ask iliskiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ask iliskiler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Şubat 2018 Pazar

Cebimdeki Yabancı Filmi Yorumlarım



Herkese harika pazarlar diliyorum. Bugün sizlere hafta sonu ne yapsak, sinemaya gitsek de ne izlesek diye düşünenlere bir film önerim olacak.  'Cebimdeki Yabancı' isimli filme gitmenizi mutlaka tavsiye ediyorum.  Gerilim, macera, aşk&ilişkiler üzerine olan filmleri sevenlere önereceğim bu filmi. Gerilim derken aslında korku&gerilim tarzında değil, aslında psikolojik de denilebilir bu filmin konusuna. Ama gizem, bilinmezlikte barındırıyor. Özellikle günümüzde yaşanan ilişkilerin gözler önüne serildiği bir konu var. 

Orjinali 'Perfetti Sconosciuti' isimli yabancı filmden esinlenip yapılan 'Cebimdeki Yabancı' filminde; yedi yakın arkadaşın bir akşam yemeğinde yaşadıkları anlatılıyor. Yakın arkadaşlar arasında evli olanlar, sevgilisi olanlarda var. Peki ne kadar yakın arkadaşlar, peki biz ne kadar yakın arkadaşız, hepimiz dürüst müyüz? Mesela bir gece arkadaşlarımız ile buluştuk, hepimiz cep telefonlarımızı masanın üzerine bırakıp, gelen mesajları okuyup ve aramaları cevaplayabilir miyiz herkesin önünde? Sırlar, gizlenenler, herşeyin açığa çıktığı 'vay be bu da mı böyleymiş' dediğiniz anların yaşanacağı, en masum görünen insanın bile pekte masum olmadığını göreceğiniz bir film olacak. Film bence çok gerçekçi, orjinalini izlemedim, yabancı versiyonunu fakat bu filme bayıldığımı söyleyebilirim ki oldukça çok gerçeklik içeriyor. Aynı zaman da da günümüzdeki aşk&ilişkiler&evlilik konularının da başarı ile işlenildiğini düşünüyorum. Yok mu yakın çevremizde de veya tvlerde neler görüyoruz. Asıl anlatılmak istenilenin cep telefonu dediğimiz şeyin aslında küçük olduğu kadar hayatımızda kapladığı büyük yer. Büyük ve bizi köşeye sıkıştırmış, o sıkışıklıkta kaybolmamızı da sağlayan bir aygıt olması malesef son zamanlarda böyle. Aslında teknoloji gerçekten çok çok iyi bir şey. Fakat teknolojiyi iyiye de kötüye de kullanmak elimizde. 

Tür: Gerilim , Komedi 
Yönetmen : Serra Yılmaz 
Oyuncular : Belçim Bilgin Erdoğan, Buğra Gülsoy, Şebnem Bozoklu, Leyla Lydia Tuğutlu, Çağlar Çorumlu 
Senaryo : Murat Dişli 
Yapımcı : Ferzan Özpetek, Necati Akpınar

Oyuncuların performansları da harikaydı, düşünün yani bir masanın etrafında hiç sıkılmadan iki saat civarında bir filmi izliyorsunuz, sıkılmak bir yana heyecan ve merakla izledim. Serra Yılmaz'ın ilk yönetmenlik deneyimiymiş, bence harika bir film olmuş, hepsinin ellerine sağlık.

Filmde dikkatimi çeken; aslında herşeyin farkındayız özellikle de ilişkilerde. Ama belli mi etmiyoruz, belli edince kendi hatalarımızla mı karşılaşacağımızdan korkuyoruz bilemiyorum ama aslında hepimiz herşeyin farkındayız. Mesela aldatılan bir kadın, aldatıldığını çok iyi biliyor, onun üzerine de aldatıyor mu acaba? İlişkilerde önemli olan dürüstlük değil mi? Şu an dürüstlük çerçevesinde kaç ilişki var etrafınızda? Gerçek ve güzel ilişkiler yaşamamız ümidi ve cep telefonlarımızın içinde kaybolmamak dileği ile, hem dostlukta hem de aşk hayatımızda..



18 Ocak 2018 Perşembe

Bugün Benim Doğum Günüm Gördün mü Bak 36 Oldum!

Herkese mutlu günler.. Bugün benim doğum günüm. Yolun yarısını bir geçti artık. 36 yaşında oldum, bekarım yarışmacılara başarılar :)  Ne anladın 36 oldun da diyenlere cevabım; hava çok soğuk değil aslında sadece sevdiklerimiz uzakta.. olurdu..

Ben annemi, babamı, anneannemi özledim o kadar, sanırım yaşım 70 de olsa bir gün bu hep aynı olacak. Ama hayat bazen istediklerimizi vermiyor malesef, ne kadar isyan etsekte sevdiklerimiz erken gidebiliyor aramızdan, hayatımda bu yaşıma kadar öğrendiğim şeylerden en büyüğü bu. O yüzden kıymet bilmek gerekiyor, değer bilmek gerekiyor yaşarken. Gidenler gelmiyor geri.. Ben şanslıyım ki ailemi çok sevdim, onlara çok değer verdim, onlarda beni çok sevdiler, herşeyi yaptılar, ben de elimden geleni yapmaya çalıştım, inşallah onlara gerçekten layık bir evlat olurum bir gün.. Dualarım ve rüyalarım var benim onlara ulaşabildiğim.. Resimlerimize bakıp konuştuğum ve cevaplarını tahmin ettiğim..


Bu fotoğrafta bence hayatımın en mutlu olduğum anlarımdan. Annem var yanımda çünkü, çikolatalı pastam var :) ve sobamız var. Anılarım var, çocukluğum var.. O sobalı evde ne de mutluymuşum, mutluymuşuz.. 

36 yaşımda dostluk konusunda aşk konusunda anladıklarıma gelecek olursam; aman bana uzak olun.. mümkünse..  (aman ilellah yallah..)

