı kullanamamaktan yoruldum. Hep duygularımla gitmekten herşeye yoruldum  ama beni sevmeyen, bir şeyler hissetmeyen, saygı duymayan birine ne kadar duygularımla gidebilirim ki, artık geri gelse de mantığımı kullanmayı öğrenmeliyim.. 

Benim amaçlarım var değil mi? 



Biricit derki; dönerse senindir dönmezse kebaptır..


27 Şubat 2015 Cuma

Gri'nin Elli Tonu Filmi Yorumlarım


Vizyona girdiği andan itibaren büyük merak uyandıran 'Gri'nin Elli Tonu' filmini duymayanınız yoktur sanırım. Bende aşk-ilişkiler üzerine bir film olması nedeniyle ve aynı zamanda da arkadaşlarımında çok merak etmeleri neticesinde bu filmi bu hafta içinde izledim. Filmin oyuncularının performanslarından bahsetmem gerekirse; oyunculukları iyiydi gerçekten de. Konusunu az çok duymuşsunuzdur okumuşsunuzdur diye özet geçmeyeceğim fakat filmde dikkatimi çeken bazı konular oldu, söz konusu olan aşk ve ilişkiler olunca kadınlar tarafından oldukça ilgi çekici bulunuyor bu tarzdaki filmler. Kitabın filme çevrilmiş hali olması da seyircilerin ilgisini daha çok çekiyor. Günümüzdeki bazı erkeklerin davranışlarını tüm gerçekliği ile göz önüne sermişler filmde. Yani sevgili olamam, evlenemem ama başka şeylere evet derim diyen türdeki erkekleri biraz anlatıyor film. Bu arada kitabın 2. ve 3. cüsü de olacakmış onlarda belki film olarak izlenebilir. 

Film hakkındaki ve sinemada başımıza gelenler hakkındaki yorumlarım ise;

1-(+18)
2- Filme girerken kapıdaki yer gösterici 'salon 2 de film baslamak üzere ehehuheehehehuu' diye gülerek sizi davet etmekte.
3-O gülünce herkes 'ne oluyor lan' diye düşünerek filme sıkılarak birazda utanarak girmekte.
4- İçeri girince izleyicilerin çoğunluğunun kadın olduğunu görünce bir rahatlama(!) (özellikle kız arkadaşlarınızla(üçerli beşerli) gitmenizin sürekli gülmekten karnınıza ağrılar gireceğini de belirtmeliyim, aslında film bir DRAMdır.)
5-Gri'nin Elli Tonu filminin adının Türkçeye yanlış çevrildiğini dolayısıyla Grey isimli adamın elli tonu olduğunu anlama.(Grey'in Elli Tonu filmin oricinal ismi.)
6- Film beklediğinizi vermeyecek (kesin) (ne beklediğinize bağlı) (kitabı okuyanlar için özellikle..)
7-Grey gibi erkekler var mı? Var da helikopterleri yok:) belki de vardır kimbilir..
8-Filmdeki tek gri şeyler Grey'in kravatları.
9--Devamı gelir mi? Gelir..gelecek.. sürüp gidecek.. Abartıldığı kadar bir film değil nokta net.. :))) 

10-Sen izleme lütfen..

Biricit; erkeklerin aşka kalplerini açmalarını diliyor..

25 Ocak 2015 Pazar

Aman Allah'ım Neydim?N'oldum? Kitabı Yorumlarım


Aman Allah'ım Neydim?N'oldum? Kitabı ile geçen sene İstanbul Beylikdüzü'nde düzenlenen kitap fuarı sayesinde tanışmıştım. Trend Yayınevi'ne ait olan bu kitap; kadın erkek ilişkileri üzerine yazılmış, çoğu zaman gülerek bazen de oldukça düşünerek okuduğum bir kitap oldu. Kitabın kapağında yer alan 'hayat pause tuşuna basınca durmuyor be annem' sözü de kitabın ne denli eğlenceli olduğuna dair bir fikir uyandırıyor :) Oldukça merak ettiğim bir kitaptı bu kitap. Pakize Ömürlübay'ın ilk kez bir kitabını okudum bu arada. Anlatım dili oldukça sade, akıcı bir Türkçe kullanılmış, 3-4 gün içinde sıkılmadan büyük bir merakla okudum. 