Saftım, salaktım diyebilirim artık belki de hala salağımdır bilinmez. Ama bu kadar mı saftirik olunur derseniz 'evet' olunabilir denecek türden insanlardanım bazı bazı, bazı huylar geçmiyor yıllar geçsede. Ama daha akıllı olmayı öğrenmeye çalışıyorum, daha tahammüllü olmayı daha az sinirlenmeyi, daha çok bazı şeyleri kafamı takmamayı. Geçmişi düşünmemeyi ana odaklanmayı başarmaya çalışıyorum. Hatalarımdan dersler çıkarmayı, olgunlaşıyor muyum yoksa nedir? Bana nasıl davranılırsa artık öyle davranıyorum insanlara bu bence iyi bir özellik sizde deneyin. Etrafımda kötü niyetli ve kötülük düşünen insanları gördüğümde kendi cehennemlerinde bırakıyorum, hayatımdan uzak tutuyorum. İnanın ki kendi cehennemlerinde yanıyorlar (kesin bilgi),  bunu tavsiye ederim. Pozitif olmayan, negatifliği ile sizi tüketen, sürekli kendi çıkarlarını düşünen,sizi aşağılamaya çalışan, sizi kullanan, kullanmaya çalışan, insan olduğunu unutmuş insan görünümlüleri,  sizi aptal yerine koyan, iyi günde de kötü günde de yanınızda olmayan insanları, üzerinize basmak isteyen insanları hayatınızdan def edin gitsin. Huzur bu çünkü, kimsenin kimseyi mutsuz etmeye hakkı yok. Kimseye bu hakkı vermeyin, ben kendi hayatımda bunu uyguluyorum kimse beni mutsuz ve huzursuz edemez, buna izin vermiyorum. Çünkü bu hayat benim hayatım, mutlu olmak istiyorum. İnşallah ömrüm yeterse güzel günler yaşayacağım, ideallerim, hayallerim, hedeflerim var..  hayallerimin, hayallerimizin bir gün gerçek olması umudu ile yazıma son verirken; yaş önemli değil, mühim olan o yaşa kadar onunla ne yaptığın? diyorum.. :)






21 Mart 2017 Salı

Karanlığın Elli Tonu Filmi Yorumlarım



2017 - ABD Tür : Dram , Romantik 
Yönetmen : James Foley 
Oyuncular : Jamie Dornan , Dakota Johnson , Kim Basinger , Eloise Mumford , Tyler Hoechlin 
Senaryo : Niall Leonard 
Yapımcı : Michael De Luca , Dana Brunetti

3 Ekim 2015 Cumartesi

Hafta Sonu İçin Film Önerilerim: Aşk Nerede ve Dabbe 6



Hafta sonunda izleyebileceğiniz iki film önerim olacak. İlki komedi filmlerini sevenler için 'Aşk Nerede?', ikincisi ise korku ve gerilim filmi sevenler için alternatif olabilecek bir film: 'Dabbe 6'.

İki filmi de geçen hafta sonu, bayram tatilinde izledim. Çalışınca, (çalışanlar bilir:)) hafta içi sosyalleşmek zor gerçekten:) Ancak tatillerde, izinlerde bir şeyler yapabiliyorsunuz. Bu iki filmi de merak etmiştim ve arkadaşlarımla izledik.


AŞK NEREDE?

Vizyon Tarihi: 25 Eylül 2015
Yapımı : 2015 - Türkiye
Tür : Komedi ,  Romantik
Yönetmen : Semra Dündar
Oyuncular : Ayça Erturan ,  Faik Ergin ,  Eylül Öztürk ,  Oya Aydoğan ,  Kadir Çöpdemir

Senaryo : Semra Dündar

Aşk ve ilişkiler üzerine romantik komedi diyebileceğimiz türden bir film. Evlenmeyi düşünen bir kadının kafasında ki ideal erkek profili, karşısına çıkan erkeklerle yaşadığı komik ve aslında düşündürücü olaylar. Ve karşısına hiçte kriterlerine uymayan ama aşık olduğu bir adamın çıkması. İşte burada kafanızda şu sorular oluşuyor; hani diyorlar ya herşey dengi dengine bu çok mu doğru diye düşünüyorsunuz. Sevince, aşık olunca başka şeyleri gözünüz görür mü yoksa aşkınızı mı yaşarsınız? Bu sorular kafanızı kurcalarken; aşkta sabırlı olmayı ve gerçek aşkın, sevginin nerede olduğunu düşünüyorsunuz. Düşünün mesela hiç bir kadın olarak kendinizi bir erkeğin yanında güvenli hissettiniz mi? Onu bir parçanız hissettiniz mi? Filmin karakterini birazda kendime benzettim:) Ama henüz o aşkla tanışmadım, tanışsaydım şu an böyle olmazdı.. Filmde oyuncuların performansı da çok iyiydi. 

Eğlenmek, gülmek için izlenecek hoş bir romantik komedi olmuş. Erkekler için çok kriter belirleyebiliriz ama en önemlisi karakterli olması, bunu hiç unutmamalıyız bence..

2 Ağustos 2015 Pazar

Hakkımda Bilmediğiniz 11 Gerçek :)

Şafagın Dünyası ve Little Butterfly beni taglamişler :)) Yine mimlendim bu seferki sorulara ne cevaplar vermişim merak ediyorsanız hemen okuyun :))

1. En sevdiğin özelliğin/özelliklerin?

Kendimi seviyorum özelliklerimi de :)) o ne özgüven o :) kin tutamam.

2. Takıntıların var mı ? Varsa neler ?

Metroda ve asansörde kalamamayı atlattım, belki de sürekli bir şeyin üstüne gidince geçiyor, boşuna demiyorlar korkularınızın üzerine gidin diye. Ama dışarı çıkmadan çantama on kez bakıyorum hala bir şey unutmayayım diye :)

3. Yaptığın en çılgınca şey?

Çılgınlık bizim işimiz bebeğim 1982'den beri:) En çılgınca şey o kadar çılgıncaydı ki buraya yazamıyorum:) şaka şaka kendi halinde biriyim. 

4. Sürekli anlatamadığın ama hep anlatmak istediğin bir başarın var mı ?

Var. Bir kişiye bak başardım demek isterdim. O kişi keşke blogumu okusa ve bana hiç yaratıcı değilsin dediği günü düşünse.!

5. Moralin bozukken kendini şenlendirmek için yaptığın bir şey var mı ?

Çikolata yerim. Arkadaşlarımla buluşurum.

6. 'Bugün gelse dünyayı yakar, onunla kaçar giderim' dediğin bir ünlü var mı ? (Türk/yabancı farketmez)

Gerard Butler gel Biricit kaçalım dese tüm hayatımı bırakır giderim bu kadar net bu kadar açık :))






7. Sana şans getirdiğini düşündüğün bir şey var mı ? (Obje, hareket, kişi her şey olabilir)

Sanırım yok. Ama totemlerim vardır mesela ne zaman BJK maçını izlemesem maçı BJK alır :)


8. Hayalindeki meslek ve nedeni?

Aşçı olabilirdim hem zevkli hem de maaşı da iyi:)


9. Evde tek başına kaldığında yaptığın ama kimseye söylemediğin  şey ne ?

Nerdeee evde bile tek başıma kalamıyorum, kalırsam da kahve yapıp blogumla ilgileniyorum.

10. En sevdiğin film/ler ?

Brigget Jones'un günlüğü en sevdiğim filmlerden blogumun isminden de anlaşılacağı üzere :)


11. Kendine hangi sorunun sorulmasını isterdin ve cevabı ne olurdu ?


Benimle evlenir misin?
*evetttttttttttttt:)







27 Şubat 2015 Cuma

Gri'nin Elli Tonu Filmi Yorumlarım


Vizyona girdiği andan itibaren büyük merak uyandıran 'Gri'nin Elli Tonu' filmini duymayanınız yoktur sanırım. Bende aşk-ilişkiler üzerine bir film olması nedeniyle ve aynı zamanda da arkadaşlarımında çok merak etmeleri neticesinde bu filmi bu hafta içinde izledim. Filmin oyuncularının performanslarından bahsetmem gerekirse; oyunculukları iyiydi gerçekten de. Konusunu az çok duymuşsunuzdur okumuşsunuzdur diye özet geçmeyeceğim fakat filmde dikkatimi çeken bazı konular oldu, söz konusu olan aşk ve ilişkiler olunca kadınlar tarafından oldukça ilgi çekici bulunuyor bu tarzdaki filmler. Kitabın filme çevrilmiş hali olması da seyircilerin ilgisini daha çok çekiyor. Günümüzdeki bazı erkeklerin davranışlarını tüm gerçekliği ile göz önüne sermişler filmde. Yani sevgili olamam, evlenemem ama başka şeylere evet derim diyen türdeki erkekleri biraz anlatıyor film. Bu arada kitabın 2. ve 3. cüsü de olacakmış onlarda belki film olarak izlenebilir. 

Film hakkındaki ve sinemada başımıza gelenler hakkındaki yorumlarım ise;

1-(+18)
2- Filme girerken kapıdaki yer gösterici 'salon 2 de film baslamak üzere ehehuheehehehuu' diye gülerek sizi davet etmekte.
3-O gülünce herkes 'ne oluyor lan' diye düşünerek filme sıkılarak birazda utanarak girmekte.
4- İçeri girince izleyicilerin çoğunluğunun kadın olduğunu görünce bir rahatlama(!) (özellikle kız arkadaşlarınızla(üçerli beşerli) gitmenizin sürekli gülmekten karnınıza ağrılar gireceğini de belirtmeliyim, aslında film bir DRAMdır.)
5-Gri'nin Elli Tonu filminin adının Türkçeye yanlış çevrildiğini dolayısıyla Grey isimli adamın elli tonu olduğunu anlama.(Grey'in Elli Tonu filmin oricinal ismi.)
6- Film beklediğinizi vermeyecek (kesin) (ne beklediğinize bağlı) (kitabı okuyanlar için özellikle..)
7-Grey gibi erkekler var mı? Var da helikopterleri yok:) belki de vardır kimbilir..
8-Filmdeki tek gri şeyler Grey'in kravatları.
9--Devamı gelir mi? Gelir..gelecek.. sürüp gidecek.. Abartıldığı kadar bir film değil nokta net.. :))) 

10-Sen izleme lütfen..

Biricit; erkeklerin aşka kalplerini açmalarını diliyor..

16 Şubat 2015 Pazartesi

Bir Melek: Özgecan..


Tüm sakinliğimi koruyarak yazmaya çalışacağım bu yazımda çünkü oldukça canım sıkkın gördüğüm haberlere, paylaşımlara.. Gerçekten çok üzgünüm çevremdeki herkes kadar. Nasıl bunları yaşar bir toplum olduk? Gencecik bir genç kız, genç bir hanım Özgecan daha yirmi yaşındaydı. Öyle bir ölümü, öyle bir şeyi, tacizi, tecavüzü, vahşeti hiç hak etmiyordu. Bir melek oldu şimdi..  Onun da hayalleri vardı,çok güzel bir işi olacaktı, bir gün evlenecekti 'anne' olacaktı.. Bazen kelimeler kıfayetsiz kalır ya aynen öyle bir durumdayım.  Burası bir kadın blogu ben bu blogu ilk açtığımda aşk ve ilişkiler üzerine yazılarımı yayınlıyordum. Genelde esprili, eğlenceli yazılarım okuyucularımla buluşuyordu. Bu yazım pek eğlenceli değil baştan uyarmak isterim.. Ben yaşadıklarımı paylaşırken; okuyucularımın dersler çıkarmasını veya kendi yaşadıklarını paylaşmalarını, aynı şeyleri yaşıyor muyuz diye yorumlarını okumayı seviyordum. Bir kaç gündür öğrendiğim şeyler aslında çevremdekilerle ne kadarda aynı şeyleri yaşadığımı bir kez daha gösterdi bana. 