Kitapta sevgilisi tarafından aldatılan fakat bu aldatılmayı farketmeyen sonrasında ise sevgilisi tarafından terkedilen bir kadının, kendini yenileme, değiştirme süreci anlatılıyor. Tabii ki bu süreçte hikayenin kahramanı olan Miray'ın başına gelenler hem sizi güldürüyor hem de düşündürüyor. Miray hayatını baştan aşağı değiştirmeye çalışırken, siz de onun mucize değişimini kitaptan okuyorsunuz. Belki de mucize bizim içimizdedir, birazcık cesaretli olsak; huzur ve mutluluğun nerede olduğunu bulacağız. Önce kendimize güvenerek başlayabiliriz. Ben kitap okurken kitaptaki hikayenin kahramanı ile kendimi bütünleştiriyorum eğer ki o kitabı beğendiysem. Miray karakteri de biraz bana benziyor benim gibi aldatılmış ve hayata yeniden baslamaya çalışıyor, erkeklerin aldatmaları kadınlar üzerinde gerçekten ağır hasarlar veriyor. Kimseye güvenemeyebiliyorsunuz, peki güvenmeden yaşanır mı? Yaşanmaz tabii ki, aldatılan kadınların da, erkekleri çözemeyen kadınlarında okuması gereken eğlenceli bir kitaptı, kesinlikle tavsiye ederim.


Biricit; kadın-erkek ilişkileri içerikli kitapları okumayı çok seviyor:)


24 Ocak 2015 Cumartesi

Eski Sevgili İyice Eskirsin İnşallah!


Eski sevgililerime harcadığım zamanı yeni biri için harcasaydım şimdi evli, mutlu ve çocuklu olmuştum kesinlikle.. Eski sevgiliden 'sevgili' olmaz, eski sevgiliyi unutmanın yolları yazımı tekrar tekrar okusam ne kadar güzel olur!.. Eski sevgili değişmez, eski sevgili yine aynı, yine aynı, yine aynı, nerede bıraktıysanız orada kalmış, level atlayamayan süper mario gibi son canlarını da üzerinizde denemeye hazırlanıyor,ee o zaman neden geri dönüyorsun ki, bir insan geri dönüyorsa, sevdiği için geri dönmeli, başka şeyler için değil! İlişkine yeni bir boyut getiremiyorsan neden görüşmek istiyorsun?

Hayatına onu alamıyorsan, yine aynı şekilde gizli saklı devam edeceksen, geri dönmenin ne anlamı var ki? Sorunları çözecek halin yoksa, ne olursun geri dönme.. Ne döndüğün insanın sinirlerini boz, ne de kendini yıprat! Sorunları söylediğinizde veya beklentilerinizi söylediğinizde de 'dırdırcı' oluyorsunuz.. Ne güzel sus pus oturup hiç bir şeyden bahsetmezseniz sizden iyisi yok bu dünyada! 

Bir kadının beklentileri, istekleri olmayacak mı? Erkek mi belirleyecek her şeyi, evlenme fikrini bile erkek belirliyor, kadın evlenme teklifini kabul ediyor, kadının evlenmeye bile karar verme hakkı yok! Neye hakkımız var; her seye evet mi diyelim, o zaman mı bir ilişki sağlıklı yürüyor, hep erkeklerin dedikleri olacak, hep biz herşeyi alttan alacağız, oldu gözlerim doldu.. 


Eski sevgililerinden nefret eden Biricit derki; alnıma insan olmadan bu kıza geri dönmeyin yazdıracağım artık..


11 Ağustos 2014 Pazartesi

Kaçak Gelinler Dizisi Hem Komik Hem Romantik:)



Kaçak Gelinler dizisini izliyor musunuz? Ben bayılıyorum bu diziye pazartesinin tüm stresini alıp götürüyor:)Yaz sezonuyla bütün diziler tatile girdi, aslında çok dizi izleyen birisi değilim ama izlediğim bir kaç dizi var. Kaçak Gelinler dizisi de sevdiğim diziler arasında yerini aldı.