Hepimiz korkuyoruz kadın olarak, yolda dolaşırken, akşam bir yerden dönerken. Hatta gündüz bile başımıza bir şey gelebilir. Her an tacizlerle baş başayız. Bir cinayete kurban gitmemek için korkuyoruz; eski sevgili, eski eş.. vs.. Ya da hiç tanımadığınız birisi sırf kadın olduğunuz için(tahrik olup) size tecavüz edebilir, taciz edebilir. Minibüslerde, otobüslerde az mı taciz yaşadık veya yolda giderken pis pis bakışların az mı muhatabı olduk, laf atmaların, elle tacizlerin. Durduk yere üzerinizde normal kıyafetler varken bile. 

Pazardayken alışveriş yaparken mesela düşünün orda meyve sebze seciyorsunuz, arkanızda insan diyemeyeceğim bir yaratık sizi elle taciz edip kacıp gidiyor! Ben üniversitedeyken ikinci öğretim okuyordum okulumda Laleli'deydi, pasajın içinden gidiliyordu, öğrenci olduğum o kadar belliydi ki elimde bir sürü kitapla gidiyordum, esnafın laf atmalarını da hiç unutamıyorum mesela.. Akşam 11 bucuk gibi eve dönüşlerim, korku ile hızlı hızlı yürümem, annem kapıyı açınca içimin ferahlaması.. 7den 70e bütün kadınların bu zamana kadar başına böyle olaylar mutlaka başına gelmiş maalesef ki. Çoğu yere yanımıza bir erkek tanıdığımızı alıp gitmişizdir. Korktuğumuz için çünkü, o saatte başımıza bir şey gelmemesi için. Mesela şunu da hiç unutmuyorum o zaman üniversitede okuduğumda part-time Akmerkez'de bir mağazada hafta sonu calısırken eve geç saatte gelemediğimde, cünkü bizim eve otobüs o saatte olmadığı için Cevizlibağ'da inip, aktarma yapacağım diye durakta otobüs beklerken saat yine 11.bucuk-12 civarında yanıp sönen far ısıklarıyla kornaları ile arabalarını durdurup bana işaret eden insan görünümlü ama tahminimce yaratık olan erkekler geldi aklıma, annem taksiyle zamanında durağa gelmeseydi beni almaya ne yapacağımı bilmiyordum.. 17 yaşındaydım o zaman, unutmayın bir kadın o saatte evine dönmeye calısıyordur, o saatte baska bir sey aramıyordur, o zaman her gördüğünüz kadını bu aranıyordur baska sey istiyordur diye taciz etmeyin, rahatsız etmeyin!

Telefonlarla, cep telefonlarıyla taciz eden kim olduğunu bilmediğimiz ama tanıdığımız sapıklar, ilişkilerde sürekli karşısındaki kadını cinsel açıdan kullanmaya çalışan erkeklerin de bundan bir farkı yok. Bir yerde okumuştum; erkekler bir gün içinde bilmem kaç defa; sürekli cinselliği düşünüyorlarmış, biz kadınlar ise sürekli bunu düşünmüyoruz. Karşınızdaki kadını 'kadın' gibi değil 'insan' gibi görün. Cinsel olarak görmeyin, yetiştirilmemiz farklı evet biz eğitildik, artık sıra sizde siz eğitilin, bakış açınızı değiştirin, hayvanlardan farklısınız 'düşünün, beyniniz var!' Sürekli eliniz cinsel organınızda, yürümeyin! Aklınız cinsel organınızla yer değişmiş sanki, cinsel organınızla düşünüyorsunuz çünkü!? Her önünüze gelene laf atıp, taciz etmeyin, ne diyim bilemedim ki, düşünce sisteminizi değiştirmeniz kadını sadece 'cinsel obje' imiş gibi görmemeniz gerekiyor. Çünkü biz insanız.. Kendi annenizi, kız kardeşinizi, eşinizi bizim yerimize koysanız belki empati yapsanız böyle ahlaksızlıklar aklınıza gelmeyecek..

Erkeklerin kadınları 'insan' olarak görmedikleri, cezalar ağırlaştırılmadığı sürece de cinayetler, tacizler, tecavüzler sona ermeyecek maalesef. Özgecan'ın yürekleri yanan ailesine sabırlar diliyorum, katillerinin ise en ağır cezaları almalarını diliyorum.. 


14 Şubat 2015 Cumartesi

Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun!


Sevgililer Gününüz Kutlu Olsun! :) Sevgiyi, sevgililiği, aşkı tabii ki bir güne sığdıramayız ama bugün gerçekten birbirini sevenlerin, birbirlerine özel hissettirecekleri bir gün bence. Her ne kadar bugüne inanmayanlar olsa da ben gerçek sevgiye ve aşka inanıyorum. Ve hak eden herkesinde bugünü güzel bir şekilde geçirmesinden yanayım, aşk-sevgi kolay bulunmuyor, kıymetini bilin. Herkes sevilmeyebiliyor, mesela ben.. Düşünüyorum da bu dünyada yakın dost, arkadaş ve akrabalarım haricinde bu zamana kadar beni tam anlamıyla seven, beni hiç terketmeyen tek kişi annem oldu. Benim biricik sevgilim(sevgime değen, beni çıkarsız seven tek insan): annem.. Sevilmek güzel şey aslında.. Hele de yanınızda 'anne' denilen kutsal varlığınız varsa.. 

Herkesin sevgililer gününü kutlarken tabii ki gelecekteki sevgiliminde sevgililer gününü kutluyorum:) Ayrıca kayınvalideminde ahh canım kayınvalidem benim simdiden sevdim seni, seni görünce oğluna 'seni anan benim için doğurmuş' şarkısını söyleyeceğim!:)) Hayırlı gelin kategorisinde oscara aday olucam!

Sevgili, sevgili demişken; eski sevgilileri unutmak olmaz! Rahmetli eski sevgililerime Allah'tan rahmet, bütün ömürleri boyunca sizi çekmek zorunda kalacak olan kederli ailelerinize de bol sabırlar diler, olmayan kalplerinize, vicdanlarınıza ve beyinlerinize..  'az susta yalan motorun soğusun' soğukluğu gelmesini diler, sevgililer gününüzü en içten dileklerimle kutlar, küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öperim. Mektubuma burada son verirken.. ayy ne diyorum ben:) Demem o ki; bu dünyada kalbi olan, vicdanı olan ve beynini çalıştırabilen insanlara kalbinizi sonuna kadar açın, Allah kimseyi vicdanıyla baş başa, ahlarla dolu bir yaşamda mücadele vermeye zorlamasın kötü bir durum bence. Sevgi&Aşk hak edilen insanlarla, hayırlı insanlarla olsun ve mutlu olacağımız şeyler yaşayalım.. Herkesle olmaz çünkü, herkes insan olamaz..

Sevgilin olduğunda sana hergun sevgililer günü diyen Biricit; 14 Şubatı çok güzel bir şekilde kutluyor :)




2 Şubat 2015 Pazartesi

Sevgilisi Olmayanlara Özel Yazı: Sevgililer Günü'nde Yalnız Kalpler Ne Yapsın?


Mart ayı nasıl dert ayıysa, şubat ayıda 'aşk' ayı bana göre. Kasım'da mı aşk başkadır, Şubat'ta mı aşk başkadır diye sorsanız; kesin fikrim şubat ayının aşk ayı olduğu yönünde.. Nedeni ise çok basit; 14 şubat gibi bir gün geliyor, sevgililerin bulusacağı, sevgilerini özel hediyelerle göstereceği, vıcık vıcık etrafta dolaşıp, sizin gözünüzün önünde aşklarını yaşayacakları özel bir gün. Daha firmaların mailleri ile başlıyor, markaların smsleri ile devam ediyor (sevgiliniz olsa neyse sevgiliniz olmayınca iyice sinir oluyorsunuz, kime alacağım ki ben bu hediyeyi), en sonunda ise 14 Şubat günü geliyor ve sevgilisi olan çiftler sokaklarda elele dolaşmaya, birbirlerine hediyeler vermeye başlıyor..

Sevgilisi olmayanların dışarı çıkmamaları daha uygun, bugün suya sabuna dokunmayın, evinizde takılın siz.(şaka şaka) Yoksa sevgilileri görüp görüp muhtemelen bu güne de, o gördüğünüz sevgilisi olan şanslıgiller familyasına da uyuz olup, kara kara düşüneceksiniz, içten içe kıskanacaksınız siz iyisi mi evde oturun yalnızlar! Bu yazım özellikle sevgilisi olmayan, sevgilileri tarafından terkedilmiş veya sevgilisinin davranışları yüzünden ilişkisini bitirmiş 'yalnızlık çok güzel, yalnız takılırım daha iyi ooo yee', 'yalnızım coolum, dırdır çekeceğime böyle daha iyi beaa', 'bir ilişki yaşayamıyorum ben, yalnızlık benim en eski sevgilim' diye kendini avutanlar için, bu yazım sevipte kavuşamayanlar için, sevgilisi olmayan şanslıgiller için.. Peki siz sevgililer gününde ne yapacaksınız? Aşk ve ilişkiler yazılarıyla internet alemi sallayan Biricit boş durmadı bu konu üzerinde hindi gibi düşündü, attı tuttu ve bu yazıyı uydurdu!

Sevgilisi olmayanlar Sevgililer Gününde ne yapmalı, depresyona girmemek, eski sevgiliyi aramamak için yapılması gerekenler nelerdir?

* Evinizden çıkın ve insanların arasına karışın (korkularınızla yüzleşin..) Asla evde durmayın, iyice psikopata bağlamayın.. Yok kitap okuyun yok müzik dinleyin diyemeyeceğim bu sefer.. 

* Tek başınıza dışarı çıkmayın mümkünse sizin gibi bekar, sevgilisi olmayan yakın bir arkadaşınızla veya kalabalık bir arkadaş grubuyla dışarı çıkın. (dısarı cıkacağınız arkadaş grubunuz sadece bekarlardan oluşsun)

*Gezin, dolaşın, eğlenin ve yalnızlığın tadını çıkartın, bırakın sevgilisi olangiller familyası sizi kıskansın, 'vayy bee simdi yalnız olmak lazımdı' desinler..

* Sevgilisi olmayanların aslında sanslı olduklarını düşünmeleri lazım, belki devam etseydiniz iyice mutsuz olacaktınız, düşünsenize sevgiliniz var ama size hediye almadı veya güzel bir seyler planlamadı, sizi umursamadı, bunu yasayan insanlarda oldukca fazla (sekil 1 a: Biricit). Bardağın dolu tarafını dusunmeye çalışın, onlar simdi sevgililer gününü kutluyorlar fakat ama lakin siz ileride, gelecekte, belki de tam istediğiniz insanla, sizi mutlu edecek kişiyle harika bir sevgililer günü yasayacaksınız, belki de onlar son sevgililer gününü kutluyorlardır kimbilir? 

* Yalnızda olsanız; mutluysanız sorun yok demektir. İllaki hayatınızda birisi mi olmak zorunda, zaten sizi sevseydi, sizi bırakmazdı sizin yanınızda olurdu, arardı sorardı, ilgilenirdi, korkaklar gibi kaçmazdı,sevilmek güzel tabii ki herkes sevilmek ister ama illaki birisi olsun diye birini hayatınıza sokmayın. Gerçek aşkı bekleyin, unutmayın bir gün karşınıza çıkacak, umutsuzluğa yer yok!

Biricit; sevgilisi olsa da olmasa da sevgililer gününde çok eğleneceğe benziyor.



25 Ocak 2015 Pazar

Aman Allah'ım Neydim?N'oldum? Kitabı Yorumlarım


Aman Allah'ım Neydim?N'oldum? Kitabı ile geçen sene İstanbul Beylikdüzü'nde düzenlenen kitap fuarı sayesinde tanışmıştım. Trend Yayınevi'ne ait olan bu kitap; kadın erkek ilişkileri üzerine yazılmış, çoğu zaman gülerek bazen de oldukça düşünerek okuduğum bir kitap oldu. Kitabın kapağında yer alan 'hayat pause tuşuna basınca durmuyor be annem' sözü de kitabın ne denli eğlenceli olduğuna dair bir fikir uyandırıyor :) Oldukça merak ettiğim bir kitaptı bu kitap. Pakize Ömürlübay'ın ilk kez bir kitabını okudum bu arada. Anlatım dili oldukça sade, akıcı bir Türkçe kullanılmış, 3-4 gün içinde sıkılmadan büyük bir merakla okudum. 



Kitapta sevgilisi tarafından aldatılan fakat bu aldatılmayı farketmeyen sonrasında ise sevgilisi tarafından terkedilen bir kadının, kendini yenileme, değiştirme süreci anlatılıyor. Tabii ki bu süreçte hikayenin kahramanı olan Miray'ın başına gelenler hem sizi güldürüyor hem de düşündürüyor. Miray hayatını baştan aşağı değiştirmeye çalışırken, siz de onun mucize değişimini kitaptan okuyorsunuz. Belki de mucize bizim içimizdedir, birazcık cesaretli olsak; huzur ve mutluluğun nerede olduğunu bulacağız. Önce kendimize güvenerek başlayabiliriz. Ben kitap okurken kitaptaki hikayenin kahramanı ile kendimi bütünleştiriyorum eğer ki o kitabı beğendiysem. Miray karakteri de biraz bana benziyor benim gibi aldatılmış ve hayata yeniden baslamaya çalışıyor, erkeklerin aldatmaları kadınlar üzerinde gerçekten ağır hasarlar veriyor. Kimseye güvenemeyebiliyorsunuz, peki güvenmeden yaşanır mı? Yaşanmaz tabii ki, aldatılan kadınların da, erkekleri çözemeyen kadınlarında okuması gereken eğlenceli bir kitaptı, kesinlikle tavsiye ederim.


Biricit; kadın-erkek ilişkileri içerikli kitapları okumayı çok seviyor:)


24 Ocak 2015 Cumartesi

Eski Sevgili İyice Eskirsin İnşallah!


Eski sevgililerime harcadığım zamanı yeni biri için harcasaydım şimdi evli, mutlu ve çocuklu olmuştum kesinlikle.. Eski sevgiliden 'sevgili' olmaz, eski sevgiliyi unutmanın yolları yazımı tekrar tekrar okusam ne kadar güzel olur!.. Eski sevgili değişmez, eski sevgili yine aynı, yine aynı, yine aynı, nerede bıraktıysanız orada kalmış, level atlayamayan süper mario gibi son canlarını da üzerinizde denemeye hazırlanıyor,ee o zaman neden geri dönüyorsun ki, bir insan geri dönüyorsa, sevdiği için geri dönmeli, başka şeyler için değil! İlişkine yeni bir boyut getiremiyorsan neden görüşmek istiyorsun?

Hayatına onu alamıyorsan, yine aynı şekilde gizli saklı devam edeceksen, geri dönmenin ne anlamı var ki? Sorunları çözecek halin yoksa, ne olursun geri dönme.. Ne döndüğün insanın sinirlerini boz, ne de kendini yıprat! Sorunları söylediğinizde veya beklentilerinizi söylediğinizde de 'dırdırcı' oluyorsunuz.. Ne güzel sus pus oturup hiç bir şeyden bahsetmezseniz sizden iyisi yok bu dünyada! 

Bir kadının beklentileri, istekleri olmayacak mı? Erkek mi belirleyecek her şeyi, evlenme fikrini bile erkek belirliyor, kadın evlenme teklifini kabul ediyor, kadının evlenmeye bile karar verme hakkı yok! Neye hakkımız var; her seye evet mi diyelim, o zaman mı bir ilişki sağlıklı yürüyor, hep erkeklerin dedikleri olacak, hep biz herşeyi alttan alacağız, oldu gözlerim doldu.. 


Eski sevgililerinden nefret eden Biricit derki; alnıma insan olmadan bu kıza geri dönmeyin yazdıracağım artık..


18 Ocak 2015 Pazar

Bugün Benim Doğum Günüm! Mutlu Yıllar Bana :)


Bugün benim doğumgünüm :) Gördün mü bak 3. oldum, neyse 30 küsür diyelim yuvarlak hesap olsun:) 30 yaş üzerinde olunca küsüratını söylememize gerek kalmıyormuş, 30 demek yeterliymiş:) Geçen seneki yaşımdan 1 yaş fazlayım işte, neyse ne!:)) 

Pahalı, şatafatlı, gösterişli pastalar(hatta hiç pasta bile istemiyorum bu yıl) ve hediyelerle kutlamıyorum bu sene yeni yaşımı, gerçek ve samimi dostlarımla ve birtanecik annemle kutluyorum, çünkü mutluluk bu aslında; ne gösterişte, ne pahalı hediyelerde, mutluluk kendi içinde ve saf sevgilerde.. Neyse iyice felsefeye bağladım, sanırım yaşlanıyorum.. Hüzünleniyorum ben doğum günümlerimde bu sene biraz daha fazla.. Çünkü her zaman doğum günü sabahımda neşeli sesiyle beni arayan, hep ilk doğum günümü kutlayan anneannecim bu sene arayamayacak beni.. Onsuz bir doğum gününü ilk kez kutlayacağım, zamanla alışırım belki insan nelere alışmıyor ki? Aşk acısı mı ölüm acısı mı deseler, en büyük acı bir yakınınızı kaybetmektir ve onu bile zamanla unuturken aşk acısı da neymiş ki? Sen hiç annenin, babanın, çok sevdiğin anneannenin veya çok yakın bir dostunun ölüm acısını yaşadın mı? Senin hiç baban öldü mü? 

Yaşamak ve ölmek birbirine ne kadar yakın iki kelime ve bir o kadarda uzak.. Birileri ölürken birileri de yaşama merhaba diyor, yaşama sırası sende bebek, sende yaşa sende gör.. İyi insanları da; karakterleri bozulmuş insanları da.. Hepsi sana hayatı öğretecek, bir gün niye yaşadığını bulacaksın, şimdi sıra bende! Belki de bulmuşumdur neden yaşadığımı.. Mutlu yıllar Biricit! 

Yazısına neşeyle başlayıp, psikopata bağlayan Biricit derki; 33. yaşıma girdiğim bugün, keşke tüm sevdiğim insanlar yanımda olabilseydi..

11 Ocak 2015 Pazar

Pembe ve Yusuf - Canan Tan


Canan Tan'ın Pembe ve Yusuf kitabını Tavsiye Kanalı'nın yarısmasından kazanmıstım. Gectiğimiz yılın en son okuduğum kitabı olan Pembe ve Yusuf; kadının toplumdaki yeri üzerine yazılmıs nice romanlardan birisi. Canan Tan'ın okuduğum ikinci kitabı olmasının yanı sıra; Canan Tan'ın tarzını oldukca yansıtan, sosyal icerikli ve kadınlar üzerine bir konuda ilerleyen, oldukca hızlı bitirdiğim (yaklasık 2 gün icinde) ve beni cok saran bir kitaptı.




11 Ekim 2014 Cumartesi

Tutkulu Aşk Kitabı Yorumlarım


Tutkulu Aşk kitabına yaz tatilimde başlamıştım,tatil dönüşü de evimde bitirmiştim. Oldukça eğlenceli bir konu işlenmiş olan bu kitabın, hem konusu hem de barındırdığı heyecanı çok hoşuma gitti. New York Times Bestseller Rachel Gibson tarafından yazılmış, ilk kez Rachel Gibson'un bir kitabını okudum. 





Kitabın konusu; aşk ve ilişkiler / kadın erkek ilişkileri üzerine hem eğlenceli hem de bazen düşündürücü bir tarzda yazılmış. Kitabın iki kahramanı üzerinde gelişen olaylar zincirini merakla okudum. Evlenmek üzere iken evlenmekten vazgeçen bir kadın olan Georgeanne ve onunla tanışıp, kısa bir ilişki yaşayan bir adam olan John üzerine yazılmış bu kitapta daha sonraki sayfaları çevirdiğinizde; büyük bir heyecanla okuyorsunuz. Çünkü yıllar sonra tekrar karşılaşıyorlar ve hayatlarındaki değişiklikler ve birbirlerinden sakladıkları sırlar gün yüzüne çıkıyor, hoş ve minik bir sürprizle beraber..:)

Bu kitap birazda kaderden kaçılamayacağını er ya da geç eğer ki gerçekten sevenler varsa bir araya gelineceğini anlatıyor, heyecanla okudum:) 

Biricit derki: ben ne zaman beyaz atlı prensimle tanısacağım, yoksa tanıstım mı?:)



9 Ekim 2014 Perşembe

Müzikli Mim Cevapladım Ben :)


Hüzün Sarısı Blogu beni mimlemiş, mimi de kendisi icat etmiş, orjinal fikirli insanları çok sevdiğimi söylemiş miydim:) epeydir mim yazısı cevaplamamıştım iyi oldu:) cok tesekkur ederim kendisine :)

1) Müzik denildiğinde aklınıza gelen tek kelime
Eğlence :)

2)Hiç müzikten bıktığınız oldu mu? Veya dinlemeye ara verdiğiniz?
Müzik dinlemekten bıkmadım hiç fakat moralim bozukken duygusal sarkılar dinlememeye özen gösteririm, zaten canım sıkkınken iyice sıkmamın manası yok:)

3)Hayatınız boyunca hayranı olduğunuz bir ses sanatçısı oldu mu? Posterlerini odanıza astığınız fan dediğimiz türden yani?
Severek dinlediğim çok ses sanatçısı var ama aşırı bir şekilde hayranlık duyduğum olmadı. Posterler asmıştım 16-17 yaşlarımda ama ses sanatçısı değillerdi :) Beyazıt Öztürk ve Okan Bayülgen'i çok severdim, hala da severim, o zamanlar onların posterleri vardı odamda :D

9 Eylül 2014 Salı

3 Eski Sevgilimi TOPladım 1 Adam Etmedi!


Üç eski sevgilimin isim benzerliği kadar, kaderleri de birbirine çok benziyor. Mesela 3'ü de aynı anlarda geri dönme potansiyeline sahipler. 3 ünün ortak o kadar çok özelliği var ki. 3 ü de beni sevmiyor, 3 üde boş vakitlerinde, kafaları karısıkken, yalnızken, benden sonra hayatlarına kimseyi alamadıklarından baska kız bulamadıklarından,aaa bi biricit vardı saf salak nasılsa barısır,ona geri dönelim diye düşünüp geri dönüyorlar. 3 ününde sorunları var, aileleriyle, işleriyle, kendileriyle sorunları var.(kafalarında olabilir mi evet olabilir) 3 üde iliskisini kimse bilmesin istiyor, ciddi bir iliskiye soğuk bakıyor. 3 üde öküzlükte level atlamıs yükselen burclarıda aynı, hepsi: ayı. 3 ünüde coğu konuda denedim, yanıltmadılar sağolsunlar 3 ünüzde aynısınız. E, S ve M ben size kısaca; Elma, Simit ve Muşmula diyeceğim bu yazımda isimlerinizi vermemek adına. 3 isimde de yuvarlak yiyecekleri seçtim, size özel olsun seversiniz yuvarlak seyleri siz :) 

31 Ağustos 2014 Pazar

Tatil Evliliği Yapıcam Ben :)


Tatilden geldim :) Hem aile tatilim hem de hayatımda ilk kez en yakın arkadaşımla beraber yaptığımız birkaç günlük tatil gerçekten de bana çok iyi geldi. Fakat yine tatilde de evli çiftleri, sevgilileri, nişanlıları görmek; evlenme duygularımı depreştirdi de denebilir :)) Genelde ya aşk evliliği ya da mantık evliliği yapılır veya ikisinin karışımı olan evlilikler, ben ise tatil evliliği yapıcam en sonunda:) Çünkü tatilde yalnız olmak cidden de kötü bir durum:) Sırf tatile gitmek için tatil evlenmesi yapacağım :) Bir de plaj düğünü yaparsam tamamdır:) Önce bir koca bulmam gerekiyor, benim gibi yaşamayı, gezmeyi, yemeyi, içmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, hayatın tadını çıkarmayı bilen birisi olmalı. Özellikle de fotograf cekmeyi sevmesi lazım :) İlişkisini kimseden gizlemeyecek aksine bağıracak! Beni çok sevecek ve sevgisini gösterecek böyle birini istiyorum hayatımda, ben gerçekten değerli olmalıyım, kendimi değerli hissetmeliyim. Yok ben seviyorum ama gösteremiyorum falan bunlara karnım cok tok benim, seven insan fedakar olur, gösterir eğer gercekse sevgisi..

Gerçekten böyle biri var mı bu dünyada? Benim gibi düşünen en azından ortak özelliklerimiz olmalı, aynı seyi düşünmesekte hani aynı noktaya aynı anda bakmak 'aşk'tır ya heeh işte ondan istiyorum ben. Beni kırmayacak ki ben de onu kırmayayım. Kötü sözler söylemeyecek kadar saygısı olmalı o kişinin. İncitmemeli beni. Ben evlenip tatile gitmek istiyorum:) Balayına falan aslında evli olsam her günü balayı gibi geçirirdim ne güzel hayallerim var çoğunu buradan yazamasam da gerçekten o karşımdaki kişi her kimse şanslı olacak özel olacak, benim her anıma katlanabilirse tabi:) Ama seven insan biraz da alttan alıp katlanmaz mı pekte iyi olmayan özelliklerinize? Bence katlanır çünkü kimse mükemmel değil, kimsenin ilişkisi de mükemmel değil. Kimse kimseye karışmasın öyle ilişkimi olur bence o ilişki olmaz. Zor günümde yanımda olmalı!

Karşılıklı anlayış ve alttan alma olmalı bir ilişkide, kavgada tartışmada olur saygıyı aşmadan, zaten arada saygı ve sevgi varsa karşındakini de kırmamaya çalışırsın. Bu arada ben romantik bir erkek istiyorum, özel günlerde de normal günlerde de bir çiçek almak çok mu zor? Düşünceli olmak çok önemli, yalan söylememek hep dürüst olmak çok önemli. Çünkü o yalan illaki ortaya çıkacak bir gün. Ne kadar bir seyi gizlerseniz o bir gün ortaya çıkar. Tatilde gözlemlediğim çiftler mutlulardı, umarım bir gün bende çok mutlu olurum.

Biricit; tatil evliliği yapacak çok kararlı:)

19 Ağustos 2014 Salı

Biricit Tatilde Beni Özleyin :)



Herkese Merhabalar! :) Birkaç gün kısmetse tatilde olacağım, geri döndüğümde ise yine yazılarımla devam edeceğim insallah :) Blogumda da bir kaç yazımı önceden hazırladım, programladım, ama internete pek girer miyim, tam bilmiyorum, birkaç gün dinlenmeyi planlıyorum açıkçası, o yüzden yorumlarınıza dönemeyebilirim, fakat internete girersem hemen bakacağım, gelince görüşmek üzere :) Herkese harika bir hafta dilerim :)


Biricit bol bol yüzecek, tatilin keyfini çıkaracak belki de beyaz atlı bir prenste bulacak kimbilir ? :))

16 Ağustos 2014 Cumartesi

Acayip Sorular


Cadının Kozmetik Kazanı beni mimlemiş:) İlkeye mimlediği için çok tesekkur ederim.Acayip sorular yer alıyor mim yazısında :)İşte acayip mim'in soruları şöyle;

Senaryo 1: Kitapçıda kitap seçtiğinizi düşünün,bir anda bir zombi saldırısıyla karşılaşıyorsunuz ! Etrafınız ordan oraya koşuşan insanlarla dolu,karşılık verebileceğiniz bir silahınız ya da sığınabileceğiniz bir yer yok.Tam o sırada kitapçının sahibi bir duyuruda bulunuyor. Bu zombilerin tek zayıf noktası herkesin bayıldığı ama sizin nefret ettiğiniz bir kitap. O yüzden size bunu yaşatan bir kitabı seçmeniz gerek !

Hiç böyle bir kitapla karsılasmadım desem:) Çünkü beğenmesemde o kitabı okurum sonlandırırım, nefret etmem yani, fakat Maeve Binchy Leylak Zamanı'nı cidden cok zor okumustum. O kitap olabilir.

Senaryo 2: Bir kuaföre gittiniz ve saçınızı yaptırdınız. Blendax reklamındaki abladan bile güzel, hacimli saçlarınız var. Derken deli gibi bir yağmur bastırıyor, şiddetleniyor, şiddetleniyor ! Kendinizi korumak için hangi ''devam kitabını'' feda ederdiniz ?

Hiç birini:) Kitaplarım benim için değerli, gerci en güzellerini eski sevgilime vermiş olsamda..

Senaryo 3: Edebiyat dersinde hocanız klasiklerin ne kadar önemli olduğundan,dünyayı nasıl değiştirdiğinden bahsediyor. Ama siz bu konuşmaya katlanamıyorsunuz ve hayatınızda okuduğunuz en tiksinç klasiği hocanızın kafasına fırlatıp, gururla bunun nedenlerini açıklıyorsunuz.

Sıkıldığım, tiksinç bulduğum hiç olmadı.

Senaryo 4 : Küresel ısınmanın dünyanın anasını ağlattığı bir dünya düşünün.İnanılmaz sıcak ya da inanılmaz soğuk hava koşullarıyla yaşıyorsunuz. Eskimo ceketinizi giyip ısınmak için gayret ediyorsunuz. Isınmak için hangi kitabınızı yakardınız ?

Tabii ki hiç birini:) Donmaya devam:)

Kim yapmak istiyorsa yapmak isteyenleri mimledim bende :)

11 Ağustos 2014 Pazartesi

Kaçak Gelinler Dizisi Hem Komik Hem Romantik:)



Kaçak Gelinler dizisini izliyor musunuz? Ben bayılıyorum bu diziye pazartesinin tüm stresini alıp götürüyor:)Yaz sezonuyla bütün diziler tatile girdi, aslında çok dizi izleyen birisi değilim ama izlediğim bir kaç dizi var. Kaçak Gelinler dizisi de sevdiğim diziler arasında yerini aldı.